Ortadoğu’ya musallat olan ve kısacası emperyalizm olarak literatüre geçen egemen ülkelerin başvurduğu ekonomik, politik ve askeri baskı ve şiddet, talan ve katliamlar ile ilgili politikaları yok edilmedikçe ne Arap halkları, ne İsrail halkı ve ne de diğer azınlık halklar rahat yüzünü göremeyeceklerdir; buna Türkiye de dahil… Bugün emperyalist ülkelerin başında ABD, ardından AB, Rusya ve Japonya gelmektedir. Diğer bir deyişle diplomaside G 8 ülkeleri diye anılan ülkelerdir. ABD emperyalizmi kendi içsel yönetim biçimi olan neoliberalizmi AB ülkelerine uygulatmayınca, başta Irak olmak üzere Ortadoğu ülkelerine ve özellikle bugün acısını çektiğimiz uygulamalarıyla Türkiye’ye dayattı. Irak’ta ticaret burjuvazisinin huzursuzluğu ve mezhepsel çatışmaların giderek artması nedeniyle uygulama alanını bulamadı. Türkiye’de KİT’lerin özelleştirilmesi, yabancılara satılması, eğitim, sağlık, iletişim ve diğer kurumların paralı hale gelmesi ile Turgut Özal’dan başlayarak ve zaman zaman kesintiye uğrayarak Erdoğan döneminde hız kazandı. 21. yüzyılını yaşadığımız dönemde “Arap Baharı” adıyla Ortadoğu ülkelerine de ihraç edilmeye başlandı. Libya, Mısır, Suriye, Lübnan, Ürdün, Katar, BAE, Yemen, Tunus, Fas, Cezayir, Yemen, Suudi Arabistan’da baş gösteren mitingler, protestolar, halk ayaklanmaları tam anlamıyla Filistin sorununu gölgede bıraktı. Ancak konuyu irdeleyerek kamuoyu dikkatini mutlaka Filistin mazlum halkına ve diğer ezilen halklara yönlendirmek gerekmektedir.
Ortadoğu’yu takip edenler bilirler, 2008’in Ocak ayında Gazze ile İsrail sınır yerleşim birimlerine düzenlenen roket saldırıları sonucunda Gazzeliler sınırdaki duvarı yıkarak temel ihtiyaçları için Mısır’a geçtiler. 800.000’i aşkın insan Mısır’daki ihtiyaçları karşılamak amacıyla giriş ve çıkış yapmıştı. Bundan sonraki gelişmeleri Aljazeera Turk’ten [5] kronolojik olarak takip ediyoruz.
- 28 Şubat’tan başlayarak dört gün devam eden İsrail saldırıları Gazze şeridinde resmi açıklamalara göre çoğunluğu çocuk olmak üzere 117 Filistinli katledilmiş, 200’ü yaralanmış ve 800 Filistinlinin evi yerle bir edilmişti. Bu saldırılar iki yıla yakın bir zaman içinde devam etti.
- 14 Nisan 2008 tarihinde Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi Askeri Kanat lideri İbrahim Ebu İlba öldürüldü.
- 19 Haziran 2008 tarihinde Mısır’ın da arabuluculuğunu yaptığı Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıların durdurulması için Hamas ile İsrail arasında 6 aylık ateşkes ilan edildi.
- 19 Aralık 2008 tarihinde Hasam ile İsrail arasında 6 aylık ateşkes sona ermişti. Ateşkese rağmen saldırılar hiç kesilmedi, ancak biraz hafiflemişti. Bu süre içinde ambargo devam ediyordu.
- 27 Aralık 2008 tarihinde İsrail, adına “Dökme Kurşun Operasyonu” adını verdiği ve 60 uçağın katıldığı bombardımanda 200 Filistinli katledildi.
- Yine aynı tarihte İsrail, roket saldırılarını bahane göstererek bir mezuniyet töreninde polis merkezini bombaladı. Aralarında üst düzey güvenlik görevlilerinin bulunduğu 140 polis öldürüldü.
- 31 Aralık 2008 tarihinde BM, ABD, AB ve Rusya’dan oluşan Ortadoğu dörtlüsünün ateşkes teklifini, İsrail geri çevirdi.
- 1 Ocak 2009 tarihinde İsrail Uçakları nokta atışı yaparak Hamas örgütünün üst düzey liderlerinden Prof. Dr. Nizar Rayyan’ın evine adedi 1 ton olan 5 adet bomba atarak katletti.
- 15 Ocak 2009 tarihinde Hamas hükümeti İçişleri Bakanı Said Siyam, kardeşi, oğlu ve ailesi ile birlikte evine atılan nokta atışı ile füze saldırısı sonucu hayatını kaybetti.
