Ekonomist Prof. Dr. Daron Acemoğlu, 14 Mayıs seçimleri üzerine değerlendirmelerde bulundu. Acemoğlu, AKP’nin kaynaklarını net değerini güçlendirmek için kullandığını ve verdiği sözlerle harcamaları büyük ölçüde artırdığını belirterek, “Ülke ekonomik çöküşe nasıl dayanır bilmiyorum” dedi.
Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılan genel seçimlerin ikinci tura kalması, siyasi analistlerin dikkatini çekti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yüzde 49,51 oy alarak birinci turda seçilememesi, muhalefetin gücünü gösterdi. Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 44,88, Ata İttifakı’nın adayı Sinan Oğan ise yüzde 5,47 oy oranına ulaştı. Seçim sonuçlarını değerlendiren ünlü ekonomist Prof. Dr. Daron Acemoğlu, sosyal medya hesabından 11 madde paylaştı.
Acemoğlu’nun paylaşımlarına göre, Türk seçmeninin milliyetçiliğe kaydığı ve bunun Erdoğan’ın lehine olduğu görüldü. Erdoğan ve ortaklarının medyayı kontrol ederek milliyetçi söylemleri kullandıkları ve muhalefeti Kürt ayrılıkçılarıyla işbirliği yapmakla suçladıkları belirtildi. Acemoğlu, Kılıçdaroğlu’nun Alevi olmasının da Erdoğan’ın elini güçlendirdiğini ifade etti.
Acemoğlu, ekonomik kriz ve yolsuzlukların büyükşehirlerde muhalefetin oylarını artırdığını ancak AKP’nin rant ağı kurduğu yerlerde etkili olmadığını söyledi. Deprem bölgelerinde AKP’nin başarısını şaşırtıcı bulan Acemoğlu, konut ve iş vaatlerinin seçmenleri etkilediğini kaydetti.
Acemoğlu, Erdoğan’ın siyasi becerilerinin ve durumu kontrol etme yeteneğinin hafife alındığını vurguladı. Medya hakimiyetinin önemli olduğunu ancak durumun onun ötesinde olduğunu dile getirdi. Acemoğlu, Türkiye’deki seçim sonuçlarının dünyadaki demokrasiler için de kötü bir haber olduğunu savundu.
Acemoğlu, Türk kurumlarının geleceği için de endişeli olduğunu belirtti. Yargı ve kolluk güçlerinin bağımsızlıklarını kaybettiklerini, güçlü yolsuzluk ağlarının (inşaat endüstrisi merkezli) varlıklarını sürdürdüklerini ifade etti.
“Muhalefet şimdi daha zayıf”
AKP’nin seçim zaferi, siyasi makinesinin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Bu, demokratik bir sürecin sonucu olarak kabul edilmeli, ancak (bazıları hapse atılan) muhaliflerin ve rakiplerin maruz kaldığı baskı, medya sansürü ve korkutma nedeniyle ‘tam olarak demokratik’ olmadığı da unutulmamalı.
Fakat demokrasi adına daha da kötü şeyler olabilir. AKP bazı milletvekillerini kaybetse de, muhalefet şimdi daha zayıf ve daha bölünmüş durumda. CHP’nin koalisyon ortaklarına birkaç milletvekili koltuğu vererek bunu pekiştirmesi (bu bir yanlışlık olabilir).
“AKP, çıkar ağını beslemek için rezervleri harcadı”
Daha kötü haberler: Ekonomi çökmek üzere. AKP, çıkar ağını beslemek için rezervleri harcadı ve seçmenlere vaatlerde bulunarak harcamalarını büyük ölçüde artırdı. Ülkenin ekonomik çöküşe nasıl dayanacağı belli değil.
Bir endişe kaynağı da, ekonomik krizin (bence durumun vahametini tam kavramış gibi görünmeyen) bir muhalefet hükümeti döneminde patlak vermesi ve CHP ile diğerlerinin imajını zedelemesiydi. Şimdi bu sorunu yaratan AKP ekonomiyi toparlamaya çalışacak.
Ne yazık ki AKP’nin de krizi çözebileceğine dair bir belirti yok. Bu işi yapacak yeterli nitelikli insan yok ve yolsuzluk ile kötü yönetim büyük ihtimalle sürücek. Ekonomimizin ve demokrasimizin geleceği için kaygılıyım.
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- Akşener, Erdoğan’dan Ne İstedi? - 7 Haziran 2024