Macron Emeklik Yasası, Fransa’da demokrasi krizi…

2020 ‘de Macron’ un Cavid  nedeni ile meclisten geri çektiği Emeklilik Reform Yasası Senatoda 114 ret oyuna karşı 193  kabul oyu ile kabul edildi. 16 Mart’ta meclise geldi.

Öncesinde Macron – E.Borne’la defalarca görüşmeleri sonucunda Başbakan Mecliste oylamaya geçilmesine 15 dakika kala  Yasaların Mecliste oylanmadan ZORLA geçirme yetkisini (Anayasa Mad. 49.3) kullanacağını açıkladı

8 İşçi sendikası  5 gençlik örgütü ve sendikası meclis önünde vekillere “Sizi seçenlere karşı karar alacaksınız! Almayın Reformu reddedin. Seçim bölgelerinizde karşılığını alırsınız!” açıklaması yaptı.

Yasanın mecliste zorla geçtiğinin açıklanması herkes için sürpriz oldu. Bu karar üzerine direnişçiler, bu reform ücretli işçiler ve halk için kabul edilmez, köleliği pekiştiren bir yasa olduğunu açıklayarak meclisi halkın taleplerini dinlemeye çağırdı. Ayrıca bu demokrasiye vurulmuş bir darbe değerlendirmesi yapıldı.

Demokrasi cumhurbaşkanı kararı ve mecliste yapılacak oylamanın ötesinde bir sistem olduğu ve halkın taleplerini dikkate almayan bir demokrasinin Fransa’nın demokrasi geleneğine uygun olmadığı, bunun demokrasiden geriye gitmek olduğu açıklamaları yapılarak sokakta demokrasinin yeninden kazanılması için mücadele etme çağrısı yapıldı.

Bu çağrı üzerine başta Paris olmak üzere ülkenin bir çok şehrinde halk sokağa çıkmaya başladı.

Bu durumda nasıl bir gelişme seyri olacak…

Muhalefet hükümete karşı gensoru verecek. 2 gün içinde gensoru oylanacak. Hükûmete çoğunluk sağlayamaz ise (Toplam 577 vekilden 289  vekilin oyunu alamaz ise) hükûmet düşecek. Macron ya yeni bir hükümet kurdurulacak ya da meclisi feshedecek.

Meclisin feshinden sonra 40 gün içinde seçimlere gidilecek.

Fransa’da Reform karşıtı halk  bugünden itibaren yeni bir mücadele aşamasına girdi diyebiliriz. 2 Aya yakındır sokakta olan halk, bugünden sonra sadece sokakta olmayacak. Hemen hemen Fransa’nın her noktasında, sokaklarda  kavşaklarda, fabrikalarda oto yollarda olacak. Grevlerin Petrol Rafineriler, Elektrik santralleri ve Nükleer santrallere uzanan bir zincir şeklinde sürmesi de beklenebilir.

Direniş gücünü kaybetmeden yaygınlaşacak ve giderek sokak eylemlerinin daha kitlesel bir nitelik kazanacağı bekleniyor. Sokakta ve grevlerle reform  karşıtı mücadeleyi organize eden 8 sendikanın (ve 5 gençlik örgütü) ortak  bileşeni toplantı sonunda  mücadele ye devam kararına ilaveten 23 Mart’ta Fransa çapında   yürüyüş   kararı aldı.

İki aydır yürütülen mücadeledeki sendikaların ortaklığı  İki büyük sendikadan  biri olan CFDT Lideri R. Berger’nin “Meclisten oylama ile geçer ise yeniden değerlendireceğiz!” görüşü reform karşıtı mücadelenin en zayıf noktası idi. Kanunun meclisten oylanmadan geçmesi sonrası 8 Sendikanın ortak hareketi daha da güçlü olarak sürecek.

Bugünkü karar Macron’un temsil ettiği  sermayenin isteği dışında bir şeyi dinlemeyeceği yönünde olduğunu gösteriyor. Bütün gelişmeler Fransa da bugünden itibaren sınıf mücadelesinin ve sınıf karşıtlığının daha da derinleşeceğini işaret ediyor.

Genel  olarak direnişten vazgeçme eğilimi içinde olanlardan gelen yılgınlığı ifade eden, ”Eee… nereye kadar, ne kadar yürüyüş, ne kadar grev…Yani halk direnişe ne kadar dayanabilinir?” sorusunu tersten de yöneltmek mümkün,  “Hükümet bu direniş ne kadar dayanacak?” sorusu daha büyük taraftar bulduğu sürece sokak eylemleri ve direniş devam edecektir…

Macron’un  kanunu cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle geçirmesinden sonra, “Finansal olarak büyük risk altındayız. Ülkenin geleceği ile oynayamam!” diyerek kararını savundu. Bu cümlenin Türkçesi sermayeden yana tercihte bulunduğunu ve bundan geri adım atmayacağının ilanıydı.

Direnişçi işçilerin ve sendikaların durduğu yer de bu karar karşısında daha netlik kazandı. Üylerinin siyasal yönelimlerini bir yana bırakarak sınıfın çıkarları için gereken neyse onu yapacaklarını, sonuna kadar direnmekten geri durmayacaklarını ilan ettiler. Ancak meclisteki siyasi partilerden aynı netliği görmüyoruz. Özellikle, muhalefetteki sağ Cumhuriyetçi Parti  Macron’u ve emeklilik yasasını desteklemekte. Parti lideri E. Ciotti gensoru gelirse desteklemeyeceklerini, sokak eylemlerine teslim olmayacaklarını açıkça ilan ederken, bazı üyeleri ikircikli tavırlar içinde olduğu da biliniyor.

Ancak faşist cenah gensoru ile hükümeti devirmeden yana. Ulusal Birlik Parti lideri M. Le Pen, Macron ve hükümetinin çoğunluk olmadığını istifa etmesi gerektiğini, gensoru gelirse destek vererek hükümetin düşürülmesi yönünde oy kullanacaklarını ilan etti.

Sol muhalefet. (NUPES) gensoru vereceğini ilan ederken “reform yasasının” geri çekilmesi gerektiğini, ama hükümeti düşürme ve seçime gidilmesinden yana olmadıklarını açıkladı.

Sol muhalefetin bu açıklamasının seçime hazır olmadığı ve gidilirse de olumlu sonuç beklemediği düşündürüyor. Bu diğer yandan, sol muhalefetin sokaktaki eylemleri ve direnişi meclise yansıtmada ve sokak muhalefetiyle özdeşleşmeyi becermediğini gösteriyor.

Bu yeni ve Fransa’ya özgü bir durum değil. Çok uzun bir süredir sokak ile kitle partileri arasıda olan bağların koptuğunu görüyoruz. Sokak kitle partilerinin kaldıracı olmak istemediği gibi, kitle partileri de kitlelerle geçmişte olan bağlarını kurmakta yetersiz kalıyor. Bu batıda demokrasi krizi olarak karşımıza çıkan durumun özeti oluyor.