Silivri’den Mektup Var: Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz

Tayfun Kahraman

Türkiye’nin adalet arayışı, toplumun her kesiminde giderek daha yüksek sesle dile getiriliyor. Bu çağrı, yalnızca mahkeme salonlarında değil, cezaevlerinin soğuk duvarları arasında da yankılanıyor. Silivri Cezaevi’nden gönderdiği bir mektupta şehir plancısı ve akademisyen Tayfun Kahraman, adaletin yerle bir olduğu bir sistemde herkesin bir araya gelmesi gerektiğini vurguluyor.

Kahraman’ın BirGün Gazetesi için kaleme aldığı ve “Ya hep beraber, ya hiçbirimiz” başlığıyla yayımlanan mektubu, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde adalet mücadelesinin önemine dikkat çekiyor. Türkiye’de derinleşen yoksulluk, felakete dönüşen ihmaller ve hukuksuz yargılamalara karşı güçlü bir dayanışma çağrısı yapıyor.

“Adalet, Toplumun Çatısıdır”

Tayfun Kahraman’ın mektubunda altını çizdiği en çarpıcı noktalardan biri, adalet sisteminin çöküşü. Kahraman, toplumun dörtte üçünün artık yargıya güven duymadığını belirtiyor ve şöyle diyor:

“Yargının, iktidara yakınlık ölçüsünde adalet dağıttığı bu sistemde, felaketlerin ve hukuksuzlukların arkası kesilmiyor.”

Adaletin yalnızca bir kesimi koruduğu, diğer kesimi ise düşman ilan ettiği bir düzenin sürdürülemez olduğunu ifade eden Kahraman, bu durumun toplumsal sözleşmeyi zedelediğini söylüyor. İktidarın “imar barışı” adı altında aflarla yapı güvenliğini göz ardı ettiğini hatırlatan Kahraman, 6 Şubat 2023’teki Maraş depremlerinde yaşanan yıkımı bir kez daha gündeme getiriyor. Enkaz kaldırma sürecindeki hızlı örtbas çabalarını eleştirirken, bu faciaya yol açanların yargıdan muaf tutulduğuna dikkat çekiyor:

“Yeni yapılan ve ‘depreme dayanıklı’ diye pazarlanan binaların enkaza dönüşmesine göz yuman yetkililer hesap vermedi. Yapıların dayanıksız inşa edilmesine neden olanlar ise ödül gibi cezalarla kurtuldu.”

Kartalkaya’dan Konya’ya: İhmalin Bedeli Canlarla Ödeniyor

Kahraman, Kartalkaya’da bir otel yangınında hayatını kaybeden 78 kişiyle başlayan trajedinin, Konya’da bir apartmanın kendiliğinden çökmesiyle devam ettiğini belirtiyor. Bu olayları sıradanlaştıran bir toplumda, gerçek sorumluların dikkatleri başka yönlere çekmeye çalıştığını vurguluyor:

“Bizler, gerçek sorumluların kim olduğunu biliyor ama söyleyemiyoruz.”

Felaketlerin yalnızca doğa olaylarından kaynaklanmadığını, ihmaller zincirinin can kayıplarını artırdığını hatırlatan Kahraman, bu duruma karşı toplumsal bir duruş sergilemenin gerekliliğini dile getiriyor.

Yoksulluk ve Baskıya Karşı Ortak Mücadele Çağrısı

Kahraman’ın mektubunda öne çıkan bir diğer tema, ekonomik ve toplumsal adaletsizliklerin derinleşmesi. Emekçilerin gelir adaletsizliğine karşı seslerini duyurmaya çalıştığını, hukuksuzca hapsedilenlerin özgürlük talep ettiğini, felaketlere kurban gidenlerin ise adalet beklediğini ifade eden Kahraman, bu adaletsizlikler karşısında sessiz kalmanın sorumluluğuna dikkat çekiyor.

Hukukun üstünlüğünün yerini keyfiyetin aldığı bir düzeni eleştiren Kahraman, iktidarın muhaliflere karşı baskıcı politikalarına da değiniyor:

“Herkesi yalnızlaştırmaya, zor ve baskıyla hizaya getirmeye çalışan iktidarın ürettiği bu ortamda kimseyi yalnız bırakma lüksümüz yok.”

Silivri’den Umut: “86 Milyonun Bir Aradalığı”

Mektubun belki de en güçlü kısmı, dayanışma ve birlik çağrısı:

“86 milyonun bir aradalığını savunmaktan, asgari müştereklerde buluşmaktan başka seçeneğimiz yok. Yoksulluğa karşı, felakete dönüşen ihmallere karşı, hukuksuz yargılama ve tutuklamalara dur demek için yan yana gelmeliyiz.”

Tayfun Kahraman, toplumun farklı kesimlerinin ortak bir mücadelede buluşmasının, adaletin yeniden tesis edilmesindeki en önemli adım olduğunu belirtiyor.

Bir Adalet Manifestosu

Kahraman’ın Silivri’den gönderdiği mektup, yalnızca bir bireyin değil, adalet arayışındaki milyonların sesini yansıtıyor. Bu çağrı, Türkiye’deki adalet mücadelesinin ne kadar geniş bir zemine dayandığını gözler önüne seriyor. Toplumun her kesiminden insanın bir araya gelerek, eşit ve özgür bir Türkiye için mücadele etmesi gerektiğini dile getiriyor.

Mektup, yalnızca Silivri Cezaevi’nin duvarları arasında yankılanmakla kalmıyor; Türkiye’nin dört bir yanındaki insanlara ulaşarak, adalet arayışına güç katıyor.

Kaynak: BirGün Gazetesi