Sesleniyorum Varna’dan, işitiyor musun? Memet!

Karlı bir Varşova gecesinde Troçka isimli bir Rus lokantasında, hüzünlü bakışlı bir adam, Katuşa isimli bir kızın şarkısını söylüyordu…
”Katuşa, geceleri nehir kıyısına harbe giden askerlere el sallamaya çıkar…”

On sekiz yaşındaki bu genç adam,
1961 Ağustos başında annesi Münevver Andaçla,
Polonya’ya binbir güçlükle giden Nâzım Hikmet’in oğlu Memet’ tir…
Polonyalıların ünlü votkasından içerken , yanındaki iki gazeteciye şunları söyler ,

”Türkiye’ ye dönmek için yaptığım müracaatlara cevap bile vermiyorlar… Oysa burada ben, gün geçtikçe yitiriyorum kendimi…
Beni zorla ama zorla Slavlaştırmak istiyorlar…”’

Ve Memet, daha sağını solunu bilmeyen,
”Babam da pek bilmezmiş sağını solunu diyen Memet…
Hüzünlü bakışlı, kulakları ağır işittiği için bağırarak konuşan,
”Slavlaşıp gideceğim, çok yalnızım…” diyen Memet…
Babasına hınçla karşı çıkan Memet…
Belki de babasını çok ama çok seven Memet…

Evet,
1961’in Ağustos’ unda Memet, kendisine şiirler yazan,
hasretini her fırsatta dile getiren babası Nazım Hikmet’ in yanındadır…
Babası, Küba’dan yeni dönmüştür…
Varşova’daki buluşmaları pek içten olmaz…
Nâzım onları havaalanında karşılamaz,
ertesi gün kaldıkları otelin lokantasına gelir…
Münevver Andaç, ikinci bir kadının varlığını bilmektedir…
Nâzım evlendiğini ona yazmıştır…
Ama kocası olarak gördüğü kişinin başka bir kadınla evlendiğini yeni öğrenmiş gibi davranmayı içine düştüğü durum açısından daha uygun bulur…
Nazım,
Münevver Andaç’ı ve yıllarca özlemini çektiği oğlu Mehmet’i, kendisini çok seven Polonyalı dostlarına emanet ederek Moskova’ya götürmemeye karar verir…

Oysa Memet,
Kendisini kundakta bırakıp giden babasıyla yeni bir hayat kurmayı düşlemiştir…
Detaylarını,
Milliyet Gazetesi’ nden Halit Çapın ve Orhan Türel’in,
28 Mart 1970 tarihli röportajından edindiğimiz bilgilere göre,
Memet hayatı boyunca sadece 15 gün görebildiği babasına karşı oldukça öfkelidir, hatta ondan nefret etmektedir…
. Şöyle diyor Memet röportajında,
“Ben bütün yaşantım boyunca onu sadece 15 gün görebildim. hepsi o kadar. 15 gün için karşıma çıkan bir adam ve bana söylenilen bir laf: işte baban… olmaz öyle şey!” ve ekliyor
“Benim babam ve herşeyim annemdir….”

”’memet
karşı yaka memleket,
sesleniyorum varna’dan,
işitiyor musun?
memet! memet!
karadeniz akıyor durmadan,
deli hasret, deli hasret,
oğlum, sana sesleniyorum,
işitiyor musun?
memet! memet!….”’

Bazı sızılar var kaç bahar geçse silinmiyor…
Büyük baskılara uğramış, yasaklanmış, hapishanelere atılmış, tepeden tırnağa insan
tepeden tırnağa kavga,
hasret ve ümitten ibaret büyük şair Nazım Hikmet Ran…

Nazım’ın,
bugünün, zamanın ve insanlığın ortak-evrensel vicdanında durduğu yer değişmeyecek…
Türkçe’nin büyük şairi Komünist Nazım Hikmet’in,
oğlu Memet Nazım’ in vicdanındaki yeri ise hiçbir zaman bütün açıklığıyla bilinmeyecek….!!!!