Bir Cumhuriyet Çınarı

EĞİTİM kurumlarının, özellikle üniversitelerin, fakültelerin tarihi yazılmalı.

Onun eğitim dünyamızdaki yerini belirlemek, özelliğini öne çıkarmak, yetişenleri anmak için bu yapılmalı. Bu sayede, fakültelerin, eğitim kurumlarının geleceğini belirleyecek kararlar alırken bir kere daha düşünmek gerekecektir…

Hayriye Erbaş’ın hazırladığı “Bir Cumhuriyet Çınarı – Sözlü Tanıklıklarla Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin 75 Yılı”* kitabını okuyorum birkaç gündür.

Cumhuriyet’in eski ve köklü kurumlarından bu fakültenin belleğimde üç yönden izi vardır:

1) Yeni bilim dallarında araştırmalar yapması, bilim adamları yetiştirmesi, Türkiye bilimine, kültürüne Cumhuriyet rejiminin ruhunu getirmesi.
2) Siyasi fırtınanın estiği savaş sonrası yıllarında, ‘Cadı Avı’ olarak nitelendirilen tasfiye sonucu, dünyaca tanınan bilim adamlarının ilişkilerinin kesilmesi.
3) 12 Eylül öncesi, Türk Dil Kurultaylarının o binanın salonunda yapılması.

Kitabın içinde bir de DVD veriliyor.

DVD’de özellikle aralarında Halil İnalcık, Muazzez İlmiye Çığ gibi adların yer aldığı eski mezunların anıları, fakültenin tarihine, konumuna ışık tutuyor.

Çalışmanın başında, Rektör Erkan İbiş’in Sunuş yazısı Evrensel Bilim Anlayışı başlığını taşıyor.

Hayriye Erbaş’ın hem fakülte hem kitap hakkındaki bilgileri içeren Modernleşme Tarihi, tanıtıcı yanlarıyla dikkati çekiyor.

Bu yazıları Cemal Taluğ, Rahmi Er, Hayriye Erbaş’la konuşmalar izliyor.

Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nden mezun olanların listesi, hiç kuşkusuz fakültenin eğitim tarihimizdeki önemini, alanlarında doruğa çıkmış insanların da anımsanmasını sağlıyor. Fakültenin tarihi, Cumhuriyet’in tarihiyle paralellik gösterir.

“Modernleşme, Toplumsal Bellek, Okul Kimliği” yazısı, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin tarihini öğrenmek için mutlaka okunmalı.

MEZUNLAR listesine baktığınızda, fakülte mezunlarının, Türkiye’de bilime damga vuran isimler olduğunu göreceksiniz.

Alanlarının üç yıldız ismi ‘İlk Öğrenciler İlk Mezunlar (1936-1940) listesinde.

Halil İnalcık, Muazzez İlmiye Çığ ve Nimet Özgüç.

Bu adları 1941-1950 dönemi, 1951-1960 dönemi, 1961-1970 dönemi, 1971’den Günümüze DTFC’liler dönemi mezunları takip ediyor.

Öğretim üyeleri ve mezunlarla yapılan söyleşiler, kitabın renkli sayfaları. Çünkü hem onların biyografisini öğreniyoruz hem birinci elden fakülte hakkındaki düşüncelerini. Muazzez İlmiye Çığ, fakültenin kuruluş amacını bakın nasıl özetliyor: “Fakültenin açılış yılı, açılış nedeni tamamiyle bir doktrindi. Türk tarihi, Türk kültürü, Türk dili üzerinde uzmanlar yetiştirmekti amaç.”

Kitabın Kırılmalar bölümünü okuduğunuzda, o fakültenin tarihindeki kara lekenin, siyasetin bilime müdahalesinin açtığı yaraları öğrenip bir daha tekrarlamaması için tedbirler düşüneceksiniz!

DTCF’nin tarihi birçok açıdan okunması gereken bir kitap değerini kazanıyor.

Cumhuriyet rejimi eğitime nasıl bakıyordu? Öncelik nelere verilmişti? Rejimle eğitim arasındaki bilimsel ilişkinin yararı ne olacaktı?

Bu soruların yanıtını da kitapta bulabilirsiniz.

Siyasi tarihle eğitim arasındaki tehlikeli gelgitlerin tarihi de bu fakültenin tarihinde gizli.

Hayriye Erbaş’ı bu önemli çalışması dolayısıyla kutluyorum.

TÜRKİYE için önemli bir fakültenin 75’inci yılını kutluyorum. Nice 75 yıllara. Çünkü o kuruma daha uzun yıllar ihtiyacımız var.

(*) Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.