Almanya’da Eylül ayında ilk kez asyl başvurusunda bulunan kişi sayısı yaklaşık 9.100 olarak kaydedildi. Bu rakam, Ağustos ayındaki 7.800 başvuruya kıyasla artış gösterse de, geçen yılın aynı dönemine göre hâlâ ciddi şekilde düşük. 2024 Eylül’ünde Almanya’ya başvuranların sayısı 18.113 olmuş, yani bu yıl neredeyse yarıya inmiş durumda. Uzmanlar, yaz sonrası artışın, hava koşulları ve kaçış rotalarıyla bağlantılı olarak olağan bir durum olduğunu belirtiyor.
Uzmanlar, başvurulardaki düşüşün önemli sebeplerinden birinin, geçtiğimiz Aralık ayında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın devrilmesi olduğunu vurguluyor. Uzun yıllar boyunca Almanya’ya sığınanların en yoğun geldiği ülkeler arasında yer alan Suriye’deki siyasi değişim, başvuruların azalmasına yol açmış olabilir.
Bunun yanı sıra, Almanya İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt, Mayıs ayında sınır kontrollerinin yoğunlaştırılmasını ve bazı durumlarda sığınmacıların geri çevrilmesini kararlaştırmıştı. Hamileler ve hasta kişiler gibi vulnerable gruplar dışında, sınırdan geri dönüş uygulaması, başvuru sayılarını etkileyen bir diğer faktör olarak öne çıkıyor.
Takip Başvuruları da Önemli Bir Göstergedir
Eylül ayında yaklaşık 10.800 kişi, daha önce reddedilmiş veya geri çekilmiş başvurular için tekrar başvuru yaptı. Takip başvuruları, genellikle kişisel durumlarda veya yeni deliller ışığında yapılabiliyor. Örneğin, Afganistan’dan gelen kadınlar ve kız çocukları için son dönemde takip başvurularının sayısı artış gösterdi.
Avrupa Adalet Divanı (EuGH), geçen yıl Ekim ayında Taliban yönetimi altında Afgan kadınlarına yönelik uygulanan ayrımcı politikaların “kovuşturma” niteliğinde olduğunu belirlemişti. Bu karar, bireysel başvuruların değerlendirilmesinde üyenin vatandaşlığı ve cinsiyetinin dikkate alınmasının yeterli olduğunu hükme bağlamıştı.
Başvurularda Yarı Yarıya Düşüş, Ama Yasal Çerçeve Önemli
Almanya’da başvuruların azalması, bölgesel ve siyasi değişimlerin doğrudan etkisini gözler önüne seriyor. Ancak takip başvurularının artışı, halen pek çok kişinin güvenlik ve insan hakları gerekçeleriyle sığınma talep etmeye devam ettiğini gösteriyor. Uzmanlar, Avrupa ve Almanya’daki yasal düzenlemelerin, sığınmacıların haklarını koruma açısından kritik önem taşıdığını vurguluyor.