İstanbul Adliyesi’nde Gazetecilere Keyfî Engelleme: Duruşma Takibine Polis Bariyeri

İstanbul Adliyesi’nde Onur Haftası davaları ve Ümit Özdağ’ın duruşması öncesinde gazetecilerin adliyeye girişi polis tarafından sınırlandırıldı; “turkuaz basın kartı” dayatmasıyla çok sayıda gazeteci duruşma izleme hakkından mahrum bırakıldı.

Adliye Önünde Bariyer, İçeride Kapalı Kapılar

Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde dava izlemek isteyen gazeteciler, polis tarafından kurulan bariyerlerle durduruldu. Onur Haftası kapsamında gözaltına alınan LGBTİ+’lar ve eylemleri takip eden gazetecilerin yargılandığı davalar ile Ümit Özdağ’ın duruşması öncesinde uygulanan güvenlik önlemleri, fiilen basının adliyeye girişini engelledi. Gazetecilerden “duruşması olduğunu kanıtlama” talep edilirken, bu uygulamanın dayanağına ilişkin herhangi bir yazılı belge sunulmadı.

“Turkuaz Basın Kartı” Dayatması

Polis, kurum kimlikleriyle adliyeye girmek isteyen gazetecileri kabul etmeyerek Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından verilen “turkuaz basın kartı”nı şart koştu. Bu gerekçeyle Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, bianet muhabiri Hikmet Adal, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) adına duruşmayı izleyen Rabia Çetin ve Medyascope muhabiri Furkan Karabay adliyeye alınmadı. Uygulamanın savcılık talimatı olduğu ileri sürülse de, talimata ilişkin resmî bir belge gösterilmedi.

Basın Örgütlerinden Tepki: “Bu Keyfiyeti Kabul Etmiyoruz”

RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, benzer engellemelerin daha önce de yaşandığını hatırlatarak, güvenlik gerekçesiyle basın ve kamuoyunun duruşmaları izleme hakkının orantısız biçimde sınırlandırılamayacağını vurguladı. Önderoğlu, “Ümit Özdağ dosyası bahane edilerek ya da turkuaz basın kartı gerekçesiyle gazetecilerin adliyeye alınmaması, kabul edilemez ve keyfî bir uygulamaya dönüşmüştür” dedi.

Yargı Şeffaflığı Ve Basın Özgürlüğü Tartışması

Uygulama, yalnızca gazetecilerin çalışma hakkını değil, yargının aleniyeti ilkesini de tartışmaya açtı. Uluslararası basın özgürlüğü standartlarına göre, duruşmaların izlenmesi kamunun bilgi alma hakkının ayrılmaz bir parçası olarak kabul ediliyor. Adliye girişlerindeki bu tür engellemeler, Türkiye’de basın özgürlüğü ve yargı şeffaflığına ilişkin süregelen eleştirileri yeniden gündeme taşıdı.

  • NHY / Bianet, RSF Türkiye açıklamaları