Fransa da 7 Mart’tan sonra geçilen aşamada ne, direnişçiler, “reform” karşıtları ne de reform taraftarları önceki gibi davranmayacaklar.
8 Mart’tan itibaren hiçbir şey aynı olmayacak…
“Reformu” geçirmeye çalışan yöneticiler ile reforma karşı çıkan işçi emekçi ve bütün direnişçiler arasındaki giderek sertleşiyor.
Hükümet parlamentodan karar çıkarmaya odaklanırken, sokak bu kanun değişikliğini istemediğini sokaka çıkarak geri adım atmamaya kararılı gözüküyor.
Bu karşı çıkış daha çok sendikalı işçilerden geliyor. Sendikalar 7 Mart’a güçlü sokak gösterisinden sonra 8 Mart’ta cumhurbaşkanına resmi olarak sesimizi duyun görüşelim, bizi bir kez dinleyin çağrısı yaptı.
8 sendika ve diğer gençlik sendika ve örgülerinin ortak imzasını taşıyan Cumhurbaşkanına Mektupta “Bugüne kadar hükümetle yapılan görüşmelerin sonuçsuz kaldı, 19, 31 Ocak ve 7, 11, 16 Şubat’ta milyonlarca kişi reforma karşı olduğunu sokakta protestosu ile gösterdi. 7 Mart gösteriler bunu bir kez daha, güçlü şekilde teyit etti. Tüm kamuoyu araştırmaları halkın büyük çoğunluğunun bu “reforma” karşı olduğunu gösteriyor. 1 Milyondan fazla “Reformun iptal edilmesi” imzası toplandı. Bütün bu gelişmeler olurken sizin sessiz kalmanız ne demokrasinin ne de toplumsal barışın ifadesidir. Sosyal patlamaya yer verebilecek gelişmeler öncesi, biz sendika temsilcilerini toplu olarak kabul etmenizi, bizi dinlemenizi istiyoruz” denildi.
Bu çağırı mektubuna Macron 9 Mart’ta cevap verdi.
Özetle “Emeklilik reformunun emeklilik kasasını dengelemek için zorunlu olduğunu, emeklilik maaşlarında kesintiye gitmek veya vergileri artıran yöntemi yerine ‘Birazcık fazla’ çalışmayı seçtiklerini, önce emeklilik yaşının 65’e çıkarılması ve birçok konudan vazgeçildiğini, sendikalarla görüşmelerde ve parlamentoda birçok değişik yapıldığını bu konuda hükümetin büyük çaba sarfetiğini” belirtiyor. Ve “Parlamentoda yasanın görüşülmesi sırasında benimle görüşme talep ediyorsunuz. Toplumun temsilcisi olan parlamento görevini yapmaktadır. O görevini yaparken müdahale edemem. Bu Parlamenter Demokrasi sistemimize uymaz. Zor bir periyottan geçtiğimiz şu günlerde güçlü bir ulus oluşturma çabasının sürdürülmesi için gerekli reformlar yapılmalı…” E. Macron.
Bu cevapla yöneten ve yönetilenlerin tavırlarında bir değişiklik olmadığı, bel ki de olmayacağı, bu karşılıklı yazışmalar ile de netleşiyor.
6 Mart’ta doktorlar ve sağlık personeli, 7 Mart’ta tüm işçiler, 8 Mart’ta kadınlar, 9 Mart’ta liseliler 10 Mart’ta grevcilerin rafineri blokajı… Eğer yönetenler kör ve sağır olmayı sürdürürlerse, bu süreç her gün ayrı ayrı protestoları da birleştirerek, tüm ülkenin sokakta olduğu günlere doğru gidilebilir…
Reform yasası Senato da görüşülerek kabul edildi. En önemli madde olan 64 yaş oylanarak kabul edildi.
Şu anda “Emeklilik Reform Yasası” tartışması iki düzeyde seyrediyor.
Birinci olarak; gerçek tartışma ve mücadele düzeyi, hali hazırda grevde olan ücretli işçiler ve halkın işyerleri ve sokakta yürüttüğü direniş süreci(nde).
Bu düzeyde direnişçiler kararlı ve direnişi (nefesleri yettiği yere kadar) sürdürecekleri anlaşılıyor.
Ocak 2023’de başlayan direniş yürüyüş ve grevler 7 Mart’ta 2 eresine (Act-II denebilecek…) geçme pozisyonuna geldi.
