İSTANBUL / TEL AVİV — Abluka altındaki Gazze’ye insani yardım ulaştırmak için yola çıkan “Global Sumud Flotilla” adlı konvoya İsrail donanmasının müdahalesi sonucu çok sayıda aktivist alıkonuldu. Aktivistler, gözaltı sürecinde kötü muameleye maruz kaldıklarını; bazı tanık ifadelerine göre İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg’in ellerinin bağlanıp İsrail bayrağıyla taşındığını ve zorla bayrağı öptürüldüğünü iddia etti. İddialar geniş yankı uyandırırken, İsrail makamları eylemi “abluka ihlali ve provokasyon” gerekçesiyle savundu ve tutulanların sağlık durumlarının iyi olduğunu açıkladı.
Filonun durdurulması: kaç tekne, kaç aktivist?
Organizatörlerin ve uluslararası haber ajanslarının aktardığına göre, yaklaşık 40 tekne ve dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen yüzlerce aktivist (organizatör sayıları 400’ün üzerinde aktarıyor) Gazze’ye insani yardım ulaştırmak amacıyla denize açıldı. İsrail donanması, çeşitli noktalarda bu teknelerden çok sayısını uluslararası sularda durdurdu; çok sayıda aktivist gözaltına alındı ve bazı gruplar İsrail topraklarına götürüldü. Eylül sonu/ekim başı haberlerine göre şu ana kadar farklı aşamalarda yüzlerce kişinin durdurulduğu bildirildi.
Uluslararası haber ajanslarının aktardığı son bilgiler arasında İsrail’in bir aşamada 137 aktivisti Türkiye’ye deport ettiği bilgisi bulunuyor; bu grup arasında çok sayıda Türk vatandaşı da yer aldı. Deport edilenlerin sayısı ve uyruk dağılımına ilişkin rakamlar ajanslara göre değişebiliyor; süreç hâlen devam ediyor.
Aktivistlerin anlattıkları: hücre koşulları ve Thunberg’e yönelik iddialar
Filoya katılan aktivistlerin bazıları, gözaltı koşullarına dair ciddi iddialarda bulundu. Bu iddialara göre tutuklananlar arasında hücrelerde aşırı kalabalık, yetersiz gıda ve su temini, hijyen sorunları, hatta hücrelerde bit ya da pire benzeri canlılara bağlı cilt sorunları (bedbugs) olduğunu söyleyenler oldu. Birden fazla haber kuruluşu, bazı aktivistlerin bu koşulları “ kötü muamele” olarak nitelendirdiğini aktardı.
Özellikle Greta Thunberg hakkında ileri sürülen iddialar dikkat çekti: Bazı görgü tanıkları ve aktivistler, Thunberg’in ellerinin arkadan bağlandığını, üzerinde bir bayrakla taşındığını ve fotoğraf/video görüntülerinde veya tanıklarda yer aldığı iddia edilen “bayrağı öptürme” gibi küçültücü muamelelere maruz kaldığını söyledi. Bu iddialar aktivistlerin bildirimleri, bazı gazeteci ve hukukî temsilcilerin aktarımlarıyla kamuoyuna yansıdı. Ancak bu iddiaların bağımsız tarafsız soruşturma veya uluslararası bir heyetin tespitiyle kesinleşmediğini not etmek gerekiyor.
İsrail’in açıklamaları ve tepkiler
İsrail yetkilileri, operasyonu abluka kurallarını koruma çerçevesinde ve güvenlik kaygılarıyla savundu; bazı açıklamalarda alınanların “güvende ve sağlıklı” olduğu, tutuklama ve yönlendirme süreçlerinin hukuka uygun biçimde yürütüldüğü öne sürüldü. Dışişleri ve güvenlik organlarının sosyal medya hesaplarından paylaşılan görüntülerde, aktivistlerin nakledildiği ve sınır dışı süreçlerinin işletildiği iddia edildi.
Buna karşılık insan hakları örgütleri ve filonun hukukî temsilcileri, tutuklama sürecinde hak ihlalleri yaşandığını; gözaltına alınanların barınma, yemek, sağlık ve hukukî erişim haklarının kısıtlandığını ileri sürdü. Bazı avukatlar ve Adalah gibi kuruluşlar, gözaltı koşullarının belgelenmesi ve bağımsız soruşturma açılması çağrısında bulundu.
Türkiye’ye dönüş ve diplomasi
Uluslararası ajanslar, birkaç aşamada deport edilen aktivistlerin Türkiye’ye kademeli olarak gönderildiğini ve THY’ye ait tarifeli/özel uçuşlarla İstanbul’a getirilen grupların VIP salonlarda karşılandığını bildirdi. Türkiye Dışişleri kaynakları ve bazı diplomatik kanallarda olayın takip edildiği, vatandaşların korunması konusunda girişimlerin sürdüğü belirtildi; resmi açıklamalar ajans haberlerinde yer aldı. Deport edilenler arasındaki uyruk dağılımı ve sayılar farklı haber kuruluşlarında yakın fakat değişken rakamlarla verildi.
Hukukî çerçeve ve uluslararası tartışma
Denizde insani yardım konvoylarının durdurulması uluslararası hukukta tartışmalı bir alan; uzmanlar ve AP gibi kuruluşlar bu hamleleri “denizde müdahale” açısından değerlendirdiği analizler yayımladı. İsrail’in savunması genellikle abluka ve güvenlik gerekçelerine dayanırken, hak örgütleri ise uluslararası insani yardım erişiminin engellenmesinin hukuka aykırı olabileceğini belirtiyor. Bağımsız, uluslararası bir soruşturmanın açılması yönündeki çağrılar, olayın önümüzdeki günlerde hukuki ve diplomatik zeminde takip edileceğini gösteriyor.
- NHY/ The Guardian; Reuters; Associated Press (AP); Haaretz; CBS News; Times of Israel.