- 16 Ocak 2009 tarihinde ABD ile İsrail başbakanları arasında Gazze Şeridi’nde silah kaçakçılığının önlenmesi konusunda anlaşma imzalandı.
- 18 Ocak 2009 tarihinde aralıksız süren operasyonların ardından İsrail ateşkesi kabul ederek haritadan sildiği Gazze Şeridi’nden çekilmeye başladı. 21 Ocak’ta çekilme işlemi tamamlandı.
- 10 Şubat 2009 tarihinde İsrail’de yapılan genel seçimlerde Muhafazakâr, Sağcı parti olan Siyonist Likut partisinden 1 milletvekili fazla çıkaran, sağcı, muhafazakâr, Siyonist ve tutucu parti olan Binyamin Netanyahu’nun Kadima partisine çoğunluğu aldığı için hükümeti kurma yetkisi verildi. Binyamin Netanyahu, diğer, gerici Siyonist parti ile koalisyon kurarak güvenoyu aldı.
- 14 Ağustos 2009 tarihinde Hamas’ı dinsiz parti diye ilan eden El Kaide bağlantılı Cünd-ü Ensarullah militanları arasında çıkan silahlı çatışmada, aralarında örgüt liderinin de bulunduğu 22 kişi öldü, 100 kişi yaralandı. Cünd-ü Ensarullah örgütü Gazze’de “İslami Emirlik” ilan etmişti.
- 5 Kasım 2009 tarihinde Gazze’ye yönelik “Dökme Kurşun Operasyonu”nda orantısız güç kullanması nedeniyle İsrail ordusu, Richard Golstone raporu ile “savaş suçu” işlemekle itham edildi ve BM Genel Kurulu’nda kabul edildi.
- 13 Kasım 2009 tarihinde, 24 Ocak 2010 tarihinde yapılması kararlaştırılan devlet başkanlığı ve meclis seçimleri, Hamas yönetimindeki Gazze Şeridi’ndeki seçim işlemleri ile oylama gerçekleşemeyeceği anlaşıldığından Filistin Seçim Komisyonu tarafından ileri bir tarihe ertelendi.
- 6 Ocak 2010 tarihinde, Aralık ayında Britanya’dan yola çıkan ve insani yardım malzemesi taşıyan “Filistin’e Yol Açık” konvoyu, uzun ve meşakkatli bir yolculuğun ardından Gazze’ye ulaştı.
- 19 Ocak 2010 tarihinde Suriye’de sürgünde yaşayan Hamas’ın önde gelen komutanlarından Mahmud El Mebhuh, Dubai’de kaldığı otelde Fransız, Alman, İrlanda ve İngiliz pasaportu taşıyan 11 MOSSAD ajanı tarafından boğularak öldürüldü.
- 31 Ocak 2010 tarihinde “Rotamız Filistin Yükümüz İnsani Yardım” sloganı ile yola çıkan İHH İnsani Yardım Vakfı’na ait Mavi Marmara gemisinin de içinde bulunduğu “Gazze insani yardım filosu”na ait toplam 6 gemi İsrail donanması tarafından uluslararası sularda saldırıya uğradı. Mavi Marmara gemisindeki 9 Türk yardım gönüllüsü öldürüldü, 50’nin üzerindeki gönüllü yaralandı.
- 2 Haziran 2010 Mavi Marmara katliamından sonra artan uluslararası baskılar sonucu Mısır, sınır kapısını aradan geçen üç yılın ardından süresiz açtı. İsrail de ambargoyu hafifletme kararı ardından Gazze’ye girebilecek malların listesini yeni baştan düzenledi.
- 2 Eylül 2010 İsrail’in Gazze’ye saldırdığı 27 Aralık 2008 tarihinde rafa kaldırılan doğrudan görüşmeler, Washington’da yeniden başlatıldı.
- 22 Eylül 2010 Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi yayınladığı raporda 9 Türk vatandaşının öldürülmesi ile sonuçlanan Mavi Marmara baskınını “yasadışı, orantısız ve kabul edilemez gaddarlık” olarak nitelendirdi ve Filistin toprağına deniz ablukası uygulamasının “yasadışı” olarak nitelendirdi.
- Aynı tarihlerde İsrail’in bir hafta öncesinden başlayarak düzenlediği hava saldırılarında 18 Filistinli katledildi.
- 23 Eylül 2011 Filistin yönetimi tam üyelik için Birleşmiş Milletler’e başvurarak tam üye “devlet” statüsü için Genel Sekreter Ban Ki-mun’a başvurdu.
- 12 Ekim 2011 Hamas ve İsrail yönetimi, beş yıldan beri esir olan asker Gilad Şalit ve 1.000’den fazla Filistinli tutsağın serbest kalması için anlaştı.
