14 Şubat Sevgililer Günü yazısının tetikleyicisi, İranlı sosyolog, düşünür ve yazar Ali Şerîatî’ nin eşi Puran’a mektubunda yazdığı şu cümle oldu.
“Allah seni bana vermekle...
Dil, bir milletin hafızasıdır. Yüzyılların süzgecinden geçmiş, hayatın içinden damıtılmış her söz, geçmişten bugüne bir karakteri, bir durumu, bir gerçeği taşır. Deyimlerimiz, sadece kelimelerin...
Bu yazının ilhamı bir arkadaş ortamında, su gibi akıyor muyuz? Akabiliyor muyuz? Akmak istiyor muyuz? Sorularını arka arkaya soran ve bu soruların üzerinde derin...
Teoman’ın senaryosunu yazdığı, yapımcılığını, yönetmenliğini, müziklerini yaptığı ve hatta oynadığı Balans ve Manevra filmindeki o replik: “Kalbinde nasılsa, öyledir.” Tüm sadeliğiyle bir ömre sığdırılabilecek...
“Ben mermerin içinde bir melek gördüm, onu özgür bırakana kadar yontmaya devam ettim.”
Michelangelo’nun bu sözleri, sadece bir heykeltraşlık sanatını değil, aynı zamanda insanın kendi...
Bu aralar hikâyelere merak salmış durumdayım. Bazı hikâyeler vardır ki, basit görünen yüzeylerinin altında insan doğasını derinlemesine sorgulatan güçlü anlatılar gizlidir. Aşağıda paylaşacağım hikâye...