Arkadaşları, Yusuf Aslan’ı anlatıyor…

Zamanında (1969-1970) ODTÜ’de kurulu Ülkü Ocakları bir konferans(!) vermesi için Alparslan Türkeş’i getirmişti.

O dönem ODTÜ Sosyalist Fikir Kulübü (SFK), Mihri Belli, Sadun Aren gibi isimleri getirmiş, Sosyal Demokrasi kulübü de Deniz Baykal‘ı, vb…

Konferanslar da Üçlü Amfi binasının büyük amfisinde verilirdi. Türkeş‘in geleceği akşamüstü dışarıdan bir sürü MHP’li geleceği için, bizler de Öğrenci Birliği ve kulüp barakalarının olduğu yerde “tedbir” almıştık. Bir ara nefes nefese gelen bir arkadaş, Yusuf Aslan’ı Üçlü Amfi’ye girerken gördüğünü söyledi. Baktık doğru söylüyor, aramızdan bir grup seçip Yusuf’u almaya gitmeye karar verdik. 7-8, ya da en çok on kişi ayrıldık. Benim elimde uzunca pardösümün gizlediği bir sopa vardı, diğer arkadaşların koyunlarında da vs. benzer şekilde…

Büyük Amfi’ye girdiğimiz an ilk gördüğüm manzara şu oldu: Büyük Amfi’yi kapıdan kapıya üst ve alt bölüm olarak bölen bir koridor vardır. Yusuf o koridorun tam ortasında, aşağıda oturarak konuşan Türkeş’in tam karşısında, sırtını sıralara yaslamış, Türkeş’in her bir-iki lafının sonunda elindeki tespihi çeviriyor ve “siktir” diyordu. Çok yüksek sesle olmasa da, yakın çevresindekilerin duyabileceği şekilde…

Dışarıdan gelen MHP’liler, Ülkü Ocaklılar çıldırmış vaziyette Yusuf’a bakıyor, öte yandan ODTÜ Ülkü Ocakları başkanı İlhan Kesici ve az sayıdaki ODTÜ’lü arkadaşı da bu dışarıdan gelenleri zapt etmeye çalışıyordu. Orada Yusuf’un kılına zarar gelse, bu işin sonrası vardı tabii…

Biz Yusuf’un sağına soluna geçtik, bizi gören İlhan Kesici de koşarak geldi: “Gözünüzü seveyim Yusuf’u dışarı çıkartın, ayıp oluyor ama” diye yalvarır sesle konuştu. Biz buna karşılık, “yoo, ayıp falan olmuyor” dedik, 5-10 dakika daha bu gövde gösterimiz sürdü, sonra Yusuf’u çıkmaya ikna edebildik ve birlikte barakalara geri döndük. Bütün bu süreç boyunca onu almaya gelen ekipteki bizlerin yaşadığı heyecanın zerresi bile yoktu Yusuf’ta. Her günkü Yusuf’tu işte…

Anısına, anılarına saygı, sevgi ve özlemle…