Bir zamanlar CHP

CHP içindeki sosyal demokratlara, sosyalist hareketten koparak CHP’de siyaset yapanlara, benzer şekilde CHP’de ikbal arayan Kürt siyasetçilere, hâlâ partinin en dinamik kitle tabanını oluşturan Alevilere, dinin devletten ayrılmasını isteyen laiklere, hak, hukuk, adalet ve demokrasi isteyen CHP’lilere bir dönemi hatırlatmak istiyorum.

1990-2002 yıllar arasında CHP, Kürt sorununa yönelik en çok rapor hazırlayan ve çözüm arayan partiydi. 1990 ve 1993 yıllarında SHP, 1993, 1998, 2000 ve 2002 yıllarında CHP, toplam 7 kez Kürt sorunu hakkında rapor hazırlayarak kamuoyunun dikkatini bu soruna çekmeye çalışmıştı. 15 Temmuz 1990’da Genel Başkanı Erdal İnönü’ye sunulan “Güneydoğu Raporu”, SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal başkanlığında Hikmet Çetin, Fuat Atalay, Eşref Erdem ve Cumhur Keskin tarafından hazırlandıktan sonra Parti Meclisi’nde oy birliğiyle kabul edilmişti. “İktidara geldiğimizde uygulayacağımız programın bir bölümüdür” denilerek kamuoyuna açıklanan bu raporda, “Anadil yasağı ilkel bir politikadır, kaldırılmalı; koruculuk ve OHAL kaldırılmalı; Bölge Kalkınma Planı hazırlanmalı; anadil öğrenimi güvence altına alınmalı. Resmi dil Türkçe olmalı, ancak değişik kültür ve diller için araştırma birimleri ve enstitüler kurulmalı; Kürtler kendilerini hayatın her alanında özgürce ifade edebilmeli” gibi somut talepler vardı.

Bu rapora Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından soruşturma açılmış, gelen tepkilere karşı raporu savunan Baykal, “Herkesin etnik kökenini ortaya koyması ve onunla iftihar etmesi doğaldır. Devlet bir sosyolojik gerçeklik olarak etnik gerçeği doğal karşılamalı. Devletin resmi dil dışında diğer dillerin konuşulmasından rahatsızlık duymasını komplekslik sayarım” diyerek yanıt vermişti. SHP’nin 3 Nisan 1993’de “Kürt Sorunu” başlıklı ikinci raporunda, Kürtçe eğitim ve Kürtçe yayın savunuldu ve “İsteyenler ana dillerini öğrenmeli” denildi. SHP raporlarının ardından 16 Kasım 1993’te CHP “Güneydoğu Politikaları ve Kürt Sorunu” başlıklı bir rapor Genel Başkan Yardımcısı İsmail Cem tarafından hazırlandı. Cem’in basın toplantısında kamuoyuna açıkladığı bu raporda, “‘Güneydoğu Sorunu’nun can güvenliği, demokrasi, ekonomi, savunma, dış siyaset boyutları bulunan karmaşık bir sorun” olduğu belirtildi.

5 yıl sonra CHP 5 Ağustos 1998’de “Doğu ve Güneydoğu Raporu”nu Diyarbakır’da kamuoyuna açıkladı. “Kürt sorunu Türkiye’nin bir iç sorunudur” vurgusu yapılan bu raporda “Kürt sorunu etnik duyarlılıklara demokratik çözüm ile çözülür, isteyenlere ana dillerini, devlet denetimindeki özel kurslarda öğrenme olanağı sağlanacaktır. Köy Koruculuğu kaldırılacaktır” denildi. Üst kimlik vurgusunun öne çıkarıldığı bu raporda, “CHP’nin Kürt sorununun çözümlenmesine öncülük etmesi, sosyal demokrat kimliğinin ertelenemez bir sorumluluk alanı” olduğu yazıldı. Altan Öymen’in 23 Mayıs 1999’da CHP Genel Başkanı olmasıyla partinin Kürt sorununa bakış açısında değişiklikler oldu. 11 Ocak 2000’de parti gündeminin birinci sırasına demokratikleşme ve Kürt sorununu alan Öymen’e, Algan Hacaloğlu ile Atilla Hun tarafından hazırlanan bir rapor sunuldu. Bu raporda, 12 Eylül döneminde uygulanan politikaların PKK’yi güçlendirdiği öne sürülerek genel af ve Kürdoloji Enstitüsü gibi öneriler sıralandı. Önceki raporlardaki “Kürt sorunu” ve “Güneydoğu sorunu” ifadelerinin yerine bu raporda, “Etnik duyarlılıklara demokratik çözüm” ve “Kültürel sorun, çoğulcu demokrasi yetersizliği” gibi kavramlar kullanıldı. Baykal’ın genel başkanlığı döneminde, yani 2002’de hazırlanan CHP raporunda ise, “Devletin ırkı olmaz” anlayışı temelinde tüm yurttaşlar, “TC yurttaşlığı üst kimliğinde buluşacak, uluslararası sözleşmeler iç güvenlik uygulamalarına yansıtılacak, Köye Dönüş Projesi başlatılacak, ‘Terörden’ mağdur olan köylülere tazminat ödenecek, bölgesel kalkınmaya öncelik verilecek” denildi.

Bu kısa süreli siyasal manevralardan sonra CHP, 2003’den itibaren Baykal’ın çabaları ile titreyip kendine döndü. CHP, Kılıçdaroğlu ile Türk militarizmi ve milliyetçiliğinin kadim temsilciğini sürdürmeye devam ediyor. Bu nedenle şimdi şu soruyu sormamız gerekiyor: “Quo vadis?” CHP

Şaban İBA