Barış akademisyenlerinin avukatı Aslı Kazan: AYM’nin ihlal kararı

Anayasa Mahkemesi (AYM) ‘Bu suça ortak olmayacağız’ başlıklı bildiriyi imzaladıkları için cezalandırılan 10 akademisyen hakkında ‘hak ihlali’ kararı verdi.

AYM’ye bireysel başvuruda bulunan 10 akademisyenin dosyası 22 Mayıs’ta birleştirilmişti.

Mahkeme bugün verdiği kararla, ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçlamasıyla ceza alan barış akademisyenlerinin ifade özgürlüklerinin ihlal edildiğine hükmetti.

AYM genel kurulunda sekiz üye ihlal bulunduğu yönünde, diğer sekiz üye ihlal bulunmadığı yönünde görüş bildirdi. Ancak Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın ‘ihlal’ yönünde oy kullanması nedeniyle, ‘eşitlik halinde başkanın katıldığı tarafın oyunun iki oy sayılacağına ilişkin hüküm’ gereği bireysel başvuruda ihlal kararı verildi.

Ne olmuştu?

“Barış Akademisyenleri” olarak bilinen bir grup Türk akademisyen, 2016 yılında “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bir bildiri yayınladı. Bu bildiri, Türk hükümetinin Güneydoğu’da yürüttüğü askeri operasyonlara ve sokağa çıkma yasaklarına karşı barışçıl bir çözüm çağrısı yapıyordu.

Ancak, hükümet bu bildiriye karşı çok sert tepki gösterdi ve birçok akademisyen hakkında soruşturma başlattı. Bu akademisyenler, işlerinden atılmak, pasaportlarına el konulmak, akademik çalışmalarına erişimlerinin engellenmesi, tehdit edilmeleri ve hatta bazıları hapse atılmak gibi birçok baskıya maruz kaldılar. Bu süreçte, “Barış Akademisyenleri” grubunun üyeleri, “barış istemek” nedeniyle birçok tehlike ile karşı karşıya kaldılar.

Bunun yanı sıra, bu akademisyenler hakkında medyada ve sosyal medyada kötüye kullanım, hakaret, tehdit ve aşağılama kampanyaları da düzenlendi. Bu kampanyalar, hükümet yanlısı medya organları ve aşırı sağcı gruplar tarafından yürütüldü. Akademisyenlerin kişisel bilgileri, adresleri ve hatta aile üyelerinin bilgileri bile açıklandı.

Bu baskıların sonucunda, birçok akademisyen ülkeyi terk etmek zorunda kaldı veya işlerinden ayrılmak zorunda kaldı. Bazıları ise hala hükümetin baskılarına maruz kalmaya devam ediyor ve birçoğu halen mahkeme süreciyle karşı karşıya.

Bu süreç, Türkiye’deki akademik özgürlüğe ve ifade özgürlüğüne yönelik bir saldırı olarak kabul edilmekte ve birçok sivil toplum örgütü, insan hakları örgütü ve uluslararası kuruluş, “Barış Akademisyenleri”nin haklarına saygı gösterilmesi çağrısında bulunmaktadır.