Can Atalay: “Hesabı sorulmayan her ölüm yenilerini çağırıyor”

14 Mayıs 2023’te yapılacak olan genel seçimlerde Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) Hatay Milletvekili adayı olarak gösterilen Can Atalay Twitter hesabından, “Hesabı sorulmayan her ölüm yenilerini çağırıyor o nedenle; adalet hem ölen canlarımıza karşı borcumuz hem de gelecek nesillerimize karşı yükümlülüğümüz.” mesajını paylaştı.

Atalay, Türkiye İşçi Patisi tarafından Kahramanmaraş merkezli depremlerde ağır hasar alan Hatay’da birinci sıradan aday gösterildi. Atalay, seçim kampanyasını tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevinden Hataylılara yazdığı mektup  ve sosyal medya paylaşımları ile sürdürüyor. Avukatları ve yakınları üzerinden sosyal medya paylaşımları ve dostlarının sahadaki çalışmaları üzerinden sürdürüyor.  Silivri cezaevinden Hataylılara yazdığı mektubu TİP Genel Başkan Yardımcısı ve Hatay Milletvekili Barış Atay seslendirdi.

Atalay’ın mektubunda, depremzedelerin sorunlarının çözümü için mücadele edeceğini dile getirdi.  Ayrıca Gezi Davası’nda aldığı cezaya da değinen Atalay, “Silivri cezaevinde olduğuma bakmayın siz, ben hala bedelini üstlenmekten bir an imtina etmediğim Gezi’nin hem sanığı hem de avukatıyım!” dedi.

Can Atalay’ın milletvekili adaylığı ve seçim kampanyası, sosyal medyada ve basında geniş yankı buldu. Birçok sivil toplum kuruluşu, siyasi parti ve insan hakları örgütü, Can Atalay’a destek veriyor. Ancak TRT, seçim konuşmaları kapsamında TİP tarafından yapılan başvuruyu reddetti. TRT, Can Atalay’ın konuşmasına izin vermedi.

Can Atalay, Türkiye’de birçok toplumsal dava ile gazeteci ve yazarların düşünce özgürlüğü davalarında avukatlık yapan bir insan hakları savunucusudur. Aynı zamanda Taksim Dayanışması ve Sosyal Haklar Derneği üyesidir. Gezi Parkı’na AVM yapılmasına karşı başlayan protestoların ardından açılan Gezi Davası’nda yargılanan 16 sanıktan biridir. 25 Nisan 2022’de Silivri’de görülen duruşmada “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla 18 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.

Can Atalay, 1976’da İstanbul’da doğdu. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. NTV’nin hukuk departmanında çalıştıktan sonra Gülen Cemaati’nin kamu kurumlarında gizlice örgütlenmesiyle ilgili araştırmaları nedeniyle yargılanan gazeteci Ahmet Şık’ın avukatlığını yaptı. Şık’ın “İmamın Ordusu” kitabının özgürleşmesi, “Dokunan Yanar” adıyla okunması eylemlerinde yer aldı.

Can Atalay, Soma faciası, Ermenek maden kazası, Adana öğrenci yurdu yangını, Çorlu tren kazası gibi Türkiye’deki birçok toplumsal dava ile Emek Sineması‘nın yıkılmasına karşı düzenlenen kampanya, Validebağ Korusu’ndaki yapılaşma ve Gezi Parkı planlarının iptali gibi çevre davalarında avukatlık yaptı. Gezi Parkı’na AVM yapılması girişimine karşı kurulan Taksim Dayanışması’nın avukatlığını yürüttü.

Can Atalay, 2018’de açılan Gezi Davası’nda sanık olarak davaya dahil edildi. İddianamede Can Atalay’ın Taksim Dayanışması üyesi olarak Gezi Parkı eylemlerini organize ettiği ve finanse ettiği iddia edildi. Can Atalay ise savunmasında bu iddiaları reddetti ve Gezi Parkı eylemlerinin barışçıl ve demokratik bir tepki olduğunu söyledi.

Can Atalay, 25 Nisan 2022’de Silivri Kampusundaki İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme heyeti, Can Atalay’ın tutuklanmasına karar verdi. Can Atalay ise karara tepki göstererek “Bu karar tarihe geçecek” dedi.