Yıllardır devam eden Suriye iç savaşı, Türkiye’nin ÖSO desteği ile başlattığı ve adına “Zeytin Dalı” verilen Afrin operasyonu ile birlikte yeni bir aşamaya girdi.
5 günlük harekat olarak adlandırılan ancak bir ayını doldurmasına rağmen gözle görülür ilerleme kaydedilmeyen Afrin operasyonu ile birlikte değişen güç dengeleri nedeniyle, sahadaki güçler planlarında değişiklikler yapmak durumunda kalacak gibi görünüyor.
Rusya, yapmış olduğu hamlelerle istediklerini elde edip bölgedeki eski gücüne ulaşmış durumda. ABD ise Mimbiç başta olmak üzere Kuzey Doğu Suriye’de kalıcı olmaya çalışıyor ve bunu bir anlamda başarmış durumda.
Suriye merkezi hükümeti, Rusya ve İran’ın küçümsenmeyecek destekleri ve Kürt güçlerinin (PYD, YPG) bölgeyi İŞİD’ten temizlemiş olması nedeniyle daha güçlü pozisyona gelmiş bulunuyor.
Rusya, Suriye’yi bütün olarak tutma çabasında ve bunu başarabilmek için oldukça riskli bir hamleyle planını uygulamaya soktu.
Kürtlerin, uzun zamandır Suriye merkezi hükümeti ile yapmaya çalıştıkları ama uzlaşamadıkları anlaşmanın tamamlanması, Kürtleri zor durumda bırakarak Suriye merkezi hükümetinin isteklerine boyun eğmesi ve böylece Suriye’nin bölünme ihtimalini yaratacak en büyük güç olan Kürtleri ikna amacıyla, Türkiye’nin Kürtlere karşı tutumunu da kullanarak, Türk Silahlı güçlerinin Afrin’e girmelerine izin verdi.
Türkiye, Suriye’deki askeri varlığı ile güç olma ve özellikle de Astana sürecinde güçlü görünme isteği ile birlikte, ilan etmiş oldukları özerklik nedeniyle Türkiye’deki Kürtlere kötü örnek olan Suriye Kürtlerine de ders vermek! İçin Afrin’e girmeyi eskiden beri istiyordu.
Fırat’ın doğusuyla bağlantısının olmaması, üç taraftan çevrili olması ve küçük bir bölge oluşu itibarıyla kolay lokma gibi görünen Afrin için 5 günlük süre biçilerek yola çıkılmıştı!
Yıllardır İŞİD ile yaşadıkları toprakları ve yaşamlarını korumak için savaşan, Kobane direnişinde imkânsızı başaran, savaştan umulmadık başarıyla çıkan, savaş devam ederken bölgede örgütlenerek birliklerini pekiştiren ve yıllardır yürüttükleri silahlı mücadele içinde pişen YPG karşısında, 15 Temmuz sonrası geçirdiği operasyonlar nedeniyle ağır hasar görmüş olan TSK’nın öngörülen başarıyı elde edebilmesinin zor olduğu, operasyonun ilk haftasında ortaya çıktı.
Bu durum Rusya’nın da işine geliyordu. Rusya, Kürtlerin zor durumda kalmasını, merkezi hükümet ile üzerinde çalışılan taslağı kabul etmesini ve Suriye’nin bölünmemesini amaçlıyordu.
Kürtlerin yenilmesi işine gelmiyordu. Kürtlerin yenilmesi demek, Astana sürecinde karşılarına daha güçlü bir Türkiye’nin çıkması demek olacaktı ki böyle bir sonuç Rusya^’nın işine gelmez!
Afrin, çıkarları içerisinde değerlendirilmediğinden ve Fırat’ın doğusunda yerleşik bir güç olmayı pekiştirdiğinden dolayı ABD tarafından önemsenmeyen bir bölge durumunda. Bu nedenle de Afrin’deki Türkiye varlığı ABD’yi rahatsız etmiyor, aksine, stratejik ortak olarak gördüğü ve bozulmaya meyletmiş ilişkilerinin düzelmesi için Türkiye’nin operasyonunu destekliyor. Tek çekince Türkiye’nin Afrin ile yetinmeyip Mimbiç’ide istemesi! Bu konuda görüşmeler, diplomatik kurallar çiğnenerek devam ediyor.
Suriye merkezi hükümetinin Afrin’e silahlı güçlerini göndereceği haberleriyle birlikte bölge yeniden ısınmaya, ısıtılmaya başladı!
PYD tarafından yapılan açıklamalarda Suriye ordusunun Afrin’e gelmeyeceği bildirilirken, Suriye resmi kaynakları, ordunun Afrine gideceği yönünde haberler geçmekteydi. Belli ki PYD ile Suriye merkezi hükümeti henüz anlaşma metninde mutabakata varmamıştı.
Bugünkü bir yazıda “Suriye ordusu dün bu yazının yazıldığı saatlerde Afrin’in doğu kırsalında yer alan Ziyara köyüne girdiği” yönünde bilgiler var. Yazıya göre, “Halep’ten Afrin’e intikal eden güçler “Halk Savunma Birlikleri” yani YPG değil, “Halk Güçleri.” Yaklaşık 1500 kişiden oluşan bu birlikler İranlı komutanların yönetiminde ancak Suriyelilerden oluşuyor ve İran’ın arabuluculuğu sonucunda Afrin’e intikalleri kabul edildiği.” Yönünde (1)
Bu haber doğru ise, PYD ile merkezi hükümetin anlaşma metninde uzlaşmaları an meselesi gibi.
Suriye ordusu Afrin’e girer ise ne olur?
Türkiye’nin resmi açıklamalarına göre, Suriye ordusu YPG’yi bitirme amacıyla Afrin’e girerse karışılmayacak ve söylenmemiş olsa bile, operasyon hedeflerine ulaşmış sayılacağı için geri çekinilecek!
Bu durum Türkiye’nin iç siyaseti açısından da işine gelecek bir durum.
Sonuç böyle yaşandığı taktirde, Suriye merkezi hükümetinin, en büyük sorun olarak gördüğü İblid merkezli diğer muhalif güçleri alt etme yolunda önemli bir güç kazanmasını beraberinde getirecektir.
Rusya’nın da istediği gerçekleşmiş, Suriye bölünmemiş, bölgedeki iradesi güçlenmiş, ABD karşısında daha güçlü bir konum elde etmiş olacak. Ayrıca Astana sürecinde de istediği sonuca daha da yaklaşmış olacak.
Yine de kesin konuşmak için henüz erken.
Türkiye bu sonucu kabul etmeyebilir ki o zaman Türkiye ve Suriye ilk kez askeri anlamda karşı karşıya gelmiş olur ve bu durum sadece ABD’nin istediği bir sonuç oluşturur!
Bölgede yaşanan kaos daha da derinleşir ve sınırların değişmesine kadar gidebilecek sürecin de başlangıcını oluşturur!
https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2018/02/20/afrinden-donen-hesap/
- Af mı yoksa Ekmek mi? - 30 Eylül 2018
- Sudan Sebepler - 17 Eylül 2018
- O günleri de göreceğiz… - 8 Eylül 2018