Sarı Yelekler ve Fransa gerçeÄŸi…

Sarı yelekliler 17 Aralık’ta kavşaklara çıktıklarında kendilerinin bu kadar ciddiye alınacakları ve etkili olacaklarını düşünmüyordu..

Ancak uzun yıllar (20-25 yıldır)fakirleştiklerini, ellerindeki imkanların yavaş yavaş ,ama bir daha gelmemek üzere, alındığını görüyordu.

Hükümetin Benzin fiyatlarına yapılan zam, ve  daha çok Provensta olan  yollardaki hız sınırının 90 km/s den 80 km/s indirilmesi bardağı taşırdı  ve Fransız köylüleri, köy ve metropoller dışında yaşayanları yollara düşürdü.

Ä°lk yapılan evlerine iÅŸ yerlerine en yakın yola ve kavÅŸaklara gitmek, oralarda yoldan geçen arabalara taleplerini haykırmak. Ortak direniÅŸe çağırmaktı…

Bu, Birinci adım, 17 Kasım 2018’da UYARI- HAREKET  olarak adlandırıldı.

Aldıkları halk ve kamuoyu desteği bir adım daha ileri gitmelerini sağladı.

Ä°kinci adım; 24 Kasım 2018’da UYARI olarak adlandırıldı. Yollara düşüp Paris’e yönelmek. Paris ve çevresini ile baÄŸlantısını koparmak, oradan Paris içeresine girmek istendi.

Üçüncü adım, 01 Aralık .2018’da Paris sokaklarını iÅŸgal ederek Elyssee Sarayının önüne gitmek ve Paris Sokaklarını ve Sarayın önünü bloke etmek. Saraydan  Macron’un kendilerini ikna eder bir cevap alana kadar iÅŸgal etmek…

Bu bölümde 1 Aralık 2018 de Sarı yelelilerin  ve hükmettin pozisyonunu bakacağız.

3 Aralık 2018 de yazdığım yazıyı küçük değişiklikle yayınlayacağım.

SARI YELEKLİLİLER  üçüncü aşamada:

1-Aralık Gösterilerinden geriye yıkılmış statüler, boyanmış tarihi eserler yanmış arabalar, dükkânlar ve talan edilmiÅŸ maÄŸazalar kaldı. Tüm TV Kanalları ve dünya basını Sarı Yeleklileri,  (Gilet Jaun’lar)  Paris’ten dünyaya duyuruyordu.
2- Aralık tüm Fransa çapında, “Güç Gösterisi” olarak kabul edilen eylemleri Elysees Sarayı’nın dibinde ve dünyaca unlu caddesinde yapılmaya baÅŸlandı. . Büyük ölçüde yakılan yıkılan ateÅŸe  verilen yerlerde, Champs- Elysees cadde etrafında oluyordu. Hükûmet göstericileri Champs Elyssees’ye sokmama kararı aldı ama, her nedense bir önceki hafta olduÄŸu gibi gösteri için de yer göstermedi! HoÅŸ ne göstericilerin böyle bir talebi oldu, ne de verilse de gideceklerdi.

Şimdi, gösteri ve sonuçlarına her iki taraf açısından  bir göz atalım.
Hükûmet, baÅŸbakan Eduard Philippe kanalı ile güvenlik önlemlerinin alındığını duyurdu “Sadece Paris’de halkın ve göstericilerin güvenliÄŸi için 5 bin polis görevlendirilmiÅŸtir.” açıklaması yapıyordu. (Bunun daha sonra 6 bin civarında olduÄŸu açıklandı) ayrıca” sırf Champs-Elysees civarında 4 bin 500 polis görevlendirildi” biçiminde ilan edildi! Ayni günün sonunda, ayni yetkili, ayni bölgede gösterici sayısını  7 bin 500 olarak verildi. Yani aritmetik olarak hükûmetin resmi açıklamasına göre, 2 Sarı Yelekliye, 1 POLIS düşüyordu. Ve Paris’in güvenliÄŸinden sorumlu CRS[1] gösteri ve ÅŸiddet olaylarına karşı eÄŸitilmiÅŸ bu polisler eylemcilerle baÅŸ edemedi.

