Teoman’ın senaryosunu yazdığı, yapımcılığını, yönetmenliğini, müziklerini yaptığı ve hatta oynadığı Balans ve Manevra filmindeki o replik: “Kalbinde nasılsa, öyledir.” Tüm sadeliğiyle bir ömre sığdırılabilecek en derin ve ihtişamlı hayat özeti. Bize rehberlik etmesi için çevremizi saran onca kişisel gelişim kitabı, terapi seansı, akıl oyunları, yaşam koçları… Hepsi bir yana dursun; kalbinizde ne varsa, siz aslında o’sunuz.
Hayat, iç dünyamızın bir yansımasıdır. Kalbimizde taşıdığımız her şey, davranışlarımıza, kararlarımıza ve ilişkilerimize sirayet eder. Mutluluğu dışarıda aramak, kalbini görmezden gelen bir yolculuğa çıkmaktır. Oysa mutluluk, huzur ve anlam, ancak kalbinin ne söylediğine kulak verdiğinde bulunabilir.
Bazen bir cümlenin basitliği ve derinliği karşısında kala kalıyorsun. Yukarıdaki cümle de bünyede öyle bir etki yaratan cümlelerden. Evet bu kadar basit ve bir o kadar derin. Eğer hayatınızda bir şeyleri değiştirmek istiyorsanız, önce kalbinize bakmalısınız. Hangi duygularınız sizi yönlendiriyor? Hangi hisler sizi tutsak ediyor? Kendinize anlattığınız hikâyeler, kalbinizdeki gerçekleri mi yansıtıyor, yoksa onları gizlemeye mi çalışıyor? Gerçek olmadığını bildiğiniz ama olmasını istediğiniz yalanlara, hayallere mi tutunuyorsunuz?
Kendi kalbinizin yansımasını görmeye cesaret ettiğinizde, hayatın aslında ne kadar basit ve anlamlı olduğunu fark edersiniz. Kalbiniz huzur bulduğunda, düşünceleriniz de berraklaşır. Ve bu berraklık, hayatınıza yön verir. Ah bu kalp, ah bu duygular. Yazması kolay, yaşama geçirmesi zor.
Kalbiniz huzursuzsa, düşündüğünüz hiçbir şey sizi gerçekten tatmin etmeyecektir. İnsan, duygularının ve düşüncelerinin bir harmanıdır. Biri fazla baskın olduğunda, yaşamımızın ritmi bozulur. Duygular, düşüncelerin ara yüzüdür. Bize belki de karmaşık düşüncelerimizin ipucunu verir. Duygular her zaman doğruyu söyler. Duygularınızla yüzleşmek düşüncelerinizi anlamanıza yardımcı olur. Ancak ikisi arasında dengesizlik oluştuğunda, hayatımızda da bir huzursuzluk başlar. Yaşam yolculuğu, bir deniz gibi bazen dalgalı, bazen durgun ama her zaman hareketlidir. Bu yolculukta, dengeyi koruyabilmek, fırtınalara dayanmanın ve huzurlu bir limana ulaşmanın en önemli şartıdır. Ancak denge dediğimiz şey, durağan bir sabitlik değil, değişen koşullar arasında kendimizi yeniden yapılandırabilme becerisidir.
İşte bu yüzden kalbimizde ne olduğunu fark etmek, duygularımızı kabul etmek ve düşüncelerimizle bunları yorumlamak, hayatta gerçek bir denge kurmanın anahtarıdır.
Denge neden önemli? Kaybolduğunda ortaya çıkan ve ortama hâkim olan kaos yüzünden bu kadar önemli. Duygusal dengesizlikler, bizi stres ve endişeye sürüklerken; düşünsel dengesizlikler, kararlarımızı ve hareketlerimizi karmaşıklaştırır, zorlaştırır. Denge, hayatın her alanında düzen ve anlam yaratır. Bu yüzden onu kaybettiğimizde, yalnızca ruhsal olarak değil, fiziksel ve zihinsel olarak da zorlanırız.
Unutmayın, düşünceler duygularının yankısıdır. O yüzden hayatınıza yön vermek istiyorsanız, önce kalbinizi iyileştirmeniz gerekiyor. Çünkü kalbiniz, en büyük rehberinizdir.
Dönelim repliğimize, “Kalbinde nasılsa öyledir”. Bu cümle karmaşık kişisel gelişim teorilerinin ötesinde, hayatın en sade ve en etkili gerçeğini ortaya koyar. Hayatınızı değiştirmek, daha anlamlı kılmak istiyorsanız, önce kalbinize inin. Çünkü kalbiniz, kim olduğunuzu ve kim olacağınızı belirler.
Anımsadıklarım var. Çok mutlu anlarım, kalbimi delip geçenlerim, iz bırakanlarım, sızlatanlarım… Ve bunlar, bir kalbim olduğunu ve yaşarken ölmediğimi hatırlatıyor. Hayatı dolu dolu yaşamak, acısıyla ve tatlısıyla hissederek var olmak… İşte, bu kadar basit ama bu kadar derin bir gerçek.
Filmde Ümit Kaptan’ın Zeynep’e söylediği sözleri de ekleyelim buraya:
“Hayat herkesin anladığı kadar, doğrusu da yok. Olması gereken olur. Yiyeceksin, içeceksin, kendine ‘Ohh afiyet olsun diyeceksin”
Geçmişin gölgelerine takılıp kalmayın. Onlar sadece birer hatıradır. Gerçek olan, geleceğin size getirecekleridir. Ve geleceği nasıl karşılayacağınız, kalbinizde taşıdıklarınızla şekillenir. Kabullenin, dengeyi bulun ve hayatı olduğu gibi kucaklayın. Çünkü Ümit Kaptan’ın dediği gibi: “Olması gereken olur.”
O halde, bir nefes alalım. Hayata bir kez daha teşekkür edelim. Hem afiyet olsun hem de hamdolsun diyerek yolumuza devam edelim. Çünkü yaşanan her şey, olması gerektiği gibi gelir. Şimdi, kabulde olup, kalbimize dönüp ve soralım:
“Kalbimde ne taşıyorum?”
Görsel linki: https://bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/kalbin-duygularla-bir-iliskisi-var-mi (stellalevi / iStock)
- Aşk Bir Devrim mi? - 14 Şubat 2025
- Deyimlere Sinmiş Karakterler - 5 Şubat 2025
- Su Nereye Akar? - 24 Ocak 2025