Adalet Nasıl Kurtulur?

Adalet kötü yola düştü! Belediye yetkilileri, ara sokaklardan sorumlu olmadığını açıkladı. Adalet’in kocası Adil, faiz lobisini suçladı. Suçlamakla kalmadı, bankadan faizsiz kredi çekmek istedi ancak vermediler. Çaresizdi. Bir tünel inşaatında çalışmaya başladı. Şirin için dağları delen Ferhat gibi günlerce toprağı kazdı. Sonunda kazdığı tünel, ona kredi vermeyen bankaya çıktı. Sevinemedi. Çünkü Adil, banka soygununa karışmaktan içeri tıkıldı. İçeride, hem canı sıkıldı hem de Adalet’i düşünmekten yoruldu. Mahallenin ablası Fahriye Abla’ya bir mektup yazdı. Mektupta, “Ne vefalı komşumuzdun sen Fahriye Abla, neler oldu anlatsana?” gibilerden bir soru yöneltti. Bu sırada Adalet, evlere temizliğe gidiyordu. Evin sahibi Adalet’e, “Sen aslında şu an, geçiş garantili köprülerden geçiyorsun haberin yok” dedi. Adalet, aval aval baktı…

Adalet Yüksek Okulu mezunu Fahriye Abla, melek gibi bir kadındı. Çünkü tuvalete gittiğini hiç kimse görmemişti. Melekler tuvalete gitmez! Oysa o, müzmin kabızdı ve bunu kimse bilmiyordu. Adil’i cezaevinde ziyaret etti. “Gelişen, güzelleşen Adalet’i çekemediler. Son gördüğümde Avrupa Birliği Adalet Divanına uzanmıştı” şeklinde bilgi verdi. Şaşkına dönen Adil, sinirinden yine tünel kazmaya başladı. Günler günleri kovaladı. Adalet çok telaşlıydı, salatalık yerine parmağını doğradı. Kocası Adil’e, “Maaş+sigorta+sen olsa, ne isterim başka” diye seslendi. Aile Bakanlığı, yaraların sarılması için talimat verdi.

Adil, iyi bir insan olmaya kararlıydı. Cezaevindeyken, “Hak, Hukuk, Guguk ve Adalet” konulu şiir yarışmasına katıldı. Bu nedenle çok övgü aldı. Ancak anaokuluna giden oğlu Hukuki’nin ortada kaldığını öğrenince kafayı bozdu. Tünel kazarak cezaevinden tekrar kaçtı. Navigasyon kullanmayı bildiği için Adalet’i bulmakta zorlanmadı. Adalet’e “Hasretinden pantolonlar eskittim” dedi ve sarılıp öpmek istedi. İşte o an, polisler tarafından yakalandı. Alkış tutan bir vatandaş, “Bir kadını sokak ortasında dövebilirsin ama öpemezsin” diye bağırdı. Adil, polisler tarafından tekrar cezaevine gönderildi.

Yollar ve kaldırımlar düzgün olsaydı bunlar yaşanmayacaktı. Adalet’in elleri, ayakları kan içinde kalmayacaktı. Kamunun Vicdan’ı ağlamayacaktı. Vicdan dansöz gibi oynamayacak ve “Adaletin bu mu dünya?” şarkısını söylemeyecekti…

Ahmet Zeki YEŞİL
Latest posts by Ahmet Zeki YEŞİL (see all)