Prof. Dr. Şebnem Oğuz’un 21. yüzyıl faşizmine ilişkin değerlendirmesi

Emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Şebnem Oğuz’un değerlendirmesi, 21. yüzyıl faşizminin yükselişine ilişkin önemli noktalara işaret ediyor.

Oğuz’a göre, 21. yüzyıl faşizmi, klasik faşizmden farklı olarak, kapitalist krize verilen bir yanıt olarak ortaya çıkmış, işçi sınıfının geniş kitlelerini iktidara gelmeden önce de etkileyebilen, devlet zor aygıtlarıyla işçi sınıfı hareketlerini baştan önlemeyi amaçlayan, maddi faydalar sağlamak yerine ideolojik motiflere dayanan, seçimleri feshederek kurumsallaşmayan ve iç düşmanı yok eden fiziksel şiddet yerine onu etkisizleştiren yıldırıcı ve sembolik şiddeti öne çıkaran bir olgudur.

Oğuz, yaptığı değerlendirmede, 21. yüzyıl faşizminin klasik faşizmden altı temel farkı olduğunu belirtti. Bu farkları şu şekilde sıraladı:

  • 21. yüzyıl faşizmi, 1970’lerde başlayan ve 2008’de derinleşen kapitalist krize verilen özgün bir yanıttır.
  • Klasik faşizm ancak iktidar olduktan sonra işçi sınıfının geniş kitlelerini kendi yanına çekebildi. Yeni faşizm ise iktidara gelmeden önce de işçi sınıfına ulaşabiliyor.
  • Klasik faşizmde amaç güçlü işçi sınıfı hareketlerini bastırmak iken, yeni faşizm devletin zor aygıtlarıyla işçi sınıfı hareketlerinin güçlenmesini baştan önlemeyi amaçlıyor.
  • Klasik faşizm, korporatist düzenlemelerle işçi sınıfının bir kısmına maddi faydalar sağlarken yeni faşizm bunu yapamayacağı için tümüyle güvenliğin ve istikrarın sağlanması, dinsel motifler, patriarka ve LGBTİ+ karşıtlığı gibi ideolojik motiflere dayanıyor.
  • Klasik faşizm güçlü bir komünizm tehdidi karşısında işçi sınıfının devrimci örgütlerine karşı savaş benzeri bir şiddeti harekete geçirebilmek için liberal devlet formunu ve seçimleri feshederek kurumsallaşmıştı. Yeni faşizm ise komünizm tehdidinin olmadığı koşullarda şekillendiği için seçimlerin askıya alınmasına gerek duymuyor.
  • Yeni faşizmde klasik faşizmden farklı olarak iç düşmanı yok eden fiziksel şiddet yerine onu etkisizleştiren yıldırıcı ve sembolik şiddet öne çıkıyor.

Oğuz, 21. yüzyıl faşizminin dünyada siyasal ideoloji ve parti düzeyinde yükselirken, siyasal rejim boyutunun en fazla derinleşip kök saldığı ülkenin Türkiye olduğunu vurguladı. 2024’e bu koşullarda girildiğini belirten Oğuz, bu koşullarda dayanışma, dostluk, yoldaşlık gibi değerlerin de başka türlü şekilleneceğini söyledi.

Oğuz, son olarak, 21. yüzyıl faşizminin insanlığı tehdit eden bir olgu olduğunu belirterek, bu tehditten kurtulmak için mücadele edilmesi gerektiğini kaydetti.