Su Kaynaklarının Kirliliği ve Atık Su Oluşturan Sektörler

Atık Sularla ilgili en açık ve çarpıcı veriler TÜİK’in 17 Nisan 2017 tarihli 24588 sayılı Haber Bülteninde yayınlanmış verilerdir. Bu veriler sularımızın kirlenmesine ve kaynakların neden bu kadar azaldığına bize ipuçları veriyor. Bundan hareketle çevremizdeki kirli sulardan kaynaklı toprak ve hava kirliliğinin de nedenlerini açıkça görmüş oluyoruz. Üstelik bu atık suların arıtılması veya temizlenmesi daha çok suyun tüketimine neden olmaktadır. 1 litre atık suyu temizlemek için 8 litre temiz suya ihtiyaç vardır. Aşağıdaki veriler işte tehlikenin boyutunu göstermektedir.

“Su kaynaklarından 14,7 milyar m3 su çekildi

Belediyeler, köyler, imalat sanayi işyerleri, termik santraller, organize sanayi bölgeleri (OSB) ve maden işletmeleri tarafından 2014 yılında 14,7 milyar m3 su doğrudan su kaynaklarından çekildi. Su kaynaklarından çekilen suyun %55’i denizden, %13,8’i barajlardan, %14,1’i kuyudan, %9,4’ü kaynaktan, %5,4’ü akarsudan, %2,1’i göl ve göletlerden ve %0,1’i ise diğer kaynaklardan çekildi.”

Çekilen bu suların büyük çoğunluğu atık su olarak doğaya bırakılmıştır. İşte o veriler.

“Alıcı ortamlara 12,7 milyar m3 atıksu deşarj edildi

Belediyeler, köyler, imalat sanayi işyerleri, termik santraller, OSB ve maden işletmeleri tarafından 2014 yılında doğrudan alıcı ortamlara 12,7 milyar m3 atıksu deşarj edildi. Doğrudan alıcı ortamlara deşarj edilen atıksuyun %77,7’si denize, %18,4’ü akarsuya, %0,9’u foseptiğe, %1,0’i baraja, %0,8’i göl ve göletlere, %0,3’ü araziye ve %0,9’u ise diğer alıcı ortamlara deşarj edildi.”

Arıtmalarda ise sadece biyolojik arıtma yapılmaktadır. Kimyasal arıtmalar yapılmamaktadır. Bunun maliyetli olduğu söylenerek bu arıtılmış denilen sular salında kimyasallarla birlikte doğaya bırakılmaktadır.

“Soğutma suyu hariç deşarj edilen atıksuyun %77’si arıtıldı

Belediyeler, köyler, imalat sanayi işyerleri, termik santraller, OSB ve maden işletmeleri tarafından 2014 yılında deşarj edilen atıksuyun %62’sini soğutma suları, %38’ini ise soğutma suları dışındaki atıksular oluşturdu. Soğutma suları hariç doğrudan alıcı ortamlara deşarj edilen atıksuyun %77’si arıtıldı.”

En fazla suyu ise Termik santraller kullanmaktadır. Asıl sorun işte bu santrallerde kaynaklıdır. Sayıları her geçen gün de artmaktadır. Alınan suyun yarısına yakınını bu santraller kullanmaktadır.

“Termik santraller tarafından 6,5 milyar m3 su çekildi

Termik Santral Su, Atıksu ve Atık İstatistikleri Anketi sonuçlarına göre 2014 yılında termik santraller tarafından %98’i denizden olmak üzere 6,5 milyar m3 su çekildi ve toplam suyun %98’i soğutma suyu olarak kullanıldı.

Termik santraller tarafından 6,4 milyar m3 atıksu deşarj edildi

Termik santraller tarafından 2014 yılında deşarj edilen 6,4 milyar m3 atıksuyun %99,6’sı denize deşarj edildi, soğutma suları dışında kalan 92,5 milyon m3 atıksuyun 9 milyon m3’ü arıtıldı.”

Termik santrallerden kaynaklı bire ayrı olarak atıkların oluşması. Bu atıklar hem toz partiküller olarak hem bırakılan alanı hemde yağmurlar aracılığıyla yüzey ve yer altı sulaını da kirletmektedir.

