Nisan 2025’te Güney Kore’nin başkenti Seul, dünya genelinden 53 ülkeden gelen 62 gazeteciyi bir araya getiren Dünya Gazeteciler Konferansı’na ev sahipliği yaptı. Etkinliğin başlığı teknoloji, yapay zekâ ve iklim krizinin gazeteciliğe etkisi olarak belirlenmiş olsa da tartışmaların ağırlık merkezi otoriter rejimlerin küresel yükselişi ve sağ popülist yönetimlerin demokratik kurumlara yönelik aşındırıcı etkisinde odaklandı. Bu analiz, DW Türkçe’den Gülsen Solaker’in sahadan izlenimlerine dayanmaktadır (DW Türkçe, 2025).
Basının Küresel Krizi: Popülizm ve Otoriterlik
Konferansa damgasını vuran ana temalardan biri, basın özgürlüğünün küresel ölçekte daralan sınırları oldu. Sağ popülist liderlerin ve otoriter yönetimlerin, medya organlarını itibarsızlaştırarak ya da doğrudan baskı altına alarak yürüttüğü sistematik saldırıların birçok ülkede ortak bir krize yol açtığı belirtildi. Freedom House’un 2024 raporuna göre dünya nüfusunun yalnızca yüzde 20’si özgür basının olduğu ülkelerde yaşıyor; bu oran son 20 yılın en düşük seviyesinde (Freedom House, 2024).
Konferans boyunca “dezenformasyon”, “sahte haber”, “sansür” ve “gazeteci güvenliği” kavramları etrafında somut örneklerle yürütülen tartışmalar, özellikle Güney Kore’deki iç siyasal krizin sembolik bir zemin sunduğu bir bağlamda gerçekleşti. Zira, konferansın düzenlendiği sırada, Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol hakkında Anayasa Mahkemesi tarafından verilen görevden alma kararı açıklandı. Yoon’un sıkıyönetim ilanı ve muhalefeti “devlet düşmanı” ilan etme çabası, mahkeme tarafından oybirliğiyle anayasaya aykırı bulunmuştu (DW Türkçe, 2025).
Yapay Zekâ: Gazeteciliğin Sonu mu, Yeni Bir Başlangıç mı?
Katılımcıların odaklandığı bir diğer konu ise yapay zekânın gazeteciliği dönüştürücü etkisiydi. Polonyalı gazeteci Natalia Szewczak, Washington Post’un meşhur Watergate skandalını örnek vererek, yapay zekânın hiçbir zaman insan gazetecinin sorgulayıcı, etik temelli ve yaratıcı rolünü üstlenemeyeceğini savundu. Bu görüş, yapay zekâ teknolojilerinin haber üretiminde sadece destekleyici araçlar olarak işlev görebileceği yönündeki genel eğilimle örtüşüyor.
Araştırmacı gazetecilik alanında uzun yıllardır çalışan Diana Fuentes ise yapay zekânın medya kuruluşlarını “şeffaflık” ilkesine daha fazla zorlayacağını belirtti. Fuentes’e göre, kamuoyunun güvenini korumak için haberin hangi kısımlarının yapay zekâ tarafından üretildiğinin açıkça belirtilmesi, medya etiğinin yeni bir boyutu hâline geliyor. Bu yorum, Ward ve Wasserman (2020) gibi medya etiği uzmanlarının “yapay zekâ çağında şeffaflık” vurgularıyla örtüşüyor.
Güney Kore: Kriz, Dönüşüm ve Tarihle Yüzleşme
Seul’deki konferans, sadece gazetecilik mesleğinin dönüşümüne değil, aynı zamanda Güney Kore’nin kendi iç siyasal dönüşümüne de ışık tuttu. Başkan Yoon’un azli, Asya’daki demokratik rejimlerin kırılganlığına dair güncel bir örnek sundu. Ancak bu gelişme aynı zamanda, anayasal denge mekanizmalarının –gecikmeli de olsa– hâlâ çalıştığını göstermesi açısından önemlidir.
Güney Kore, bir yandan Kuzey Kore’den gelen nükleer tehditler karşısında savunmacı bir strateji izlerken diğer yandan demilitarize edilmiş bölgelerde barış ve sanat temalı girişimlerle sembolik bir “yumuşak güç” politikası yürütmektedir. Özellikle eski ABD askeri üslerinden biri olan Camp Greaves’in müze ve sanat galerisine dönüştürülmesi, savaşın izlerini kültürel barış anlatısıyla dönüştürme çabasının örneklerinden biridir (Korea Herald, 2023).
Sanatçı Kim Myeongbeom’un “Bir” adlı dev geyik heykeli ve Lee Seunggeun’un “Sınırı Sakın Geçme” adlı ışık yerleştirmesi gibi eserler, Kore Yarımadası’nın bölünmüşlüğünü hatırlatırken, geleceğe dair birleşme ve barış ideallerini yaşatmayı hedefliyor.
Küresel Basının Ortak Kaderi
Seul’deki Dünya Gazeteciler Konferansı, basının küresel ölçekte karşı karşıya olduğu tehditleri ortak bir zeminde tartışmak açısından tarihsel bir işlev gördü. Otokratik baskı, dezenformasyon ve dijital teknolojilerin etik dışı kullanımı gibi meseleler yalnızca ulusal sorunlar değil, kolektif çözümler gerektiren küresel krizler olarak değerlendirilmeli.
Güney Kore örneği, demokrasinin kendi iç mekanizmalarıyla yeniden inşa edilebileceğini gösterdiği kadar, bu süreçte bağımsız basının oynadığı rolü de gözler önüne seriyor. Bu bağlamda, gazetecilik sadece haber aktaran bir meslek değil, aynı zamanda demokrasiyi yaşatan ve ona yön veren bir kamusal güç olarak tanımlanmalı.
Kaynakça
-
DW Türkçe (2025). “Ortak sorun otoriter yönetimler – DW – 13.04.2025.” Gülsen Solaker.
-
Freedom House (2024). Freedom in the World 2024 Report.
-
Ward, S. J. A., & Wasserman, H. (2020). Media Ethics in the Digital Age: New Challenges and Emerging Norms. Routledge.
-
Korea Herald (2023). “DMZ Art Projects and the Soft Power Strategy of South Korea.”
-
Reporters Without Borders (RSF) (2024). World Press Freedom Index 2024.