‘’Espri; otoriteye bir başkaldırıyı, onun baskısından kurtulmayı simgeler.’’
SIGMUND FREUD
Dört asansörü, beş katlı otoparkı olan bir binada oturuyorum. Evet, şu sevimsiz yüksek katlı binalardan.
Post-modern hayatlar zor…
Her neyse…
Binadaki otopark yerleri, daire oturanlarına tanımlı değil, dileyen dilediği yere park edebiliyor arabasını. Bu sabah otoparkın -3. katında tam asansörden inerken, aynı asansöre bir adam bindi. İkimiz de telâşlıydık. Selâm gibi bir şey yaptık birbirimize ama çok da anlamadım.
Otoparka geldim, elimde kumandayla bıp bıp yaptım, araba o katta değildi. Şaşırmadım kendime, sürekli bu haldeyim çünkü. Tekrar asansör beklemeye başladım. Asansör geldi, kapısı açıldı ve aynı adam asansörden inmek üzereydi bu sefer. Beni bir gülme tuttu, ‘’ aaaa çok komiğiz, sizde mi arabanızı bulamıyorsunuz’’ dedim. Bir kahkaha attım, ‘’ben – 4. kat otoparkına iniyorum, sizinki bakalım hangi katta, heh he’’ dedim. Adam suratıma baktı, dudaklarını tek çizgi haline getirip donuk bir bakış fırlattı. Güldü mü gülmedi mi acaba diye sordum kendime.. Yok gülmemişti. Hem ben selam verirken de selamımı almakta direnmiş ve beni utandırmıştı.
Benim için ise böyle bir olay sabahıma güzel bir başlangıç olabilirdi. Woody Allen’ ın film karelerinden birine bile yerleşebilirdi o an. Hollywood’un sabun köpüğü filmlerinde ise bir aşk filminin başlangıç sahnesi olabilirdi.
Hayatta tutunduğum şeyler kocaman bir ‘aşk’tan çok bunlar benim için. Tüm günümüm içerisine ancak böyle şeyler serpiştirerek ‘tebessüm’ edebiliyorum, ayakta kalabiliyorum, nefes alıyorum…
Diyeceğim şu ki; adam niye gülmedi diye taktım kafaya, bir an kravatından tutup, ‘’gülsene ulan’’ demek bile geldi içimden.
‘’Yani gülmüyorsun da ne oluyor o -Beyaz Yüzünle- öküzoğlu öküz’’ diyemedim tabii.
Zannettiğim kadar da pervasız değilim sanırım…
Karar verdim, yarın sabah yük asansörüyle ineceğim otoparka.
Asık, sevimsiz suratlarınız batsın.
Yani bence batsın!
Derin bir acının içerisinden dahi, ancak mizah ile kurtulunabileceğine inanıyorum.
Çok hem de…
Kapak Fotoğrafı: Robert Frank- Elevator, Miami Beach (1955)
- Bir Papatyaya Mahkûm Olmak - 24 Temmuz 2024
- Kadınlar çiçek, erkekler de arı değildir - 11 Mart 2024
- Yarın, yarından sonra bir yarın, bir yarın daha… - 11 Şubat 2023