Zincirlenmiş Adaletsizlik: Türkiye’de İhmal Cinayetleri ve Ailelerin Mücadelesi

Türkiye, son yıllarda peş peşe gelen trajedilerle sarsıldı. Tren kazaları, otel yangınları ve depremler gibi felaketlerde yüzlerce kişi hayatını kaybetti. Ancak acının büyüklüğü sadece kaybedilen canlarla sınırlı kalmadı; bu olaylar, adalet arayışında yıpranan ailelerin öfkesini ve çaresizliğini de beraberinde getirdi. Bolu Kartalkaya’da 21 Ocak’ta çıkan yangın, 36’sı çocuk 78 kişinin ölümüne neden olarak zincire yeni bir halka ekledi. Daha önce yaşanan Çorlu tren kazası ve İsias Otel faciası gibi olaylar ise adalet arayışının ne kadar çetin bir yolculuk olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Çorlu Tren Kazası: Bir Anne, Bir Mücadele

Türkiye, Mısra Öz’ü 8 Temmuz 2018’de meydana gelen Çorlu tren kazasında oğlu Arda’yı kaybetmesiyle tanıdı. Öz, kazada hayatını kaybeden 7’si çocuk 25 kişinin sesi oldu. Kazanın mahkeme kayıtlarına göre en temel nedenlerinden biri, Kapıkule-İstanbul hattında rayların bakımının ihmal edilmesiydi. Öz, bu ihmali bir “cinayet” olarak tanımlıyor.

Adalet arayışı, Öz’ün yaşamını tamamen değiştirdi. Çalışmayı bırakan anne, dava dosyalarını okuyarak ve kamuoyunu bilinçlendirmeye çalışarak hayatını bu mücadeleye adadı. Dava süreçlerinde, kazada sorumluluğu olan kişilerin ilk başta alt düzey memurlarla sınırlı tutulması kamuoyunda tepki çekmişti. Ancak 13 kişilik bir sanık listesine ulaşılması, Öz’ün çabalarının bir sonucuydu.

370 sayfalık gerekçeli mahkeme kararında, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın (TCDD) çalışanlarının bakım ve denetim görevlerini gerektiği gibi yapmadıkları belirtildi. Dört kamu görevlisi “taksirle ölüme neden olma” suçundan hüküm giymiş olsa da verilen cezalar ailelerin öfkesini dindiremedi. İyi hal indirimi ile sonuçlanan davada aileler, cezaların yeterli olmadığını belirterek davayı Yargıtay’a taşıdı.

“Biz bu ülkede güvende değiliz,” diyen Mısra Öz, Kartalkaya yangını sonrası benzer bir ihmali görmenin öfkesiyle “Zincire yeni bir halka daha eklendi,” ifadelerini kullanıyor.

Kartalkaya Otel Yangını: Bir Gece, 78 Can

21 Ocak 2025’te Bolu Kartalkaya’da Grand Kartal Otel’de çıkan yangın, 36’sı çocuk 78 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlandı. Erdoğan, olayın ardından yaptığı açıklamada, ihmali bulunanların cezalandırılacağını söyledi. Şu ana kadar otel sahipleri ve belediye yetkilileri de dahil olmak üzere 19 kişi tutuklandı. Ancak soruşturman Kültür ve Türizim Bakanlığına uluşmamakta ısrarı, yapılan açıklamları havada bırakıyor ve benzer trajedilerin tekrar yaşanmasının önünü açıyor.

Mısra Öz ve Pervin İpekçioğlu

Mısra Öz gibi yakınlarını kaybeden diğer aileler, bu sürecin uzun ve yıpratıcı olacağını biliyor. “Hiç kimse sorumluluk almıyor,” diyen Öz, Kartalkaya’daki aileleri zor bir yolculuğun beklediğini söylüyor.

İsias Otel ve Deprem: ‘Şampiyon Melekler’ Mücadelesi

6 Şubat 2023’te yaşanan depremde Adıyaman’da yıkılan İsias Otel, geride 72 hayatın yanı sıra derin bir yas ve öfke bıraktı. Kıbrıslı çocukların ve rehberlerin bulunduğu otelde, gerekli yapı denetimlerinin yapılmadığı bilirkişi raporlarında açıkça belirtildi. Rapora göre, bina 1998 Deprem Yönetmeliği’ne uygun şekilde inşa edilmiş olsaydı yıkılmayacaktı.

Faciada 16 yaşındaki kızı Serin’i kaybeden Pervin İpekçioğlu, yaşadıkları süreci “Adaletin devlet eliyle sağlanması gereken bir mücadele,” olarak tanımlıyor. Ancak ceza sürecindeki aksaklıklar, kamuoyunun vicdanını rahatlatmadı. Otel sahipleri, depremin büyüklüğünü ve çekiçleme etkisini savunma olarak sunsalar da ailelerin gözünde bu, sorumluluklarını değiştirmiyor.

Adalet Arayışı ve İhmal Cinayetlerinin Sonu

Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı bu trajediler, aynı temel sorunu işaret ediyor: Denetim eksikliği, ihmal ve sonuçlarından kaçan bir sorumluluk kültürü. Tren kazasından otel yangınına, depremde yıkılan binalardan daha nice ihmale kadar, acılar büyürken aileler adalet mücadelesini yalnız bir şekilde sürdürüyor.

“Biz geride kalan çocuklarımız için ayakta durmaya çalışıyoruz,” diyen Pervin İpekçioğlu’nun sözleri, bu ailelerin taşıdığı ağır yükün özeti niteliğinde. Adalet arayışı, sadece geçmişe bir hesap sorma değil; aynı zamanda daha güvenli bir geleceği inşa etme çabasıdır. Ancak, adaletin sağlanması için sistematik reformlar şart.

Her trajedi, bir zincire yeni bir halka ekliyor. Bu zinciri kırmak için ise güçlü bir yargı sistemi, bağımsız denetimler ve sorumluluktan kaçmanın mümkün olmadığı bir hukuk düzeni gerekiyor. Aksi halde, ihmaller yeni felaketlerin habercisi olmaya devam edecek.