Kerkük…

Anlaşılan o ki YNK’li bazı yetkililerin yaptıkları ikili anlaşmalar sonucu Kerkük’ün büyük bölümü hiçbir çatışma olmadan Bağdat ordusu ve İran destekli Haşdi Şabi birliklerine teslim edilmiş bulunuyor. Ajanslar çoğunlukla Irak merkezi ordusunun şehirde denetimi sağladığını belirtiyor.

2014’de IŞID saldırıları karşısında Irak birlikleri kenti terk edip kaçmıştı. Kent Peşmerge birlikleri tarafından IŞID’dan kurtarıldı ve önemli bir Şii nüfus barındıran kentte kitle katliamı yapılmasının önüne geçmiş oldu. Şimdi ise Peşmerge, kurtardığı kenti Irak hükümetine teslim etti; Irak ordusu da ucuz kahramanlık gösterisi yapmakta boş durmuyor.
Acı bir durum…

“Anlaşma” deniyor ama nasıl bir anlaşma, hangi hukuka dayanıyor bilmiyoruz. Şu anda müthiş bir bilgi kirliliği var. Dolayısıyla teyit edilmemiş bilgiler üzerinden erken yorum yapmak yanlış ve yanıltıcı olabilir.

Hiç beklenmedik bu siyasi gelişmenin tıpkı Şengal gibi travmatik etkileri olacağı muhakkak. Belki kent halkının zarar göreceği yıkıcı bir kent savaşı yaşanmamış olması teselli verici olabilir. Fakat buna rağmen çok sayıda kişinin, ailenin kenti terk etmekte olduğu görülüyor. Bitmek bilmeyen mülteci sorunları yaniden yaşanıyor.

Bağımsızlık referandumu sonrası sürecin çok zorlu olacağı görülüyordu. Kerkük bağımsızlık sürecinin odağındaydı. Kentin böyle el değiştirmiş olması süreci daha da zorlu bir hale getirdi. Üzerine ulusal konsensusun bozulmuş olması, güvensizlik ve moral bozukluğu gibi psikolojik etkenler zorlukları daha artırabilir.

Kentin kalan bölümlerinde bir direniş mevzisi oluşturulacak mı; IKBYönetimine bağlı peşmergeler karşı bir saldırı yapacaklar mı;
çok yönlü blokaj nasıl aşılacak vb… sorular henüz cevapsız.

Geçen gün “HAVUZ” başlıklı yazımda, Kürt ulusal hareketlerinin dönüp dolaşıp aynı hikayeyi yaşamalarını, aynı açmazlara tutulmalarını konu etmiştim. Somut olarak bu olayı beklemesem de anlatmak istediğim bu gibi durumlardı. Belki bazı arkadaşların hoşuna gitmedi ama durum budur.

Kerkük kenti eni sonu orada yaşayan halkın, halkların özgür iradesiyle yönetilecektir. Buna inanıyorum. Bu da askeri dayatmalar, konspirasyonlar değil hakkaniyetli bir özyönetimle mümkündür. Kerkük halkı kendisi hangi idari yönetimi istiyorsa oraya bağlanacaktır, bu karar ve tercihe de saygı gösterilmesi gerekir. Diğer “çözümler” zorbacadır ve geçicidir…

Recep MARAŞLI
Latest posts by Recep MARAŞLI (see all)