İddialar ağır: Devletin gücü çocukların yüzüne tokat oldu
Mersin’in Mezitli ilçesinde yaşları 12-13 arasında değişen beş çocuk, Mezitli Kaymakamı Turgay Gülenç’in 20 yaşındaki oğlu K.G. ile yaşadıkları bir sözlü tartışmanın ardından karakola götürüldü. Ancak çocukların anlatımına göre bu, sıradan bir adli süreç olmadı. Kaymakam ve oğlu, çocukların iddiasına göre karakolda polislerin gözleri önünde fiziksel şiddet uyguladı, hakaret ve tehditlerde bulundu. Olay kamuoyunda büyük infial yaratırken, Mersin Barosu suç duyurusunda bulundu, İçişleri Bakanlığı ise inceleme başlattı.
Güven vermesi gereken devletin kolluk gücünün çocuklara yönelik bu muamelesi, Türkiye’de “hukukun kimi koruduğu” sorusunu yeniden gündeme taşıdı. Olayın merkezinde, kamu gücünü kişisel öfkeye tahvil eden bir yönetici figürü yer alıyor: Kaymakam ve oğlu.
Çocukların Anlattıkları Dehşet Verici: Darp, Tehdit, Gözdağı
Olay, 26 Temmuz Cumartesi günü Mezitli’de K.G. ile 12-13 yaşlarındaki çocuklar arasında yaşanan bir tartışmayla başladı. Ertesi gün çocuklar aileleriyle birlikte Çocuk Şube’ye çağrıldı. Halk TV’den Cengiz Karagöz’ün ulaştığı ifade metinlerine göre çocuklar, karakolda Kaymakam ve oğlunun fiziksel saldırısına uğradı. Polislerin “çok özel birisi gelecek, düzgün durun” diyerek hazırladığı ortamda, K.G.’nin çocuklara tek tek tokat attığı, Kaymakam Turgay Gülenç’in ise hem fiziksel şiddet uyguladığı hem de çocukları ölümle tehdit ettiği iddia ediliyor.
Çocuklardan biri aldığı darbeler nedeniyle hastaneye kaldırıldı, kaburgalarında kırık tespit edildi. Yoğun bakımda tedavi altına alınan çocuğun durumunun ciddiyeti, yaşanan olayın sıradan bir adli işlemden çok bir tür devlet içi şiddet vakası olduğunu gösteriyor.
Darp Raporu Polis Denetiminde Alındı, İfade Süreci Avukatsız Geçti
Çocukların ifadelerine göre, karakoldaki süreç yalnızca şiddetle sınırlı değildi. Hukukun temel güvencelerinden biri olan “avukat eşliğinde ifade verme hakkı” çocuklara tanınmadı. Darp raporunun ise polislerin yönlendirmesiyle, doktorun fiziki muayene yapmadan düzenlediği öne sürüldü.
Polis memurlarının, olayın ardından çocuklara “bu yaşanan olmamış gibi davranın” diyerek telkinde bulunduğu, hatta çocukları tekrar başka bir karakola götürerek iki saat beklettikten sonra serbest bıraktığı da anlatımlar arasında yer aldı. Bu süreç, yalnızca şiddeti değil, şiddetin üstünü örtmeye yönelik sistematik bir girişimi de işaret ediyor.
Baro Sürece Müdahil Oldu: “Hukuk, güçlüleri değil çocukları korumalıdır”
Mersin Barosu Çocuk Hakları Merkezi olaya hızla müdahil oldu. Baro avukatları, Mezitli Kaymakamı Turgay Gülenç, oğlu K.G. ve ilgili polis memurları hakkında suç duyurusunda bulundu. Çocuk Hakları Merkezi, yaşananları “çocuk haklarının ağır biçimde ihlali” olarak tanımladı.
Baronun adli sürece dahil olması, Türkiye’de yurttaşların adalete ulaşabilmesi için sivil hukuk mekanizmalarının nasıl bir fren sistemi işlevi gördüğünü ortaya koydu. Ancak kamu gücünü elinde tutanların hukuktan muaf kalma refleksi, yalnızca çocukları değil, adaletin kendisini de tehdit ediyor.
Valilikten Açıklama: “İnceleme Başlatıldı”
Olayın kamuoyuna yansımasının ardından Mersin Valiliği bir açıklama yaparak İçişleri Bakanlığı tarafından inceleme başlatıldığını duyurdu. Açıklamada, “26 Temmuz’da Mezitli ilçesinde meydana gelen ve bazı basın organlarında yer alan olayla ilgili olarak, Mezitli Kaymakamı’nın oğlu K.G.’nin mağdur sıfatıyla yer aldığı vakayla ilgili inceleme başlatılmıştır” denildi.
Ancak kamuoyunun beklentisi sıradan bir “idari inceleme” ile değil, adil ve tarafsız bir yargı süreci ile bu olayın tüm boyutlarıyla aydınlatılması yönünde. Çünkü mesele artık yalnızca bir kamu görevlisinin sınırı aşması değil, bu ülkenin çocuklarının karakollarda neyle karşılaşabileceğidir.
- Munzur Gözeleri’ne Mescit Tepkisi: Alevi Toplumu Tekçi Dini Dayatmalara Karşı Uyarıyor - 24 Ağustos 2025
- CHP’li Yavuzyılmaz’dan DMM’ye Yanıt: “Hileli Açıklamayla Bile Milyar Dolarlık Kayıp Ortada” - 24 Ağustos 2025
- İBB Soruşturması Derinleşiyor: Şamil Tayyar’dan “4 İddianame, Eylül’de Yargılama” İddiası - 24 Ağustos 2025