Bu aşama farklığı, direniş biçimlerinde RADİKAL değişiklikler idi.
Bugüne kadar grevler belirli süreler içinde ve blokajlar olmaksızın yürütülüyordu. Bu tarihten itibaren SÜRESİZ GREV ve BLOKAT dönemine geçildi.
Süresiz grevlere ilave olarak boykot eylemine başlandı. Ülkeye benzin mazot dağıtan 8 Petrol Rafinerisinden 7’sinde taşıma durduruldu… Yani Fransa’ya benzin mazot dağıtımı durdu.
İkinci gelişme kamyoncu ve TIRların büyük arterleri engellendi. Direnişçilerin de ücretli geçiş noktalarını ve ülke giriş çıkış kara yollarını bloke etmeye başladılar.
Eğer Mecliste ve yönetimde bir gelişme (Diyalog çağrısı, Reform yasasını tekrar tartışma önerisi… vs ) olmaz ise direnişçilerin nükleer santralleri de durdurma noktasına gelebileceği uyarısında bulunuldu. Bu Fransa da hayatı durma anlamına geliyor.
Gelişme nasıl seyrediyor.
Sermaye, parlamento ve siyası partilerdeki gelişmeler.
Hükümet ve Macron yasanın çıkarılmasında karalı.
Macron’un eskiden olduğu gibi geleneksel uygulamaları dikkate alarak tüm tarafları çağırıp bir anlaşma, orta yol arayışı içine girmesi bekleniyordu.
Eski cumhurbaşkanları sermaye ile ilişkilerini yadsımaz ama genelde bütün Fransa halkının cumhurbaşkanı görüntüsü vermeye özen gösterdikleri biliniyor. Ancak Macron sermaye ile daha yakın ilişkiler içinde hareket etmeyi bir politik hat olarak tutarlıkla sürdürüyor.
Sendikalar ve işçi örgütleri ısrarla görüntüde de olsa eksi geleneksel uygulamalara dönülmesi ve müzakere güçlerini masada kullanmaktan yanalar. Bu yüzden son üç aydır birlikte hareket eden sekiz sendika temsilcisi Başbakan, Çalışma Bakanı ve Macron’dan masaya dönmelerini beklentileri hala cevap verilmiş değil.
Bu arada Hükümet yetkilileri bu beklentiye cevap vermedikleri halde, kapıların açık olduğu, görüşmelere hazır olduklarını sürekli yeniliyor ama sendikaların taleplerine somut hiç bir cevap verilmiş değil.
Hükümetin ikinci yalanı, “Biz diyaloga hazırız!” söylemi havada kaldı. Çünkü diyalog adına atılmış bir adım yok. Sendikaların ve işçi örgütlerinin bütün çağrıları cevapsız kaldı.
Macron bütün gelişmeleri, Sarı Yelekliler eylemleri sürecinde olduğu gibi Sarayından uzaktan seyretmekle yetinirken, kendisinin çözüm için çağrılmasını dört gözle bekliyor. Büyük kurtarıcı olarak göreve çağrılmayı beklerken toplumdaki direnişte büyüyor. Sermaye ile yaptığı pazarlık, sermayenin içine yuvarlandığı krizden bütün yükünü emekçilerin sırtına yükleyerek sorun çözmekten yana olduğu noktadan bir adım geri çekilmek istemiyor.
Ülkenin sorunlarının parlementoda çözüleceği, sokakta sorunların çözülmeyeceği propagandası arkasına saklanarak emekçilerin direnişini kırmaya çalışıyor.
Hükümet bu hedefe ulaşmak için meclisten kanunu geçirmeye odaklanıyor.
Sendika ve işçi örgütleri meclisteki mücadeleyi de yadsımayarak mücadelelerini sokakta büyüterek sürdürmekten yanalar. Sermaye Macron aracılığı ile parlamentoyu kendi noteri gibi görmesi sokak tarafınan boşa düşürebilir. Bu olanağı da sendikalar ve işçi örgütleri yok saymıyor.
- Fransa’da Yoksul Gençliğin Direnişi: Polis Şiddeti ve Protestolar - 4 Temmuz 2023
- Macron Emeklik Yasası, Fransa’da demokrasi krizi… - 20 Mart 2023
- Grev Direniş ve Sınıflar - 16 Mart 2023