“Termik santrallerde 24,2 milyon ton atık oluştu

Termik santrallerde 9,1 bin tonu tehlikeli olmak üzere toplam 24,2 milyon ton atık oluştu. Oluşan atığın %98,5’ini mineral atıklar (kül, cüruf, uçucu kül, alçıtaşı, vb.) oluşturdu. Toplam atığın %48,3’ü kül dağı/kül barajına atılarak, %21,7’si düzenli depolama sahalarında, %15’i satılarak veya lisanslı atık bertaraf ve geri kazanım firmalarına gönderilerek, %15’i ise diğer yöntemlerle (maden ve taş ocağına gönderme, belediye çöplüğüne atma, vb.) bertaraf edildi.

İmalat Sanayi Su, Atıksu ve Atık İstatistikleri, 2014

İmalat sanayi işyerleri tarafından 2,4 milyar m3 su çekildi

İmalat sanayi su, atıksu ve atık istatistikleri anketi sonuçlarına göre işyerleri 2014 yılında 2,4 milyar m3 su çekti. Çekilen suyun %70,7’si denizden, %14,5’i kuyudan, %3,8’i organize sanayi bölgesi (OSB) şebekesinden, %3,5’i barajdan, %2,7’si akarsudan, %1,5’i şehir şebekesinden, %1,3’ü kaynaktan ve %2’si diğer su kaynaklarından temin edildi. Çekilen suyun %77,4’ü soğutma suyu olarak kullanıldı.

İmalat sanayi işyerleri tarafından 1,9 milyar m3 atıksu deşarj edildi

İşyerleri tarafından 2014 yılında toplam 1,9 milyar m3 atıksu deşarj edildi. Deşarj edilen atıksuyun %81,4’ünün soğutma suyu olduğu tespit edildi. Toplam atıksuyun %80,7’si denize, %7,3’ü akarsuya, %6,3’ü OSB kanalizasyonuna, %3,1’i şehir kanalizasyonuna, %2,6’sı ise diğer alıcı ortamlara deşarj edildi.

Soğutma suyu hariç deşarj edilen atıksuyun %55’i arıtıldı

Alıcı ortamlara deşarj edilen 1,6 milyar m3 soğutma suyunun 9,7 milyon m3ü arıtılırken, soğutma suyu haricinde deşarj edilen 359 milyon m3 atıksuyun ise %55,1’i arıtıldı.

İmalat sanayi işyerlerinde 16 milyon ton atık oluştu

İmalat sanayi işyerlerinde 2014 yılında 1 milyon tonu tehlikeli nitelikte olmak üzere toplam 16 milyon ton atık oluştu. Toplam atığın %5,4’ü tesis bünyesinde geri kazanıldı, %45,1’i satıldı veya lisanslı atık bertaraf ve geri kazanım firmalarına gönderildi, %31,1’i düzenli depolama sahalarında, %4,3’ü çöplüklerde bertaraf edildi, %11,8’i işyeri sahasında depolandı, %1,3’ü beraber yakma (ko-insinerasyon) ya da yakma tesislerinde yakıldı, %1’i ise diğer yöntemlerle bertaraf edildi.”

İşte yukarıdaki veriler hem bu alanlarda tüketilen suyun ne kadar fazla olduğudur. Bu da su kaynaklarımızın hızlı bir şekilde tükenmesine neden olmaktadır. Kuraklık ve diğer nedenlerde eklendiğinde su kaynaklarımızın tükenmesi kaçınılmazdır. Havzalardaki akış miktarı ile bu havzalardan faydalanan nüfus arasında orantısızlıklar da vardır. Ülkemizdeki toplam nüfusun %28’i Marmara Bölgesi’nde yaşarken, buradaki havzalar toplam akışın sadece %4’lük kısmını toplamaktadır. Meriç, Ergene, Gediz, Büyük Menderes, Burdur Gölü, Akarçay, Konya ve Asi Nehri havzalarında yüzey ve yeraltı suyu kullanımı, su kaynaklarının kendini yenileyebilme kapasitesini aşmıştır. Bu durum, havzalar üzerindeki baskıyı arttırarak, doğal ekosistemler üzerinde büyük bir tehdit oluşturmaktadır.

Neresinden bakarsak bakalım, bu aşırı su kullanımı doğanın dengesini bozmakta, çölleşmenin kaçınılmaz olarak karşımıza çıkacağı da açıkça görülmektedir. Bu konularda farkındalık yaratılması ve bu gidişin engellenmesi zorunluluk haline gelmiştir. Hatta hayati önem kazanmıştır.

Kaynak: WWW.tuik.gov.tr/preTablo.do?alt_id