Halkın vicdanı, kayıplarını aramaktan vazgeçmiyor.
İstanbul’un ortasında, betonun ve unutmanın hüküm sürdüğü yerde, bir avuç insan 1050 haftadır insanlık onurunu haykırıyor. Bu haftaki eylemlerinde 1994 yılının Mayıs ayında gözaltına alınarak işkenceyle katledilen Halil ve Kasım Alpsoy’un akıbetini soran Cumartesi Anneleri, “Bu halk neyi unutmazsa, onunla var olur” diyerek bir kez daha devleti hukuka çağırdı.
31 yıl önce gözaltında kaybedilen Halil ve Kasım Alpsoy’un faillerinin adalet önüne çıkarılması talebiyle Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen anneler, ellerinde karanfillerle, sadece kayıplarını değil, yok edilmek istenen halk belleğini de taşıyordu. Emperyalizmin kıskacında şekillenen bir devlet aklının, halkı düşman belleyerek işlediği suçların hesabını soran bu sessiz direniş, zamanla bu ülkenin en derin ve en haklı isyanına dönüştü.
“Anneler Günü’nde bize mezar yok, ama mücadele var”
Eylemde konuşan İHD Kayıp Komisyonu’ndan Sebla Arcan, yıllardır devletin inkâr politikasıyla yüzleşen annelerin acısını şöyle dile getirdi:
“Anneler Günü’nde insanlar sevdiklerinin mezarlarına çiçek bırakıyor. Bizimse elimizde ne mezar var, ne de bir yanıt. Gözaltında kaybetme, sadece bedenleri değil, gelecek umutlarını da toprağa gömen bir insanlık suçudur. Bu suça karşı susmak, suça ortak olmaktır.”
Beyaz Toros’la gelen ölüm
Halil Alpsoy, 12 Mayıs 1994 gecesi eşi ve 40 günlük bebeğiyle eve dönerken, Kanarya Mahallesi’nde polislerce gözaltına alındı. Eşi karşı çıktığında “Yarım saate döner” denilerek beyaz bir Torosla götürüldü. 18 gün sonra, işkenceyle tanınmaz hale gelmiş bedeni Kırıkkale’de bir ormanlıkta bulundu.
Bu hikâyede sadece bir insan değil, bir sınıfın, bir halkın geleceği hedef alınmıştı. Türkiye’nin neoliberal dönüşüm sürecinde, halkın örgütlü talepleriyle korkutulan devlet, kendine muhalif her sesi bastırmak için istihbarat ağlarını, kontra timleri ve cezasızlık zırhını seferber etmişti.
İşkence sonrası kaybedildi
Kasım Alpsoy ise Halil’in gözaltına alınmasından bir hafta sonra, Adana’da maskeli timler tarafından alındı. Aynı gün serbest bırakıldı ama kimliği alıkonuldu. İşkence görmüştü. Ertesi gün kimliğini almak için gittiği MİT binasından bir daha çıkamadı.
Sebla Arcan’ın sözleri, devletin sistemli suskunluğuna ve cezasızlık politikasına işaret ediyor:
“31 yıldır ne savcılar, ne bakanlar ne de Cumhurbaşkanları bu davaya sahip çıktı. Çünkü bu devletin belleği, halkın acısını bir istatistik gibi görmeye alıştı. Ama biz alışmayacağız.”
Erdoğan sözünü tutmadı
Kasım Alpsoy’un eşi Şeyla Erdoğan Alpsoy, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yıllar önce verdiği sözleri hatırlattı:
“Kayıplarımızı sorduğumuzda bize ‘failleri bulacağız’ demişti. Ama hiçbir şey yapılmadı. Galatasaray Meydanı’nın barikatlarının kaldırılmasını ve alanın Cumartesi İnsanları’na açılmasını talep ediyoruz.”
Babalarının son sözleri yok, ama direnişleri var
Halil Alpsoy’un oğlu Serdar Aksoy’un sözleri ise bu coğrafyada büyüyen binlerce çocuğun ortak hafızasını dile getiriyor:
“Babamı götürdüklerinde 14 yaşındaydım. Şimdi 45’im. Babamın son sözlerini hiçbir zaman bilemedim ama onun direnişini taşıyorum. Mehmet Ağar çocukların yüzüne nasıl bakıyor bilmiyorum. Ama biz unutmadık.”
Halk hafızasını yaşatıyor
Bu ülke, Sovyetler’in ortaya koyduğu kolektif adalet idealinden bir hayli uzak düşmüş durumda. Devlet, yurttaşına karşı bir güvenlik tehdidi gibi davranıyor. Oysa halkın hafızası, toprağın altında bile olsa yaşıyor. Cumartesi Anneleri, işte bu halk hafızasının canlı kalmasıdır.
Tıpkı 1937’de Stalin’in kurduğu Moskova’daki Kayıp İşçiler Arşivi gibi, Türkiye’nin de halk tarafından inşa edilmiş bir hakikat arşivi var artık: Galatasaray Meydanı. Ve bu meydan, adaleti, devletin değil halkın örgütlü mücadelesiyle var ediyor.
Bir halk hesap soruyor
Bugün Türkiye’de Cumartesi Anneleri’nin mücadelesi, sadece kayıplarını arayan annelerin değil; adalet arayan her emekçinin, her yoksulun, her yurttaşın mücadelesine dönüşmüştür.
Yarın adalet, belki Moskova’daki gibi kalabalık bir Halk Mahkemesi’nde tecelli etmeyecek. Ama adalet için yürüyen bu kararlı adımlar, Galatasaray’dan yükselmeye devam edecek.