Federico Zimmerman: Sosyal Medya kutuplaÅŸmayı besliyor…

Ä°nsanlar kendilerine benzeyen düşünceleri savunanlarla birlikte olmayı, düşüncelerinin onay gördüğünü görmek, yaÅŸamak istiyor. Kısacası, ” aynılar aynı yerde olmayı seviyor…”

Sosyal medya, günümüzde insanların haber almak, fikir paylaşmak ve iletişim kurmak için kullandıkları en yaygın platformlardan biri. Ancak sosyal medya, aynı zamanda insanların kendilerine benzer fikirleri daha uçta savunanlar ile bir arada olmalarına da olanak sağlıyor. Bu durum, toplumsal kutuplaşmayı artıran ve karşıt görüşlere tahammülsüzlüğü körükleyen bir etkiye sahip olabiliyor.

Arjantinli sosyolog Federico Zimmerman’ın yaptığı bir araştırma, bu etkiyi gözler önüne seriyor. Zimmerman, 2019 yılında Arjantin’de yapılan başkanlık seçimleri öncesinde Twitter’da siyasi konularda atılan tweetleri analiz etti. Araştırmasında, kullanıcıların tweetlerinde kullandıkları hashtagler, retweetler ve mentionlar gibi verileri kullandı. Bu verileri kullanarak, kullanıcıların siyasi eğilimlerini ve birbirleriyle olan bağlantılarını belirledi.

Zimmerman’ın bulgularına göre, Twitter’da siyasi konularda tweet atan kullanıcılar iki ana gruba ayrılıyor: muhafazakar sağcılar ve ilerici solcular. Bu iki grup arasında çok az bağlantı olduğu görülüyor. Kullanıcılar genellikle kendi gruplarındaki kişileri takip ediyor, retweetliyor ve mentionlıyor. Ayrıca, kullanıcılar kendi gruplarındaki kişilerin daha uç görüşlerini de destekliyor ve yaygınlaştırıyor.

Zimmerman’ın araştırması, sosyal medyanın kutuplaşmayı nasıl beslediğini ve derinleştirdiğini gösteriyor. Sosyal medya, insanlara farklı görüşleri duyma ve anlama fırsatı sunabileceği gibi, aynı zamanda insanları kendi görüşlerini doğrulayan ve pekiştiren bir yankı odasına da hapsedebiliyor. Bu durum, toplumsal diyalogu zayıflatıyor ve kutuplaşmayı artırıyor.

Sosyal medyanın kutuplaşma üzerindeki etkisini azaltmak için neler yapılabilir? Bu sorunun kesin bir cevabı yok, ancak bazı öneriler sunulabilir. Öncelikle, sosyal medya kullanıcıları farklı görüşlere açık olmalı ve karşıt görüşleri dinlemeye çalışmalıdır. Ayrıca, sosyal medya platformları da kutuplaşmayı azaltacak algoritmalar geliştirmeli ve dezenformasyon ile mücadele etmelidir. Son olarak, sosyal medya dışında da farklı görüşlerle yüz yüze iletişim kurulmalı ve toplumsal uzlaşı için çaba gösterilmelidir.

researchgate.net/ jstor.org / dergipark.org.tr