23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı: Çocuk İşçiliği ve Yoksulluğun Gölgesinde

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Türkiye’de çocukların neşe ve umutla kutladığı, ulusal egemenliğin ve bağımsızlığın simgesi olan bir gündür. Ancak bu yıl, çocuk işçiliği ve yoksulluk gibi ciddi sorunlar, bayramın coşkusunu gölgelemekte. TÜİK’in verilerine göre, çocuk işçi oranı yüzde 22,1’e yükselmiş durumda ve 46 bini aşkın çocuk sokaklarda çalıştırılıyor. Bu durum, bayramın ruhuna ve çocukların haklarına aykırı bir tablo çiziyor.

Türkiye’de 23 milyona yakın çocuk yaşamakta ve bu çocukların büyük bir kısmı, yoksulluk, istismar ve eğitim hakkından mahrumiyet gibi sorunlarla karşı karşıya. Çocukların işçileşmek zorunda kaldığı, derin bir çocuk yoksulluğunun yaşandığı bir gerçeklikten bahsediliyor. Bu durum, 23 Nisan’ın anlamını ve önemini sorgulamamıza neden oluyor.

23 Nisan’ın tarihçesi, Türk milletinin iradesini temsil eden Birinci Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı ve Türk halkının egemenliğini ilan ettiği tarihe dayanıyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği bu bayram, çocukların mutluluğu ve refahı için bir simge olarak kabul ediliyor. Ancak günümüzde, çocukların birçoğu için bayram gerçekliği yok. Çocuk hakları ihlalleri, ekonomik kriz ve sosyal sorunlar, bayramın anlamını gölgeleyen unsurlar arasında yer alıyor.

Çocuk işçiliği, sadece ekonomik bir sorun değil, aynı zamanda eğitim ve sağlık hakları gibi temel insan haklarının ihlali anlamına geliyor. Çocuklar, hayatın erken dönemlerinde çalışmak zorunda kaldıklarında, eğitimlerini yarım bırakmak ve sağlıklarını riske atmak zorunda kalıyorlar. Bu durum, onların gelecekteki yaşam kalitelerini ve topluma katkılarını olumsuz etkiliyor.

23 Nisan, çocukların eğitim ve oyun hakkını kutlamak, onların seslerini duyurmak ve gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmak için bir fırsat olmalı. Bu bayram, çocukların yüzlerindeki gülümsemeyi görmek ve onların mutluluğunu paylaşmak için bir vesile olmalı. Ancak bu, çocuk işçiliği ve yoksulluk gibi sorunların göz ardı edilmesi anlamına gelmemeli.

Bu 23 Nisan’da, çocukların gerçekten bayram yapabilmeleri için, toplum olarak bu sorunlara dikkat çekmeli ve çözüm yolları aramalıyız. Çocuk işçiliği ve yoksulluğun sona erdirilmesi, çocukların eğitim ve sağlık haklarının korunması, ve suça bulaşmalarının önlenmesi için atılacak adımlar, bu bayramın gerçek anlamını yansıtacaktır.

23 Nisan, sadece bir bayram değil, aynı zamanda çocukların haklarının korunduğu, onların mutlu ve sağlıklı bir şekilde büyüdüğü bir geleceğe doğru atılan adımların da simgesi olmalıdır. Çocuklarımızın geleceği, bugün attığımız adımlarla şekillenecek. Onlara daha iyi bir dünya bırakmak, hepimizin sorumluluğudur.

NHY, Eda Kaya