Türkiye, Uluslararası Suçlular ve Uyuşturucu Baronları İçin Bir Çekim Merkezi mi?

Son yıllarda Türkiye, uluslararası suç örgütü liderleri ve savaş suçlularının yakalandığı ya da izlerine rastlandığı bir ülke olarak sık sık gündeme geliyor. Libya’da insanlığa karşı suçlar, işkence ve göçmen kaçakçılığıyla suçlanan, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından “savaş suçlusu” ilan edilen Osama Almasri Najeem Habish’in Türkiye vatandaşı olduğunun ortaya çıkması, bu tablonun son örneklerinden biri.

Habish: Libya’dan Türkiye Vatandaşlığına

UCM tarafından işkence, tecavüz, hukuksuz hapis ve ideolojik zulüm gibi ağır suçlardan aranan Libyalı General Osama Almasri Najeem Habish, 19 Ocak 2025’te İtalya’da yakalandı. Ancak tutuklanmak yerine hızla Libya’ya iade edilmesi, İtalya’da hükümet krizine yol açtı. Habish’in Türkiye vatandaşı olduğu ve üzerinde Türk kimliği, ehliyeti, Türkiye merkezli banka kartları ile kartvizitlerinin bulunduğu ortaya çıkınca olay daha çarpıcı bir boyut kazandı.

Bu durum, Türkiye’nin vatandaşlık ve denetim mekanizmalarındaki zafiyetlere dair ciddi soruları beraberinde getirdi. Habish’in Türkiye’de rahatça faaliyet gösterebilmesi, yalnızca bireysel bir vaka olarak değil, sistematik bir sorunun yansıması olarak değerlendiriliyor.

Türkiye’de Yakalanan Uyuşturucu Baronları

Habish örneği, uluslararası suçluların Türkiye ile olan bağlantılarının yalnızca bir parçası. Türkiye, son yıllarda uyuşturucu ticaretinin stratejik noktalarından biri haline gelmiş durumda. İşte Türkiye’de yakalanan bazı ünlü uyuşturucu baronları:

Tse Chi Lop: Asya’nın “El Chapo”su olarak bilinen Tse Chi Lop, 2021’de Hollanda’da yakalanmadan önce Türkiye üzerinden uyuşturucu ticaretini koordine eden uluslararası ağlarla bağlantılıydı.

Naci Şerifi Zindaşti: İran asıllı Zindaşti, uluslararası uyuşturucu ticaretinin önemli isimlerinden biri olarak Türkiye’de yakalandı. Ancak serbest bırakılması ve ardından kayıplara karışması, yargı sistemi ve denetim mekanizmalarına dair ciddi eleştirileri beraberinde getirdi.

“Balkan Kokain Kralı” Jovica Vukotić: Karadağlı uyuşturucu baronu Jovica Vukotić, Balkan kokain ağlarının liderlerinden biri olarak Türkiye’de yakalandı. Ancak Türkiye’yi bir operasyon merkezi olarak kullandığı iddiaları, ülkenin uyuşturucu ticaretindeki rolüne ışık tuttu.

Türkiye Neden Çekim Merkezi?

Türkiye’nin coğrafi konumu, suç örgütleri için adeta bir “stratejik üs” haline gelmiş durumda. Avrupa, Orta Doğu ve Asya arasında bir köprü görevi gören Türkiye, kara, deniz ve hava yollarıyla uluslararası uyuşturucu ve insan kaçakçılığı rotalarının kesiştiği bir transit ülke.

Bunun yanı sıra, vatandaşlık süreçlerindeki denetimsizlik, mali kontrol mekanizmalarının yetersizliği ve uluslararası iş birliği eksikliği, Türkiye’nin suçlular için bir “güvenli liman” olarak algılanmasına yol açıyor.

Uluslararası Suç Ağları ve Türkiye’nin İmajı

Habish gibi savaş suçlularının yanı sıra uyuşturucu baronlarının Türkiye’de yakalanması ya da faaliyet göstermesi, ülkenin uluslararası alandaki imajını ciddi şekilde zedeliyor. Habish’in Türkiye vatandaşı kimliği, Türk bankalarına ait kredi kartları ve şirket bağlantıları, yalnızca bireysel bir örnek değil, aynı zamanda sistematik bir sorunun göstergesi.

Uluslararası suçlularla mücadelede daha sıkı denetim mekanizmaları, vatandaşlık süreçlerinin şeffaflaştırılması ve uluslararası iş birliğinin artırılması, Türkiye’nin bu olumsuz algıyı tersine çevirmesi için hayati önem taşıyor.

Osama Almasri Najeem Habish’in Türkiye vatandaşı çıkması ve uyuşturucu baronlarının Türkiye ile olan bağlantıları, ülkenin yalnızca bir transit ülke değil, aynı zamanda suçlular için bir sığınak olma riskini de ortaya koyuyor. Bu durum, Türkiye’nin yargı ve güvenlik sistemlerinde acil reform ihtiyacını bir kez daha gündeme getiriyor.