Paris yangın yerine donmuÅŸtu.  Kasörler! (Casseur[2]!.) diye bağırıyordu bütün TV ve hükûmet sözcüleri. Olay bununla da kalmadı, hükûmet cenahında, CumhurbaÅŸkanı Arjantin donuÅŸu gösteri yerine gidip, yazılarla donatılmış, kabartma heykelleri tahrip edilmiÅŸ Zafer Tak’ı  ortasındaki  Meçhul Asker Anıtında saygı duruÅŸunda bulundu! BaÅŸ Komutan savaÅŸ sonrası savaÅŸ alanını ziyaret ediyor, vatan savunmasında ölen isimsiz karhamlara ANLAMLI bir ziyarette bulunuyordu!

Göstericilere savaş ilanının bir başka bicimde ifadesiydi bu!
Yine Başbakan Başkan’ın emri ile Tüm Parti liderlerini ve  Sarı Yelekliler  temsilcilerini toplantıya çağırıyordu! Hükümet cenahımın  1 Aralık günü özeti buydu.

Göstericiler yönünden olaylara bakalım bir de.

Örgütsüz, lidersiz, biraz da “belirlenmiÅŸ, programlı” hedefi olmayan Sari Yelekliler; Önce “akaryakıta yapılan zamlar bardağı taşırdı, geri alinsin, geri alınana kadar biz evlerimize dönmeyeceÄŸiz!” dediler. Ama  kısa surede bu talepler, biraz da manipülasyonlarla, geniÅŸledi çeÅŸitlendi. Simdi uzun bir talepler listesi var Sarı Yeleklilerin  elinde.

Belli başlıkları söyle:
Akaryakıt Zamları geri alinsin, otomobiller için konan vergiler, zorunlu kontrol teknik kurallar deÄŸiÅŸtirilsin, otoyollar dışında hız sınırı eski halini alsın (90 km/s,) radarlar, azaltılsın, oto yollar paralı olmasın, asgari ücret baÅŸta olmak üzere insanca yaÅŸanacak bir ücret düzeyi oluÅŸturulsun…

Bütün bunlara bir de referandum, Macron’un istifası, parlamentonun dağıtılıp, halk meclislerinin kurulması da ilave edildi…

Gösterici olmayan ama destek veren bir Paris’li 60’li yaÅŸlarda bir kadın mikrofonlara ÅŸunları soyluyordu, “Elbette! ÅŸiddet olacak! Devrim ÅŸiddetsiz olmaz ki! Devrim böyle bir ÅŸey!”
Taleplerde bir biçimde yer bulan devrim, gösteri ve göstericilerin hedefleri arasında mıydı, derseniz buna olumlu cevap vermek epeyce zor!
Göstericiler alt ve daha çok orta sınıf temsilcileriydi. Kendilerine dokunana kadar, öyle hiç de harekete geçme eÄŸiliminde deÄŸildi. Sürekli merkezin denetimi dışına çıkmamış bu kesim Paris’in yukarıdan aldığı kararla araç kullanmaz hale geliyorlardı.
“ARABAMA DOKUNMA!”
Öncelikle öne çıkan slogan buydu.

Ä°kinci öne çıkan, “Artık sizin emirleriniz, verdiÄŸiniz sadaka ile yasamak istemiyoruz!”

Bir Sarı Yelekli  Temsilci söyle haykırıyordu, TV Oturumunda! “Yeter artık bıktım! Artık ay sonu 20 avro  benzin yardımı, 30 avro  araba yardımı, 80 avro aile yardımı… hesabi yaparak beklemeyi, buna baÄŸlı yasamayı istemiyorum. Bıktım bundan. Ben çalıştığım paranın beni geçindirmesini, normal insanca yaÅŸamak istiyorum. Gelirimi çalışarak almak onu bilmek ve onunla yaÅŸamak istiyorum! Sizin yardımlarınıza baÄŸlı yasamaktan bitkim!”

