Dünya hızla ısınıyor, toprak, su ve hava kirleniyor, verimli tarım alanları kuruyor, gıda üretimi azalıyor, her yere yayılan plastik ve toksik ürünler yeryüzü ve su altındaki binlerce canlı türünü geri dönüşsüz biçimde yok ediyor.
İnsanlar hastalanıyor, yoksullaşıyor, yaşam sevincini kaybediyor.
Vahşi kapitalizmin sınırsız hırsı, zehirli bir gaz gibi yayılarak bırakın gezegenimizi, uzayı bile çöplüğe döndürüyor.
Neoliberal düzenin tüm bu başarısızlıklarına rağmen ABD ve Avrupa Birliği’nin başını çektiği emperyalist güçler, savaş temelli bir yolla yeni bir dünya inşa etmeye çalışıyorlar.
Herkesin göç etmeye çalıştığı o çok “uygar” Batılı devletler, iliklerine kadar sömürdükleri küçük ülkeleri kışkırtarak birbirine düşürüyor, iç ve dış savaşlar çıkarıyor.
Çocukları içecek süt bulamayan ülkelere milyarlarca dolarlık silah satıyor.
Hadi gelin, silah satış rakamlarına kuşbakışı bir bakalım:
ABD’yi söylemeye gerek var mı? Bence yok. Merak eden araştırsın. Zaten bulacağınız rakam, bırakın aklınızda canlandırmayı, telaffuz bile edemeyeceğiniz türden! Almanya da felaket!
Ben, dünyada aşkın ve romantizmin sembolü Fransa’ya göz attım.
Oh là là!
Fransa silahlı kuvvetler bakanlığı, 2021/22 için silah satışı tahminlerinin “30 milyar dolardan fazla olduğunu” bildiriyor.
Ya sosyal demokrasinin simgesi, uygarlığın Nirvana’sı İsveç? Mini mini minicik, kutu kutu pensecik bu karlar ülkesi, başka toprakları kana boyamak üzere 2020 yılında 286 milyon dolarlık silah satmış. Hmm! 2001 de 895 milyon dolarlık satıştan sonra bu bayağı düşük bir rakam değil mi ponçikler? Yeni pazarlar lazım size, ha gayret!
Avrupa başkenti Brüksel’i bağrında taşıyan Belçika’nın, Ruanda soykırımında oynadığı akıl almaz rolün, çıkardıkları iç savaşın ve sattıkları silahların, en çılgın senaristin bile hayal gücü sınırlarına takılacak vahşilikteki hikâyesini merak edenler, konuyu araştırsınlar; çok şaşıracaklarını garanti edebilirim!
İşte bu adamlar, havuç göstererek, içeriden ele geçirerek Ukrayna’yı kışkırtıyor, kurdun önüne atıyor.
Ukrayna’yı milyarlarca dolarlık askeri teçhizatla donatıp çatışmaları uzatmak ve önemli Rus kayıplarına yol açmak amacıyla faşist paramiliter güçleri silahlandırıyor. Biden yönetimi, Ukrayna’yı yem olarak kullanarak Rusya ile çatışmayı tırmandırmayı amaçlıyor.
Diğer yandan, 1991 de Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla halka ait tüm kurum ve kaynaklara çöken oligarkları temsil eden ve kendisi de bu yolla sınırsız bir servete sahip olan eski devlet memuru Vladimir Putin, gerici bir ideoloji olan Rus milliyetçiliği temelinde yayılmacılık politikası güdüyor.
Dünyada silah ihracatında ikinci sırada yer alan Rusya’nın 2021 yılında satışı, 55 milyar dolar.
Kremlin, Rusya’yı Batı tarafından tehdit edilen “kuşatılmış bir kale” olarak sunup ülkedeki muhalefeti acımasızca bastırıyor. Muhalifler esrarengiz biçimde ortadan kaldırılıyor.
Saldırdığı Ukrayna’da yerli yabancı milyonlarca insan, açlık, susuzluk ve ölümle pençeleşiyor.
ABD, NATO, AB ve kapitalist Rusya arasındaki mücadele, dünya pazar paylarını, nüfuz alanlarını, enerji hatlarını genişletme mücadelesidir. Bu mücadelenin bedelini ise yoksul halklar kanla, korkuyla, artan fiyatlarla, aç kalarak, donarak ödüyor.
Bu canavarların, dünyayı tüm korkunç sonuçlarıyla nükleer bir savaşın eşiğine getirmeye hazır olmaları, dünya emperyalizminin şaşırtıcı düzeyde pervasızlık ve saldırganlığın kanıtıdır.
Savaş bizim savaşımız değildir; biz bu savaşın taraflarından biri değiliz!
Bizim tarafımız, insanlığın tarafıdır.
Nazım’ın dile getirdiği büyük insanlığın!
BÜYÜK İNSANLIK
Büyük insanlık gemide güverte yolcusu
tirende üçüncü mevki
şosede yayan
büyük insanlık.
Büyük insanlık sekizinde işe gider
yirmisinde evlenir
kırkında ölür
büyük insanlık.
Ekmek büyük insanlıktan başka herkese yeter
pirinç de öyle
şeker de öyle
kumaş da öyle
kitap da öyle
büyük insanlıktan başka herkese yeter.
Büyük insanlığın toprağında gölge yok
sokağında fener
penceresinde cam
ama umudu var büyük insanlığın
umutsuz yaşanmıyor.
- Parçalanmış benliği bütünleştirmek - 24 Mayıs 2022
- Filozof Kral - 12 Nisan 2022
- Kırk katır mı, kırk satır mı? - 3 Mart 2022