Ceza…

Katalonya ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimlerinde Anayasal güvenceye alınmış Federal sistemler vardı.

Biri Avrupa diÄŸeri OrtadoÄŸu coÄŸrafyasında farklı siyasi-toplumsal, ekonomik geliÅŸme aÅŸamalarından geçmiÅŸ iki toplum, Kürtler ve Katalanlar aynı tarihlerde daha fazla özgürlük ve bağımsızlık talebiyle REFERANDUMA gittiler. En barışçıl, demokratik ve hukuki yollardan iradelerini ifade ettiler: ÅŸiddet yoktu, silah yoktu, sadece oy sandıkları vardı…

Merkezi otoritelerle çıkar birliÄŸini esas alan Dünya kapitalist sistemi hep bir ağızdan itiraz etti: “iyi kötü iÅŸleyen federal haklarınız var, bu kadar size yeter, daha ne istiyorsunuz? Nazik dengeleri bozmayın!..”

Bu demekti ki Kürtler ve Katalanlar; Arapların, Türklerin, Ä°spanyolların yanında ne de olsa ikinci-üçüncü küme halklarıdır… Ne diye hadlerini bilmiyorlar ki? Özerklik, federasyon onların neyine yetmiyor?..

Bu biraz da Amerika’da kölelik, resmen kaldırıldığında bile halen siyahları siyasi-kültürel olarak kendileriyle eÅŸit bireyler olarak göremeyen, onlara “özgürlük”! tanınmış olmasını “çok bile!” bulan beyaz adam bakışına benziyor.

Sanki devlet yönetmek Ä°spanyollara, Ä°ngilizlere, Araplara, Türklere, Farslara vd. dünya kurulduÄŸunda Tanrı tarafından bahÅŸedilmiÅŸ vazgeçilmez, devredilmez, paylaşılmaz, tartışılmaz haklardır!… Madem özerklik, federasyon yeterliyse, biraz da onlar “özerkilk”le yetinseler ya!

Güya sistem, daha önce “ne istiyorsanız taleplerinizi barışçıl, demokratik, hukuk yollarıyla ifade edin, silaha ÅŸiddete baÅŸvurmayın” dememiÅŸ miydi?

Ama işte sonuçta gördük ki her iki toplum da daha fazla özgürlük ve bağımsızlık taleplerini barış ve hukuk yoluyla ifade ettiklerinde bile sistem tarafından cezalandırıyorlar.

Burada özerk yönetim bölgelerindeki siyasetçilerin sonuçlarını bile bile sırf yerel iktidar hesaplarıyla, toplumlarının milli duygularıyla oynadıkları, onları mecraya sürükledikleri vb. eleştirileri yapılamaz mı?

KuÅŸkusuz ki yapılabilir, haklıdır da…

Ama sonuçta referandum nedeniyle yapılan bu cezalandırma, o yönetimlerin ÅŸu veya bu kötü niteliklerinden dolayı deÄŸil, daha fazla  özgürlük talep ettikleri için yapıldı, yapılıyor. EÄŸer onların milliyetçilikleri, yolsuzlukları, demokrasi noksanlıkları mesele ise bu iÅŸin mutlak kazananları olan Ä°spanya’nın, Irak’ın, Türkiye’nin veya Ä°ran’ın neden ödüllendirildiÄŸini sormak gerekmez mi?

Ve yöneticiler hatalıysa bile halklar neden cezalandırılıyor?

Elbette ki iç zaaflar, yanlışlar tartışılır. Fakat burada cezalandırılan ÅŸeyin merkezi yönetimlerle yapılmış olan çıkar birliÄŸi olduÄŸunu görmek çok önemlidir. EÄŸer bu merkezi yönetimlerle çıkar birliÄŸi ortadan kalmış olsaydı (ÖrneÄŸin Yugoslavya ve SSCB gibi…) bırakalım ulus olmayı bir kasabanın bile bağımsızlık isteÄŸine sahip çıkılacağı kuÅŸkusuzdu… Nitekim bunu gördük.

Güney Kürdistan’daki kazanımlar 2014 öncesine hatta 1990’lara doÄŸru geriliyor; abluka devam ediyor; Barzani görevini bırakmak zorunda kaldı… İç çatışma riskleri arttı.

Ä°spanya, Katalonya’nın özerk yönetimini görevden aldı; tutuklamalara giriÅŸti. BaÅŸkan Puigdemont ÅŸimdi Belçika’da siyasi sığınmacı ve kriminal biri gibi Kırmızı Bültenle arama çıkarılıyor.

80 yıl önce de Franko yönetim, Fransa’daki Katalonya liderini tutuklamak için Gestapo’yu kullanmıştı. Åžimdi Franko’nun ardılı siyasetçiler, Puigdemont’u tutuklatmak için 27 Avrupa ülkesinde yakalatma kararı çıkarmaya çalışıyor. Ä°lerlemeye bakın!

Irak Kürdistan Bölgesi’nin Katalonya’da ÅŸanslı olduÄŸu yanın kendi silahlı gücünü/PeÅŸmergeye sahip olması olduÄŸunu burada görebiliriz. Yoksa hiç kuÅŸkunuz olmasın ki Irak yönetimi de Erbil’deki Parlamento ve hükümet binalarını basıp Barzani‘nin koluna kelepçe takmak ve diÄŸer siyasi yöneticileri tutuklamak için hiç zaman kaybetmeyecekti.

Buradan da “silahlı mücadelenin zamanı geçti, barış içinde her ÅŸeyi halebiliriz”cilerin çıkaracakları epey ders vardır umarım. Tabi daha baÅŸka bir yığın dersin yanında…