Bu talep ve istekle hareket eden göstericiler, ayni zamanda ÅŸiddete de karşı, Pasifist özellikteler taşıyordu.  Hatta 1 Aralık gösterinde ÅŸiddeti polisin yaptığını, “Kasör” denilen kiÅŸilerin Polis tarafından desteklendiÄŸini ifade ediyorlardı. Bir Temsilci, TV Platformunda,  İçiÅŸleri Bakanı ve Muhalif  Parti Temsilcilerinin yüzüne “Benim gözlerimin önünde oldu her ÅŸey, Elysees Sarayı yönünden 50’ye yakın kiÅŸi Polis kordonu ile getirildi,  üzerlerindeki Sari Yeleklerle aramıza karıştırıldı. Elimde video var, Ä°zletirim, Gözlerimle gördüm. Getirilen bu adamlar hemen sağı solu kırmaya baÅŸladı! Åžiddetti kim çıkarıyor açık!” bunu söyleyen, kırsal kesimden gelen bu sarı yelekli kırın ifade bicimi ile Pasifist olduklarını anlatmaya çalışıyordu.

Özetlersek Sari Yelekliler, hayat pahalılığı, akaryakıt zammı ile bardağın taÅŸtığı inancında, “acil, hem simdi çözüm önerin, zamları geri alin, vergileri durdurun, ücretleri artırın! “diyorlardı. Ä°kinci olarak, “Artık Merkezin, Paris’in, bizim yaÅŸamımız  üzerinde, hayat biçimimiz üzerinde karar alıp bize uygulatmasını istemiyoruz! Kendi yaÅŸamımız üzerinde kararları biz alacağız. Dilenci topluluk olmak istemiyoruz. Koyun gibi de güdülmekten bıktık!”
Bu iki temel çıkış, tam da Macron’un uygulamaya koymaya çalıştığı yönetim biçiminin temelini oluÅŸturuyordu.

Sarı Yeleklilerin  büyük çoÄŸunlukla saÄŸ partileri destekleyen kesimlerden oluÅŸuyordu. SaÄŸcı partilerin, Irkçı Parti Le Pen ve Macron’a oy deposuydu. Siyasi olarak Katolik ve saÄŸ partilere yakındırlar. Bu özellikleri nedeni ile, sol aydınlar, işçi sendikaları ve örgütleri, bu harekete baÅŸlangıçta destek vermekten uzak durdu. Ancak sendikaların desteÄŸini almadan baÅŸarıya ulaÅŸmaları da mümkün deÄŸildi.

2019 Bütçesi su anda parlamentoda. Hükûmet bütçesini yaptı. Brüksel’in onayından geçmesi için ileri sürülen kriterlerinden  bir de Bütçe Açığının, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYH) %3’ünü geçmemesidir. Åžu an bütçede öngörülen açık %2.9 düzeyinde. Protestolardan sonra 700 Milyonluk bir ek harcama konduÄŸu söyleniyor bütçeye. Toplam açık neredeyse %2.99 düzeyinde. Akaryakıt fiyatlarına (ekolojik dönüşüm harcamaları olarak!) konan vergi toplam 3 Milyar avroluk bir gelir öngörüyor bütçede. EÄŸer hükûmet bu gelirden vazgeçer, akaryakıta koyduÄŸu vergiyi geri alır ise, bütçe açığı GSYH (BIP) %3’un üstüne çıkacaktır. Bunu da, Brüksel’in onaylaması zor gözüküyor.

