Sanatçıların Üzerindeki Artan Baskılar: Melisa Sözen Olayı ve İfade Özgürlüğü

Son dönemde sanatçılar ve yaratıcı sektörlerde çalışan isimler, oynadıkları roller veya geçmişteki çalışmaları üzerinden hedef gösterilerek soruşturmalara dahil edilmeye devam ediyor. Bu durum, ifade özgürlüğü ve sanatsal yaratıcılık üzerinde giderek büyüyen bir baskının işareti olarak yorumlanıyor.

Melisa Sözen’in “Le Bureau des Légendes” Dizisindeki Rolü Nedeniyle İfade Vermesi

Oyuncu Melisa Sözen, 2017 yılında yayınlanan Fransız yapımı “Le Bureau des Légendes” adlı dizide oynadığı bir karakter nedeniyle ifadeye çağrıldı. Dizide Sözen, Suriye’de IŞİD’e karşı savaşan ve aynı zamanda Fransız istihbaratına bilgi sağlayan çift taraflı bir ajan olan “Esrin” karakterini canlandırıyordu. Karakter, YPJ (Kadın Savunma Birlikleri) ile IŞİD’e karşı mücadele ediyor ve bu çerçevede Fransız istihbaratıyla iş birliği yapıyordu.

YPJ, Halk Savunma Güçleri’ne (YPG) bağlı bir yapılanma olarak bilinirken, Türkiye YPG’yi PKK’nın Suriye kolu olarak görüyor. Ancak birçok Batılı ülke, YPG’ye destek verirken bu grubu PKK ile aynı şekilde değerlendirmiyor.

Melisa Sözen, yaz aylarında sosyal medyada bazı kullanıcılar tarafından bu karakter üzerinden hedef alınmış ve ağır eleştirilere maruz kalmıştı. O dönemde yaptığı açıklamada, dizinin Fransa’nın en ünlü polisiye dizilerinden biri olduğunu ve herhangi bir terör örgütünün övülmediğini vurgulamıştı. Sözen, “Dizide terör örgütü propagandası olsaydı, bu yedi yıl içinde çoktan fark edilirdi” diyerek eleştirilere yanıt vermişti. Sözen’in, Pazartesi günü yurtdışından dönüşünde ifadeye çağrıldığı bildirildi.

Diğer Sanatçılar da Soruşturma Kapsamında

Melisa Sözen’in yanı sıra, Gezi Davası kapsamında daha önce birçok sanatçı ve menajer de ifadeye çağrılmış ya da soruşturmalara dahil edilmişti. İsimleri bu soruşturmalarda geçenler arasında Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Rıza Kocaoğlu ve Nejat İşler gibi ünlü isimler de yer aldı. Gezi sürecine dair “etki ajanlığı” suçlamaları kapsamında ifade veren oyuncular, menajer Ayşe Barım’ın tutuklanmasıyla bağlantılı bir dizi olayda tanık olarak dinlenmişti.

Soruşturmaların kapsamı yalnızca geçmiş olaylarla sınırlı kalmayarak, sanatçıların oynadığı roller veya yarattıkları karakterlerle ilgili incelemelere kadar genişliyor. Örneğin, Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu hakkında “yalan tanıklık” suçlamasıyla ayrı bir soruşturma başlatıldığı belirtiliyor.

Sanat ve İfade Özgürlüğü Tehlikede

Son yıllarda Türkiye’de sanatçılar, yazarlar ve yaratıcı sektör çalışanlarına yönelik artan soruşturmalar, sanatsal ifade özgürlüğü üzerindeki baskının boyutlarını gözler önüne seriyor. Hukuki bir temele dayanmaksızın açıldığı düşünülen bu soruşturmalar, yalnızca göz korkutma amacı taşımakla kalmayıp toplumdaki eleştirel sesleri susturmayı hedefliyor.

Sanatçılar, oynadıkları roller nedeniyle ifadeye çağrılırken, yaratıcı özgürlükler üzerindeki kısıtlamaların artması, Türkiye’de kültür ve sanat alanındaki bağımsızlığı tehdit ediyor. Bu durum, yalnızca sanat camiasında değil, ifade özgürlüğünü savunan tüm kesimlerde endişe yaratıyor.

Sonuç olarak, Melisa Sözen ve diğer sanatçılar üzerindeki bu baskı, sanatın politik bir araç olarak kullanılmasından duyulan korkunun bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Bu durumun devam etmesi, Türkiye’nin uluslararası kültür ve sanat platformlarındaki itibarını da zedeleyebilir.