Aptal Beyaz Adamlar

Amerikalı genç ve aptal bir misyoner, dünyadan izole yaşamayı seçmiş ve doğadan başka hiçbir şeye inanmayan taş devrinden kalma vahşi bir kabileyi İsa’ya döndürmek için, Hindistan’a bağlı ama ana karadan 700 mil uzakta bir adaya gider.

Ülke kanunları tarafından korunmaya alınmış bu kabileye illegal yollarla, -balıkçıları parayla kandırarak- ulaşmayı dener. Bir takım ikna yöntemleriyle -yanına aldığı su geçirmez İncil’den bağıra bağıra pasajlar okuyarak- onlara doğru (?) yolu göstermeye çalışır ve üçüncü günün sonunda da kabile üyeleri tarafından okla öldürülür. Hükümet görevlileri ve antropologlar salak çocuğun bedenini oradan almayı başaramazlar çünkü kabile üyeleri kimseyi adalarına yaklaştırmaz. (Posta gazetesi bu haberi tamamen uydurma bir hikayeyle vermiş bu arada)

Şimdi, medeniyetten uzakta bir adada yaşamayı seçmiş ve bu sebeple korunmaya alınmış, nüfusu en fazla 100 kişiden oluşan Afrika’dan göç etmiş bu kabileyi Hıristiyan yapmaya and içmiş salak bir inanan yüzünden balıkçılar hapiste ve genci öldüren yerliler de mahkemeyle yargılanıyorlar. (Gerçi isimsiz yargılanıyorlar çünkü daha cinayeti kimlerin işlediği bilinmediği gibi, oraya gidip suçluları almayı kimsenin g.tü yemiyor)

Utanmadan başkalarının yaşama şekline saygı duymadan, resmen onların yaşama alanlarını ihlal ediyorsun ve bunu yasak yollardan yapıyorsun. Senin gibi bir inanan olsunlar diye… Onlara kendini sevdirmek için verdiğin futbol topu, makas vb. gibi aletlerin bütün kültürü bozacağını bilmeden… Bir de bu uğurda genç yaşta boku bokuna öldürülüyorsun ve cezayı balıkçılar ve yerliler alıyor.

Bu arada adamlar da keyiften öldürmüyorlar bu salağı. 1890’larda İngiliz bir subay bu adaya geldiğinde, kabile üyelerinden bir gurubu iyi niyetle (?) -medenileştirmek için- kaçırarak kendi evine götürmüş. Yetişkin yerliler, bağışıklık sistemleri o yeni dünyaya ayak uyduramadığı için öldüklerinde adam büyük bir pişmanlıkla hayatta kalan çocukları geri götürmüş. Bu konuyla ilgili de bir kitap yazmış. Muhtemelen “beyaz adam”ın kabileye yaşattığı bu travma yüzünden üyeler kapılarını dış dünyaya tamamen kapattıkları için gelen herkesi işgalci kabul edip, kendilerini koruma amaçlı öldürüyorlar.

Dünyada parmakla sayılabilir bu vahşi kabileleri korumak ülkelerin görevi… çünkü adamların tek isteği rahat bırakılmak! Ama biz beyazlar inadına gidip salak inançlarımızla onları dürtmeyi seçiyoruz. Uzmanlara göre işlenen cinayette yerlilerin hiçbir suçu yok!

Yerli veya yerliler işledikleri cinayet yüzünden suçlu bulunurlarsa, o kültür tamamen yok olacak. Bir gerizekalı yüzünden. Çünkü hükümet oraya zorla girip adamları alacak ve onlar adadan çıktıklarında sadece alışık oldukları ortamın dışında başka bir hava soludukları için ya da hapishane koşullarında hayatını kaybedecek; geride kalan kabilenin de bu yüzden kaderi tamamen değişecek.

Aptal!