- 31 Ekim 2011 tarihinde Filistin, UNESCO Genel Konferansı’nın kararı ile kurumun 194. Üyesi oldu.
- 1 Kasım 2011 tarihinde ABD, Filistin’in UNESCO’ya üyelik başvurusu kabul edilince örgüte Kasım 2011 tarihinde yapmayı planladığı 60.000.000 dolarlık ödemenin iptal edildiğini duyurdu. Bu durum Filistin yönetimi üzerinde gerginlik yarattı. ABD’nin bu tutumu Filistin’in böyle bir girişime kalkışmasının bedeli olarak yorumlandı.
- 18 Aralık 2011 tarihinde İsrail, Hamas ile 12 Ekim’de vardığı esir değişim anlaşmasının ikinci aşaması gereği, kendi seçtiği 550 tutukluyu serbest bıraktı.
- 23 Aralık 2011 tarihinde Fetih ve Hamas, uzun süren görüş ayrılığının ardından Kahire’de yapılan görüşmelerin ardından Hamas, Filistin Kurtuluş Örgütü bünyesinde birleşme kararını aldı.
- 13 Mart 2012 tarihinde dört gün boyunca İsrail, Gazze Şeridi’nde operasyonlar düzenleyerek 25 Filistinliyi katletti.
- 21 Mayıs 2012 tarihinde Gazze Şeridi’ni 2007 yılından beri kontrolü altında tutan Hamas ile Filistin Kurtuluş Örgütü şemsiyesi altındaki Fetih, Filistin’de hükümet kurulması konusunda anlaştı.
- 30 Kasım 2012 tarihinde Birleşmiş Milletler, Filistin’e, BM’de üye olmayan gözlemci devlet statüsünü verme kararını aldı. BM Genel Kurulu’ndaki oylamada BMGK’nın beş daimi üyesinden Fransa, Rusya ve Çin bu kararı desteklerken, İngiltere çekimser kaldı, ABD ise “hayır” oyunu kullanmıştı.
- 29 Temmuz 2013 tarihinde aradan geçen üç yılın sonunda ABD’nin arabuluculuğu ile İsrail ve Filistin bir kez daha bir araya geldi. Sorun Kudüs sorunu idi. İsrail, Kudüs’ün tamamını istiyordu. Filistin ise Doğu Kudüs’ü Filistin’in başkenti olarak görüyordu. Başkan Obama, Kudüs’ün ilhakını istemiyordu ve Büyükelçiliğini Tel-Aviv’de tutuyordu.
- 26 Ağustos 2013 tarihinde Batı Şeria mülteci kampında İsrail polisinin 3 Filistinliyi öldürmesi, Etha’daki barış görüşmelerinin askıya alınmasına sebep oldu.
- 7 Temmuz 2014 tarihinde İsrail, Gazze Şeridi’ne yönelik 51 gün sürecek saldırılarını başlattı. Saldırılarda 530 çocuk, 302 kadın, 2.100’den fazla Filistinli öldürüldü. 10.000’den fazla Filistinli yaralandı. İsrail’de ise 64 asker, 70 İsrailli öldü, 720 İsrailli yaralandı.
- 27 Temmuz 2014 tarihinde iki taraf için geçerli olmak üzere 12 saatlik ateşkes ilan edildi. İsrail, ateşkesin üzerinden iki saat geçtikten sonra tekrar saldırılarına devam etti.
- 1 Nisan 2015 tarihinde Filistin, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) resmen üye oldu.
- 25 Haziran 2015 tarihinde Filistin, UCM’ye İsrail hakkında suç duyurusunda bulundu. Filistin yönetimi, biri İsrail’in son Gazze savaşı, diğeri ise yasadışı yerleşim faaliyetleri ile ilgili mahkemeye iki ayrı dosya sundu.
- 31 Aralık 2015 tarihinde BM, 2015 İsrail-Filistin raporunu yayınladı. Rapora göre İsrail, 2015 yılı itibariyle 170 Filistinliyi öldürdü, 15.377 Filistinliyi yaraladı. İsrail son bir yıl içinde Batı Şeria ve Kudüs’te Filistinlilere ait 539 ev ve tesis yıktı.
- 30 Kasım 2016 tarihinde Rusya, İsrail-Filistin sorunu konusunda yeniden görüşmelere başlama çağrısını yaptı ve 2017 sınırlarına tabi ve başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulmasını desteklediklerini vurguladı.
(Devam edecek)
[5] http://www.aljazeera.com.tr/kronoloji/kronoloji-1915ten-gunumuze-filistin
- Irkçılık - 31 Aralık 2022
- Azgelişmişlik Üzerine (3) - 26 Kasım 2022
- Azgelişmişlik Üzerine (2) - 12 Kasım 2022