Yardım Ekipleri Ayrılırken

Güvenlik tehdidi ve ırkçı milislerin tacizleri üzerine ilk önce İSRAİL yardım ve kurtarma ekibi ayrılmıştı. Arkalarından “Yardımsever görünümlü istihbaratçılar defoldu!” diye yazıldı.

Bugün itibariyle Avusturya, Almanya ve İspanya kurtarma ekipleri ardından Yunanistan ekibi de ülkelerine döndü. Enkazların çoğu daha duruyor, yardım ihtiyacı devam ederken bu erken ayrılmalar neyi gösteriyor?

Deprem bölgesini bu kez büyük bir SOSYAL FELAKET beklediğini!

İspanya ekibinin sözcüsü yaptığı açıkamada:
“Hükümet enkazlara iş makineleriyle girmeye karar verdi. Bu enkaz altında olan bir sürü insanın ölmesi demek, biz bunun bir parçası olmayacağız diyerek ayrıldık.” dedi.

Dozerlerle, iş makinalarıyla enkazlara dalacaklar; halen göçük altında İçlerinde halen yaşam ihtimali bulunan binlerce İNSANIN bedenini (ölü veya sağ) bu kez bizzat kendileri PARÇA PARÇA edecekler! Bunların KİMLİKLERİ’ni tespit etmek mümkün olmayacak. TOPLU MEZAR’lara gömülecekler, insanlar yakınlarının yattığı yeri bilemeyecek.

İnsanların ölü bedenlerine dahi gösterilen bu özensizlik ve sonucu parçalanan bedenlerdeki çürümeler SALGIN HASTALIKLARA yol açabilecek.

İşte bu her şeye, özensizce, bilimdışı, akıldışı, insana saygısız bir zihniyetle KAZMA-KÜREK dalma alışkanlığı; Avrupalı kurtarma ekiplerini ürküttü ve çalışamayacaklarını gördüler.

Bunların çoğusu da deprem bölgesindeki IRKÇI ŞİDDET’te, İNFAZ’lardan korktu. (Ki Yağmacı diye geçen gün döve döve öldüren insanların aslında yardımsever olarak çalıştıkları görüntüleriyle sosyal medyada paylaşıldı.)

Galiba bu Türkiye’deki bu zihniyeti en iyi anlatan New York Times gazetesinden Emily Garthwaite’nin çektiği fotoğraf oldu:

Antakya’da bir kurtarma görevlisi cumartesi günü moloz yığınına dönen 8 katlı binanın tepesine Türk bayrağı dikti: “İşte eserimiz, bayrağımız bununla gurur duyuyor…”

Recep MARAŞLI
Latest posts by Recep MARAŞLI (see all)