Ukrayna işgali, Tarihin Aynası

Eski SSCB (özünde Rusya) ile bağlantılı olarak Türkiye sosyalist ve devrimci hareketlerinde derin görüş ayrılıkları, BÖLÜNMELER oluşmuştu; şimdi bunun UKRAYNA konusunda yenilendiğine tanık oluyoruz.

Ä°lki 1968 yılında ÇEKOSLOVAKYA’nın Ä°ÅžGALÄ°’ydi.

“Prag Baharı” kente giren Sovyet tankları tarafından ezilmiÅŸ, yönetim devrilmiÅŸti.

Bunun bir işgal olarak tanımlanıp kınanıp kınanmaması SOLU ayrıştırdı. Türkiye İşçi Partisi bu nedenle bölündü. Aybar da işgali kınayan liderlerden biriydi.

  1. 1979 yılında AFGANÄ°STAN’ın iÅŸgaliydi.

Sovyet yanlısı sol, bunu “Afganistan devrimine enternasyonalist destek” olarak savunurken; diÄŸer gruplar bunu Ä°ÅžGAL olarak niteledi.
Bugün Ukrayna konusuna benzer bir suçlama-çatışma dönemi yaşanmış, sert ayrışmalar yaşanmıştı.

Bugün Afganistan ve Çekoslovakya deneyimlerinden geriye ne hatırlıyoruz? Sol ve sosyalist hareket bu tartışmalar üzerine hangi DEĞERLER inşa etti? Kendi hitap ettiği kitlelere bu tavırlarıyla hangi mesajları verdi?

Bugünkü tartışmaları yaparken biraz da bunları göz önünde bulundurulmasında fayda var. Ãœstelik Moskova’da halen “sosyalizm, devrim, enternasyonalizm” vb. gibi iddiaların hiçbirine sahip olmayan, üstelik bunlardan en az Biden ve Zelensky kadar nefret eden bir OLÄ°GARŞİ iktidarda…

Tarih, inançlarımızı, düşünce ve davranışlarımızı, vicdanımızı yeniden sorgulamamızı gerektiren handikaplar çıkarır önümüze. Pragmatist mi, oportünist mi, ilkeli ve adil mi? Kimileriyle yollar ayrılır, kimileriyle kesişir.

Ukrayna iÅŸgali de bunlardan biri.

Ondan çok kısa süre önce Afrin’in iÅŸgali, “savaÅŸ bataklığı” vb gibi iÅŸgal hareketleri karşısında tavır vardı.
Onda da önce “hendek-barikat” bahanesiyle Kürt kasaba ve ÅŸehirlerinin, aylarca kuÅŸatılıp direniÅŸin ezilmesinin seyredilmesi; sorumlu olarak da kurbanın tekmelenmesini yaÅŸamıştık…

2020 yılında TC-Azerbaycan ortaklığı, Rusya’nın da oluruyla Ermenistan ve Artshak’a karşı iÅŸgal ve imha savaşı baÅŸlatmıştı. Yüz kızartıcı savunmalara tanık olduk ne yazık ki…

Tarihsel olarak da 1915 soykırımıyla, Kürdistan sorunuyla, Osmanlı-Türk sömürgeciliÄŸiyle yüzleÅŸmek temel bir ayraç olmuÅŸtur her zaman…

Her dönemeç kendimizi ve kimlerle yürüdüğümüzü sorgulamak için bir ayna tutuyor yüzümüze. Ne mutlu o AYNA’ya utanmadan bakabilenlere…