5 0cak 2023 günü yapılan toplantı sonucunda açıklanan metin umutları canlandıran, heyecan uyandıran, masanın bileşenlerine duyulan güveni güçlendiren bir manifesto niteliğini taşıyor. Metinde bugünkü iktidara bakış açısı çok net ve kuvvetli biçimde ifade edilmiş ( yargının siyasallaşması, medya tekeli, kutuplaştırma ve düşmanlaştırma, özgürlüklerin kısıtlanması, “otoriter yolsuzluk düzeni”, siyasi mühendislik çabaları, güç yozlaşması, devlet ve bütçe yönetimindeki ciddiyetsizlik gibi sözcüklerle ). Öte yandan masanın ortak akla ve uzlaşmaya dayalı bir yaklaşımla benimsediği hedefler de açık ve kararlı bir ifadeyle ortaya konmuştur. Son olarak, bundan sonraki adımlar da bir takvim çerçevesinde vurgulanmıştır.
Metin altılı masanın bileşenlerinin uyumu ve kararlılığı konusunda önemli bir güven yaratmıştır. Metinde ifade edilen “yeni bir siyasi iklim” iddiası bu metinle daha da somutlaşmıştır. Altılı masanın netleştirdiği konulardan biri de ortak aday konusu olmuştur. Cumhurbaşkanlığı seçimine tek adayla girilmesi çok önemli ve isabetli bir yaklaşımdır. Altılı masanın seçime birden fazla adayla girmesi iktidar çevrelerinin tercih ve ümit ettiği bir durumdu. Hatta dün akşam altılı masanın bildirisi açıklanmadan önce, yandaş kanallardan birinde konuşmacılar oldukça emin bir tavırla masadan hangi partilerin aday çıkaracağını ve bunların ne kadar oy alabileceğini tartışıyorlardı. Yorumlar ümit doluydu. Bilindiği gibi, AKP adına konuşan birçok kişi de altılı masanın uyumsuz bir çaba olduğunu ve dağılmasının beklendiğini pompalıyorlardı.
İttifak yapan partilerin çok adayla girmesini basit bir aritmetik mantığıyla savunanlar da olabiliyor. Bu tezin doğru olmadığını şöyle açıklayabiliriz: Altılı masanın partileri iki ya da üç aday çıkarttığında, bunlar kendi aralarında da yarışmak durumunda kalacaklar ve propaganda döneminde benzer şeyleri söylerken zaman zaman kendi aralarında da uyumsuzluk yaşayacaklardır. Ülkemizde bugün yaşanan süreci Fransa ve benzeri ülkelerdeki iki turlu seçimlerle karşılaştırmak yanlıştır. Türkiye bugün çok ciddi bir darboğazdan geçmektedir. Ekonomiden sosyal politikaya, eğitimden kültür hayatına her alanda ağır bir tahribatla karşı karşıyadır. Bu tahribata karşı olan tüm güçlerin birleşmesi ve tek adayın arkasında kararlı bir mücadele vermesinin yaratacağı sinerji, sözü edilen aritmetik etkiden çok daha büyüktür. Aday kesinleştikten sonra altılı masanın tüm bileşenlerinin desteği ve propagandası ile oylarda bir sıçrama olması da ciddi bir olasılıktır.
Son olarak, önümüzdeki dönemde ekonomik sıkıntıların gündemin temel maddelerinden biri olacağını gözönüne alarak, önemli bir noktaya değinmekte yarar var. Karşı karşıya bulunduğumuz ağır ekonomik tablo yurttaşların doğrudan yaşadığı sorunlardan oluşmaktadır ve öncelikle ele alınmalı ve işlenmelidir. Ancak unutmayalım ki, hiçbir seçim sadece ekonomi argümanıyla kazanılmaz. Bugün Türkiye’de yaşanan krizin, ucube yönetim sistemiyle, keyfi, otoriter , baskıcı tek adam rejimiyle birebir ilişkisi sürekli vurgulanmalı, hukuk devletinin gerekliliği, temel hak ve özgürlüklerin yaşamsal olduğu, eğitim sisteminin özgürlükçü bir yaklaşımla yeniden düzenlenmesi gereği, etnik ve inanca dayalı farklılıkların tehlike değil, bir zenginlik oluşturduğu sürekli olarak açıklanmalı ve vurgulanmalıdır.
Cumhuriyetin yüzüncü yılında siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel boyutları olan bir değişim projesine ihtiyaç olduğu iyi anlatıldığı takdirde, toplumun desteği önümüzdeki aylarda açıkça artacaktır.
- Osman Kavala 2500 Gündür Hapis - 4 Eylül 2024
- Bir Televizyon Tartışması Amerika’yı Sarstı - 28 Haziran 2024
- Enflasyon Düşecek, Ama Fiyatlar Değil - 3 Haziran 2024