Seçim kampanyalarında negatiflik zararlı mı yararlı mı?

Seçim kampanyaları, siyasi partilerin ve adayların seçmenleri ikna etmek için kullandıkları en önemli araçlardan biri olarak kullanılıyor.

Seçim kampanyalarının tonu ve içeriği de seçmenlerin kararlarını etkileyebiliyor. Özellikle negatif kampanyalar, yani rakip aday veya partiye yönelik eleştiri, suçlama ve karalama içeren kampanyalar, siyasi iletişim alanında tartışmalı bir konu.

Negatif kampanyaların etkileri konusunda farklı görüşler var. Bazı araştırmacılar negatif kampanyaların seçmenleri bilgilendirdiğini, ilgisini artırdığını ve katılımını yükselttiğini savunuyor. Negatif kampanyaların seçmenlerin kararsızlığını azalttığını ve tercihlerini netleştirdiğini iddia ediyorlar. Ayrıca negatif kampanyaların siyasi rekabeti canlandırdığını ve demokrasiyi güçlendirdiğini öne sürüyorlar.

Buna karşılık, bazı araştırmacılar negatif kampanyaların seçmenleri olumsuz yönde etkilediğini ve siyasete yabancılaştırdığını ileri sürüyor. Negatif kampanyaların seçmenlerin güvenini azalttığını, sinirlendirdiğini ve bıktırdığını belirtiyorlar. Negatif kampanyaların toplumsal kutuplaşmayı artırdığını ve siyasi diyalogu zayıflattığını vurguluyorlar.

Negatif kampanyaların etkilerini ölçmek için farklı yöntemler kullanılabilir. Bunlardan biri anket çalışmalarıdır. Anket çalışmalarında seçmenlere negatif kampanyalara maruz kaldıklarında nasıl hissettikleri, ne düşündükleri ve nasıl davrandıkları sorulabilir. Ancak anket çalışmalarının sınırları vardır. Seçmenler anketlere dürüst cevap vermeyebilir veya kendilerine yöneltilen sorulara cevap veremeyebilir.

Başka bir yöntem ise deneysel çalışmalardır. Deneysel çalışmalarda seçmenlere farklı türde kampanya mesajları gösterilir ve bunların davranışlarına, tutumlarına ve duygularına nasıl etki ettiği ölçülür. Deneysel çalışmalar daha güvenilir sonuçlar verebilir, ancak gerçek hayattaki koşulları tam olarak yansıtmayabilir. Negatif kampanyanın etkilerinin en yalın olarak ölçüldüğü alan ise seçim sonuçlarıdır.

Negatif kampanyaların etkileri konusunda kesin bir sonuca varmak zor. Ancak negatif kampanyaların dozunun da önemli olduğu söylenebilir. Bir şeyi zehir yapan dozudur sözü negatif kampanyalar için de geçerlidir. Karşılıklı suçlamaların havada uçuştuğu, eleştirilerin tencere dibin karar, seninki benden kara sözünü hatırlattığı bir ortamda seçmenler umutsuzluğa kapılır. Politikaya girmeye niyetlenen gençler tozu dumana katan bu ortam nedeniyle partilerden uzak durur. Demokratik kültüre zarar verebilir.

Eleştiriler ile birlikte geleceğe yönelik proje ve programların anlatıldığı, vaatlerin gerçekçi olduğu pozitif kampanyalar ise demokrasiye ve toplumsal barışa daha fazla katkıda bulunabilir.

Türkiye’de negatif kampanyaya örnekleri

Türkiye’de negatif kampanya, siyasi partilerin ve ittifakların seçim dönemlerinde rakiplerine yönelik kullandıkları bir yöntemdir. Negatif kampanya, rakip aday veya partiye yönelik eleştiri, suçlama, karalama, tehdit, aşağılama ve korkutma gibi unsurlar içerir. Negatif kampanyanın amacı, rakibin imajını zedelemek, seçmenlerin güvenini sarsmak ve kendi seçmen tabanını motive etmektir.

Negatif kampanyaya örnek olarak şunlar verilebilir:

2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhur İttifakı’nın muhalefet partilerine yönelik “beka söylemi”. Bu söylem, muhalefetin iktidara gelmesi halinde ülkenin güvenliği ve istikrarının tehlikeye gireceği mesajını veriyordu.

2019 yerel seçimlerinde Millet İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu’na yönelik “Yunan bayrağı” iddiası. Bu iddia, İmamoğlu’nun seçim otobüsünde Yunan bayrağı bulunduğu yönündeydi.

2023 genel seçimleri öncesinde Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik “Saray” eleştirisi. Bu eleştiri, Erdoğan’ın lüks yaşam tarzını ve halktan kopukluğunu vurguluyordu.

En çok hangi parti ve ittifaklar kullanıyor?

Araştırmalar, negatif kampanyanın daha çok iktidar partileri ve ittifakları tarafından kullanıldığını göstermektedir. Bunun nedeni olarak da iktidar partilerinin ve ittifaklarının kendi icraatlarını savunmak yerine muhalefeti hedef almayı tercih etmeleri gösterilmektedir.

Örneğin MAK Danışmanlık’ın 2023 genel seçimleri öncesinde yaptığı bir araştırma, Cumhur İttifakı’nın negatif kampanya yöntemini daha çok kullandığını ortaya koymuştur. Araştırmaya göre Cumhur İttifakı’nın seçmenleri yüzde 61 oranında muhalefeti eleştirirken, Millet İttifakı’nın seçmenleri yüzde 39 oranında iktidarı eleştirmektedir. Ayrıca Cumhur İttifakı’nın seçmenleri yüzde 54 oranında muhalefetin iktidara gelmesinden endişe duyarken, Millet İttifakı’nın seçmenleri yüzde 46 oranında iktidarın devam etmesinden endişe duymaktadır.