Parçalanmış benliği bütünleştirmek

Bizler, çok boyutlu varlıklarız.

Her birimiz, bu koskoca evrende bizi benzersiz ve eşsiz kılan birçok farklı özellikten oluşur, içimizde farklı benlikler taşırız.

Ayrı renkleri olan yetişkin ve çocuksu, erkeksi ve kadınsı, sorumlu ve sorumsuz benliklerimizin her birinden, farklı şekillerde yararlanırız.

Bu farklı benlikler bir araya gelerek çok yönlü, karmaşık bir varlık olan bizi oluşturur.

Ancak yeterince tanımadığımız ve yönetemediğimiz takdirde farklı benliklerimiz, birbirleriyle çatışmaya başlar.
Bu çatışma sıklıkla, kimlik parçalanmasıyla sonuçlanır.

Kimlik parçalanması derin bir yabancılaşma demektir ve üzerinde durulması gereken ciddi bir konudur. Kaygı, panik, mutsuzluk ve depresyonun, pek çok bedensel hastalığın altında yatan ana neden olabilir.

Kimliği parçalanmış kişi ayrıca, kendisinde katlanamadığı kadınsılık, erkeksilik, üzüntü, öfke, kurnazlık, rekabetçilik veya kontrolcülük gibi özelliklerin aynılarını başkalarında görüp yargılar. Giderek huzursuz ve tahammülsüz birine dönüştüğünde ise, ilişkileri bozulur.

Çoğu insan benlik parçalanmasının yol açtığı acıyı hafifletmek için ya bilinçaltına atmayı seçer ya da antidepresan ilaçlara başvurur.

Bu yöntemler kısa vadede işe yarıyor görünse de gerçek çözüm, benlik çatışmalarını anlamak, çözümlemek ve sağlıklı biçimde bütünleştirmekten geçer.

Farkında bile olmadığımız bir şeyi değiştirmemiz olanaksızdır.

Benliklerimizin her birini tanımamız, kabul etmemiz, sonra da onları ifade biçimimizi yapılandırmayı öğrenmemiz gerekir.

İçimizdeki benlikleri tanımak için nesnel bir gözlemci haline gelmeyi başarırsak, kendimizi dengeli ve “olmak” istediğimiz konuma getirebiliriz.

Örneğin çocuksu benliğimizi daha az kaygılı ve eğlenceli yönümüz olarak yeniden tanımladığımızda, o bizim değerli bir parçamız olur.

Öfkeli benliğimizle yüzleşirsek, bize sıkıntı veren durumları daha doğru ifade etmeyi başarabilir, başkalarıyla aramıza daha iyi sınırlar çizebiliriz.

Kontrolcü yanımızı tanıyıp yapılandırdığımızda, emek verdiğimiz her konuda, daha doğru sonuçları daha az kaygıyla elde ederiz.

İçimizdeki kadın benliği kabullendiğimizde, kendimize ve başkalarına daha çok şefkat hissedebiliriz.
Günlük tutmak, kimliğinizi oluşturan farklı bölümleri kabul etmenize ve anlamanıza büyük katkı sunar.
Hastalarıma söylediğim gibi: “Bir faaliyet raporu değil, iç dünyanıza ve yaşamınıza dair gözlemlerinizi yazmalısınız!”

Günlüğünüze, düşünce ve duygularınızı, sizi tetikleyen nedenleri not almalısınız!
Çoğu kez daha etkin bir biçimde yol alabilmeniz, size doğru ayna tutacak bir profesyonelin desteğiyle mümkündür. Bunu, kendinize yapacağınız en değerli yatırım olarak görmelisiniz.

Farklı benlikleriniz doğru bir biçimde bir araya geldiğinde, kendinizi değişmiş, yenilenmiş ve güçlenmiş hissedeceksiniz.

Ve işte o zaman siz, gerçek siz olacaksınız!

Kaynak: www.safaknakajima.com

Şafak Nakajima
Latest posts by Şafak Nakajima (see all)