Bir Başka Vedat Türkali

Sevgili ArkadaÅŸlar daha önce söz verdiÄŸim gibi sizlere Vedat aÄŸabeyimi, Vedat Türkali’yi anlatacağım. Sizi sıkmamak için birkaç güne bölerek anlatacağım anılarımı.

Vedat aÄŸabeyi ne yazık ki, geç tanıdım. Yine de on sene doyumsuz dostluÄŸuna, sohbetlerine ortak olduÄŸum için kendimi ÅŸanslı hissediyorum. Vedat abi ile tam yedi kez TV ‘de röportaj yaptım. Bunların dördü Ä°MECE TV de idi. Ä°ki kez Yol TV de , bir kez de Med Nuçe’de…Bu röportajlar internette bulunabilir. Ben bu yazımda Vedat aÄŸabeyin biyografisini çok kısa anlatacağı. Esas anlatmak istediÄŸim ise onun insanlığı, fıkraları..Önce yaÅŸantısından satırbaÅŸlarını anımsatayım.

1919 senesinde Samsun’da yoksul bir ailenin tek çocuÄŸu olarak dünyaya gelir. Esas ismi, Abdülkadir Pirhasan’dır. Çok dindar olan babası hammal başı olarak çalışmaktadır.Cumhuriyeti ve Atatürk’ü hiç sevmez, hatta onun deccal olduÄŸunu söyler.

” En zor günlerim daha çocukken gittiÄŸim Kuran kurslarıydı. Tam beÅŸ kere hatim indirdim. Babam bazen teravi namazlarını evde kıldırır ben de müezzinlik yapardım.” Samsun 1930 larda baÅŸka kentlerden çalışmak için gelen çok fazla yoksul insanın olduÄŸu bir kenttir.
” Lisedeyken yoksul işçilere özellikle de Kürt işçilerine evlerine gönderdikleri mektupları yazardım..” Lise ye gitmesi için uzun bir yol katetmesi gerekmektedir. ” Yollar çamur, doÄŸru dürüst giysilerim yok…” Ama o günlerin Türkiye’sinde lisede okumak bir ayrıcalıktır.

Samsundaki kütüphanenin kurdu olur. Ahmet HaÅŸimleri, Cahit Sıtkı’ları ve Nazım Hikmet’i ilk kez bu kütüphanede okur. Ve Sefer isimli bir BektaÅŸi öğretmen aracılığıyla Samsun’daki komünist işçilerle tanışır.

Sonra ver elini Ä°stanbul. Edebiyat Fakültesi’ne kaydolur. Ama yemek ve barınmak için parası yoktur. ‘zorunlu’ olarak askeri öğrenci olur…Artık komünisttir. Mezuniyetinden sonra askeri okullarda öğretmen olarak çalışır. 1951 TKP davasında tutuklanır ve dokuz sene ceza alır, yedi sene sonra tahliye olur.

” Cezaevinden çıktıktan sonra karnımı doyurmak için bir arkadaşımla kitabevi açtık. Ama olmadı para kazanamadık. Sinemayı çok seviyorum, baktım iyi bir ÅŸair olamayacağım senaryolar yazmaya baÅŸladım.”

” Gece sabaha kadar yazıyorum, yazdığım sayfaları kapı altına bırakıp yatıyorum, gelip alıyorlar o sahneler çekilirken ben yenisini yazıyordum…”

Vedat aÄŸabey 1960 larda pek çok filmin senaryosunu yazar ama en çok sevdikleri Karanlıkta Uyananlar ve Otobüs yolcularıdır. Sonra kitapları…

Tümünü okuduÄŸum kitaplarını bu kısa yazıya sığdırmam olanaksız. Buna gerek de yok. Kitapları, senaryoları, ÅŸiirleriyle ilgili çok fazla yorum yazıldı zaten. Sadece ÅŸunu belirteyim: Romanları kurgu olmasına raÄŸmen, hepsi gerçekle içiçedir. Romanlarında adı geçen sokaklar, evler bile gerçek hayatta vardır. Vedat aÄŸabey kitaplarında Türkiye’nin yüzyılının panaromasını çizmiÅŸtir adeta. Burjuvalar, küçük burjuvalar, işçiler, devrimciler…Direnen savaÅŸan devrimciler vardır roman kahramanlarının içinde ama inançlarını yitirmiÅŸ, korkmuÅŸ, sinmiÅŸ, daha iyi bir yaÅŸam için köşesine çekilmiÅŸ, zevkinden baÅŸka bir ÅŸey düşünmeyen bir zamanların devrimcilerini de bulabilirsiniz…

Vedat aÄŸabey Güven isimli TKP tarihini anlattığı 1200 sayfalık romanını Londra’da yazdı. O yıllarda da kendisini ziyaret etmiÅŸtim.

” Rusya’ya gidip, TKP arÅŸivlerine girdim, yüzlerce sayfa not çıkardım. Bu notlarımın kaybolmaması için , daha doÄŸrusu polis tarafından evimin basılıp el konulmaması için, Londra’da çalışıyorum…” demiÅŸti.

Sevgili arkadaşlar bugün Vedat Türkali ağabeyimin yaşantısından kısa başlıklar verdim. Yarından itibaren onunla birlikte olduğum zamanların kısa anektodlarını anlatacağım.

Yazılarımı bana sormadan paylaÅŸabilir veya baÅŸka yayın organlarına koyabilirsiniz. Yarın gürüşmek arzusuyla…

Atilla KESKÄ°N
Latest posts by Atilla KESKÄ°N (see all)