Fransa-İngiltere arasında gerginlik: 27 Göçmenin ölümü

Fransa ile İngiltere arasında ilişkiler gün geçtikçe gerginleşiyor. Temel neden AUKUS (Denizaltı savaş gemisi üretimi için Avustralya ABD İngiltere ortaklığı) olan anlaşmazlık . Manş sularında avlanan balıkçı tekneleri ile süren gerginlik bu günlerde de 27 Göçmenin Manş sularında katledilmesi ile devam etti.

 Öncesinde şunu söyleyebilirim, B.Johnson ve E.Macron un  timsah gözyaşları ile açıkladıkları göçmen katliamı devam edecek gibi gözüküyor. 

Çünkü katliam her iki ülke tarafından engellenme imkanı varken seyirci kalındı. 

Göçmenler Fransa’dan Fransız polisinin gözleri önünde, burnunun dibinden geçerek küçük bir şişme botta hamile kadın, çocuklardan oluşan kafile halinde bindi ve denize açıldı.

 Fransız Hükümetinin  Malide  Cihadistlerle (güya) savaşırken  çölde yüzlerce km uzaktan  tek tek kişileri belirleyebildikleri teknolojik güç gösterisi olarak yayınlarken, İngiltere Hükümetinin  Irak ve İslam Şam Devleti (IŞİD ) militanlarını Suriye çöllerinde  Londra’dan izlerken,  Fransız Polisinin gözleri önünde özgürlük(!) ve ölüme giden göçmenleri engelleyemediler.

 Oysa Her iki Hükümet Fransa’dan İngiltere’ye  göçmen geçişini kontrol için bir anlaşma içerisindeler.

Buna göre alınacak tedbirler ve yapılacak harcamalar konusunda İngiltere Fransa’ya karşı birtakım mali ve idari tedbir yükümlülüğü üstlendi. 2021 Yılı sonu itibari ile İngiltere’nin bu anlaşma çerçevesinde Fransa’ya 60 Milyon avro üzerinde  ödeme yapması gerekiyordu. Bugüne kadar yapmadı. İleride de  yapmaya pek niyeti olmadığı anlaşılıyor.

 İçişleri Bakanı Fransa‘nın yeni Sarkozy’si  G. Darmanin bundan 2 hafta  önce, “Eğer İngiltere   60 milyon avroyu ödemez ise gerekli tedbirleri alırız, karşılığını görür. “ mealinde bir açıklama yaptı.

 İşte 27 Göçmenin katledilmesi bu “tedbirler” altında gerçekleşti…

Erdoğan’ın (ve onun Darmanin’i S. Soylu’nun) Avrupa’ya  vadettiğiniz parayı verin, yoksa sınır kapılarını açarım” diyerek binlerce göçmenin hayatı ile oynaması gibi , Macron-Johnson, Darmanin de kendi kirli PARA ilişkisini çözmek içim 27 göçmenin katiline sebep oldular.

Katliamın sürebileceğinden korkuyorum dedim. Nedeni B.Johnso2nun Macron’a TWITTER Mektubu.

Mektupda Macron’u tehdit eder bir havada ‘Fransa’dan İngiltere’ye geçen ve geçecek olan tüm göçmenlerin geri alınması konusunda yeni  bir anlaşma” teklif etmekte. 

Bu da var olan anlaşmaların koşulları yerine getirilmeksizin yapılan bir teklif olduğu için Fransa tarafından ciddiye alınmamakta. Macron da  karşı atak olarak Avrupa Birliği yetkililerini toplantıya çağırdı.

B. Johnson’un twıtter i bir başka  gerçeği de ortaya çıkarı.

Sermayedarların yönetime gelmesi sürecinin “ileri” aşamasını temsil eden B. Johnson ile henüz o aşamaya geçmemiş E. Macron yönetimi arasındaki “hükümetlerin diyalog “ farklılıkları.

 Johnson Macron’dan taleplerini tüm dünyaya duyurarak Twıtter aracı ile (tıpkı  aynı durumda olan ABD Eski Başkanı D.vTrump gibi) yaptı.

 Macron, “bu kadar ciddiyetsizlik olmaz. Biz gazeteci değiliz, tüm dünyaya duyurulur şekilde (anonim biçimde) birbirimize haber iletemeyiz. “Her şeyin bir kuralı var!” dedi ve çok bozuldu.

Bozulmakta haklı idi, çünkü o hala ESKİ SİSTEMİN kurallarının (şimdilik) muhafaza edildiği bir Fransa’da başkanlık yapıyor. Oysa Johnson’un ne Macron ne de dünya, diploması kuralları, başkanlar arası seviye umurunda değil. “Para isteme benden buz gibi soğurum senden!” diyor. Temsil ettiği sermaye grubuna hizmette sınır tanımıyor. 

Çünkü Sermaye dünyasında KURAL, patronun o an istediği uygun gördüğü KURALdır. Bu bağlamda bin yıllık kurallar bile çiğnenebilir… 

Bunu da BİLEREK yaparlar ve dünyanın gözüne sokarak. “Bakın benim yöneten. Sermaye bende.  Tüm kurallar da bende. Dün koyduğum kuralı bugün kaldırır, yarın yine korum. Yüz yıllardır var olan (üstelik dedelerimin koyduğu) kurallar kurumlar yapı ve yapılanmalar şu anda iki dudağımın arasında. Biraz önce vardı… ŞİMDİ YOK!

B. Johnson kendisini böyle ifade ediyor.  E. Macron henüz oraya gelmediği için ŞAŞKINMIŞ gibi yapıyor.

Fransa İngiltere arasındaki 60 milyarlık sermaye yatırım “hırsızlığı”(çünkü Fransa Avusturalya ile yapılan Denizaltı  yapımı anlaşmasının ABD ve İngiltere tarafından “ÇALINDIĞINI” iddia ediyor) sonunda ve onu takip eden/veya esas neden Hint Okyanusunda güç- egemenliğinde  başlayan kavga Fransa-İngiltere arasındaki balıkçı teknelerinin avlanması ile sürmekte

 Bugün Fransız balıkçılar Saint Malo  limanın kapattı. Manş Tüneline saatlerce bloke etti.

Bu eylemlerin devam edeceği aşikar. Ancak hem İngiltere hem de Fransız balıkçılarının her iki ülke hükümetlerinin kirli para oyununa gelmemesi ve balıkçılar olarak ortak tavır almaları beklenebilir bir şey.

Ne kadar gerçekleşir önümüzdeki günler gösterecek.

 Ancak bilinen ve açık bir şey var ki, Ne Macron . Ne Jhonson balıkçılar için kıllarını kıpırdatmaz. Tıpkı katlettikleri göçmenler için yaptıkları gibi..