Geriye dönelim bir an için, 2-3 hafta önce, gösteriler başladığında, bütçe görüşmeleri henüz başlamıştı, 3 milyar avro gelir, başka kalemle, (örneğin yıllık geliri 10 milyon avro üstünde olan kişi ve şirketlere konulacak bir defalık vergi geliri) bütçeye kazandırılabilirdi. Böylece akaryakıt zammı kaldırılabilirdi.
Ancak bu da Macron hükûmetinin sınıfsal tercihlerine uygun değil!
Neden, çünkü Macron, sermaye sınıfının yeni yönetim biçimini oluşturmak üzere, bizzat Fransız (ve dünya) sermaye gurupları (Ilac, Kozmetik, Silah ve Enerji tekelleri basta olmak üzere) tarafından iktidara getirildi.  Bu yüzden, sermayenin gelirlerini hedef alan vergi uygulamalarını hayata geçiremez. İktidara gelir gelmez zaten ilk icraatı ISF (Servet üzerinden alan vergi) kaldırmak, olmuştu.

İkinci bir özelliği, bu yeni yönetim bicimi, toplumu devlete ve kendi sermaye kurum ve kuruluşlarına (sosyal yârdim, fon ve vakıf vs) bağlı yaşayan bir duruma getirmeyi hedefindedir. Çünkü bu yeni sistemde, işçi sınıfının düşük ücretlerle ve son derece düşük işsizlik ücretleri ve alacağı yardımlarla yaşamasını öngörüyor. İşsizliğe karşı olma, herkese güvenceli iş söylemi çoktandır eski bir hikaye olmaya başladı.
Taşrada yasayan, orta sınıf ve köylülerin durumu da çok farklı değil. Kırsal kesim tarımsal üretimden uzaklaştırılıyor. Endüstrileşen tarım yaygınlaştıkça kırsal kesimde yaşayanlar, köylüler geleceği çok da parlak olmadığını  yaşayarak görmeye başladılar. Hükümetin, zamansız akaryakıt zammı ve vergilerin yükseltilmesi  araçlarını kullanmasını dahi engeller duruma gelmesi süreci hızlandırmış oldu.

İşte Sarı Yelekliler  ile Paris-Macron arasındaki savaş.
Elbette Sari Yelekliler içerisinde sağ  fasit parti ve örgütler, kişiler var. Onlarla sadece gösteride beraber değiller, mahallede, belediyede, bölge konseylerinde, kilisede, yârdim derneklerinde birlikte oluyorlar.
Solun, işçi sendikaları ve demokratik sivil toplum kuruluÅŸlarının özellikle metropollerdeki aydınların,  Sarı Yelekliler hareketine uzak durması, araya mesafe koymaları gösterilerde kullanılan slogan ve flamlarda kullanılan simgeler ve yazılanlarla sınırlı deÄŸil. Bu uzak duruÅŸun tarihsel arka planı da var. Fransa’da taÅŸra-köylüler (Provans – Rural-) her zaman işçi sınıfına karşı, MonarÅŸiden yana olmuÅŸlardır…

İşçi sınıfı ve sendikal hareket, emekçiler metropollerde tüm ezilenlerin hakları için mücadele ederken Sarı Yelekleri oluşturan kesim ve katmanlar seyirci olmaya dahi yanaşmamışlardır.

Son durum:

Hükûmet ve Parti yetkilileri ve Sari Yeleklilerle görüşmeyi sürdürüyor. Ä°sçi sendikaları ve sol demokrasi güçleri henüz isin içine aktif olarak dahil olmadı. Sarı Yeleklilere ilk sinyal liseli gençlikten geldi. Sarı Yeleklere destek ve eÄŸitim politikasını protesto için eyleme baÅŸladılar. Bir bölüm Liseler. Ä°sçi  sendikalarından CGT (Komunist eÄŸilimli Fransa’nın 2. büyük sendikası) “Biz Kırmızı Yelekliyiz, rengimizi deÄŸiÅŸtirmedik, ama Sari Yeleklileri de destekliyoruz!” açıklaması yapmaya baÅŸladı.