Sosyolog, eğitimci ve insan hakları savunucusu kimlikleriyle tanınan Arslan Özdemir’in yeni şiir kitabı “Xeewnên Di Hundirê Min De” (Düşler İçimde) Sınırsız Yayıncılık etiketiyle raflardaki yerini aldı. Özdemir’in kaleminden çıkan bu şiirler, klasik şiir anlayışının kalıplarını yıkan, duygu ve düşüncenin en içten halini yansıtan bir edebi deneyim sunuyor.
Şiir Değil, Yaşamın Kendisinden Kopan Dizeler
Akademik bir poetikadan ziyade hayatın bizzat içinden süzülen bu şiirler, okuyucusunu sadece bir şiir okuma sürecine değil; aynı zamanda duygusal ve düşünsel bir yolculuğa davet ediyor. Özdemir’in şiir anlayışı, bir edebiyatçının ustalıklı tekniğinden çok, yaşadığını olduğu gibi aktaran bir insanın samimiyetiyle şekilleniyor. Şair, ne gördüyse onu yazdığını söylerken, okuyucunun da kendi gerçekliğiyle yüzleşmesini sağlıyor.
Başlıksız Şiirlerle Özgür Bir Okuma Alanı
Kitaptaki şiirlerin hiçbirinin başlığı bulunmuyor. Bu tercih, okuyucuya şiirlerle birebir, doğrudan temas kurma fırsatı tanıyor. Her şiir, kendi başlığını okuyucunun yüreğinde buluyor. Özdemir’in dizelerinde aşk, yalnızlık, çocukluk anıları, toplumsal travmalar, Kürtlük bilinci, doğayla kurulan bağlar ve zamanın akışı gibi temalar yalın fakat güçlü bir dille işleniyor.
Sessiz Çığlıklar, Mazlumun Fısıltıları
Şiirler, iç monologlar şeklinde ilerliyor. Bir çocuğun gözünden geçen kış, bir annenin evlada duyduğu özlem, bir halkın tarihsel acısı… Özdemir’in kelimeleri, bazen şizofrenik aşk imgeleriyle, bazen de mazlumun sessiz fısıltısıyla yoğun bir duygu atmosferi yaratıyor. Bu şiirlerde, bireyin toplum içinde eriyip gitmesi, yalnızlık ve adaletsizlik duygusu sık sık karşımıza çıkıyor.
Kürtçede Duyguların Direnişi
Kürtçe yazılmış olması, kitabı sadece bireysel bir iç döküm değil, aynı zamanda bir dilin, bir coğrafyanın ve bir halkın tanıklığı haline getiriyor. Kürtçenin şiirle buluştuğu bu eserde, dil yalnızca bir ifade aracı değil; aynı zamanda bir direniş ve varoluş biçimi olarak beliriyor.
Duyguların Atlası, İçtenliğin Manifestosu
Arslan Özdemir’in “Xeewnên Di Hundirê Min De” adlı eseri, şiiri teknik bir ustalıkla değil; yaşamın özünü yakalayarak, içtenlik ve samimiyetle örüyor. Kitap, şiiri kalıplara sığdırmak istemeyen, sözcüklerin gerisindeki sessiz çığlıkları duymak isteyen okuyucular için adeta bir duygu atlası niteliğinde.
“Şiir bir başkaldırıdır” diyenler için bu kitap, sessizliğin en yüksek sesle yankılandığı bir çağrıdır.