Almanya’da aşırı saÄŸ Neo-Nazi parti ve gruplar, son yıllarda önemli bir güç kazanmıştır. 2013 yılında Federal Meclis’e giren AfD (Almanya için Alternatif), 2017 seçimlerinde oy oranını %12,6’ya çıkararak dördüncü en büyük parti oldu. 2021 seçimlerinde ise oy oranını %10,3’e düşürse de, yine de Federal Meclis’te üçüncü büyük parti konumunu korudu.
Bu yükseliÅŸte, geleneksel medyanın dili ve sosyal medyanın etkisi önemli bir rol oynamıştır. Ancak, bu yükseliÅŸte yalnızca bu etmenlerin etkili olduÄŸunu söylemek doÄŸru deÄŸildir. Almanya’da aşırı sağın güç kazanmasında, ekonomik, siyasi ve kültürel faktörler de önemli rol oynamıştır.
Geleneksel Medyanın Dili
Geleneksel medya, aşırı sağ Neo-Nazi parti ve grupların yükselmesinde, bu grupların ideolojilerini ve söylemlerini normalleştirmek ve meşrulaştırmak için önemli bir rol oynamıştır. Bu medya, aşırı sağ grupların eylemlerini genellikle tarafsız bir şekilde yansıtarak, bu grupların şiddet ve nefret söylemine başvurmasını sıradanlaştırmıştır.
Geleneksel medya, aşırı saÄŸ grupların göçmen karşıtı gösterilerini genellikle “protesto” veya “demonstrasyon” olarak tanımlayarak, bu gösterilerin ÅŸiddet içeren ve yasadışı bir nitelik taşıdığını vurgulamamıştır. Ayrıca, geleneksel medya, aşırı saÄŸ grupların liderlerini genellikle “siyasetçi” veya “parti temsilcisi” olarak tanımlayarak, bu kiÅŸilerin nefret söylemi ve ÅŸiddete teÅŸvik gibi suçlardan yargılandığını genellikle göz ardı etmiÅŸtir.
Bu yaklaşım, aşırı sağ grupların eylemlerini normalleştirerek ve meşrulaştırarak, bu gruplara sempati duyan ve destek veren kitlelerin oluşmasına katkıda bulunmuştur.
Sosyal Medya
Sosyal medya, aşırı sağ Neo-Nazi parti ve grupların yükselmesinde, bu grupların propagandasını ve örgütlenmesini kolaylaştırarak önemli bir rol oynamıştır. Sosyal medya, aşırı sağ grupların ideolojilerini ve söylemlerini geniş kitlelere ulaştırmak için ideal bir araç olmuştur.
Aşırı sağ gruplar, sosyal medyayı kullanarak, kendi propaganda filmleri ve videoları üretmiş ve bunları geniş kitlelere ulaştırmıştır. Ayrıca, sosyal medyayı kullanarak, kendi örgütlenmelerini güçlendirmiş ve yeni üyeler kazanmıştır.
Sosyal medya, aşırı sağ grupların propagandasını ve örgütlenmesini hızlandırarak, bu grupların daha geniş kitlelere ulaşmasına ve daha etkili bir şekilde faaliyet göstermesine olanak tanımıştır.
Ekonomik Faktörler
Almanya’da aşırı saÄŸ Neo-Nazi parti ve grupların güç kazanmasında en önemli ekonomik faktörlerden biri, neoliberal politikaların yarattığı eÅŸitsizlik ve yoksulluktur. Bu politikalar, kamu hizmetlerinin özelleÅŸtirilmesi, sosyal haklar ve güvencelerin azaltılması gibi uygulamaları içeriyor. Bu uygulamalar, insanların yaÅŸam standartlarını düşürüyor ve onları daha umutsuz ve güvensiz hale getiriyor. Bu durum, aşırı saÄŸ ideolojilere olan ilgiyi artırıyor.
ÖrneÄŸin, Almanya’da 2010-2018 yılları arasında yoksulluk oranı %12,5’ten %16,7’ye yükselmiÅŸtir. Bu artış, özellikle gençler ve düşük eÄŸitimli kesimler arasında umutsuzluk ve güvensizliÄŸi artırmıştır. Bu kesimler, aşırı saÄŸ ideolojilerin vaat ettiÄŸi “düzen” ve “güvenlik” söylemlerine daha fazla ilgi göstermeye baÅŸladılar.
2008 Küresel Finans Krizi
2008 küresel finans krizi, Almanya’da da önemli ekonomik kayıplara yol açtı ve iÅŸsizliÄŸi artırdı. Bu durum, aşırı saÄŸ ideolojilere olan ilgiyi daha da artırdı. ÖrneÄŸin, krizin ardından Almanya’da iÅŸsizlik oranı %7,5’e yükseldi. Bu durum, özellikle gençler ve düşük eÄŸitimli kesimler arasında umutsuzluk ve güvensizliÄŸi artırdı. Bu kesimler, aşırı saÄŸ ideolojilerin vaat ettiÄŸi “düzen” ve “güvenlik” söylemlerine daha fazla ilgi göstermeye baÅŸladılar.
Siyasi Faktörler
Almanya’da aşırı saÄŸ Neo-Nazi parti ve grupların güç kazanmasında en önemli siyasi faktörlerden biri, muhafazakar partilerin göçmenlik ve benzeri konularda yeterince etkili bir politika üretememesidir. 2015 yılında Suriye’deki iç savaÅŸtan kaçan milyonlarca mültecinin Almanya’ya gelmesi, ülkedeki göçmen karşıtlığı
duygularını artırdı. Bu durum, aşırı sağ partilerin söylemlerine ve popülaritesine katkıda bulundu.
Almanya’da muhafazakar partiler, göçmenlik konusunda yeterince net bir politika üretemediler. Bu durum, muhafazakar seçmenler arasında aşırı saÄŸ partilere kaymaya neden oldu. ÖrneÄŸin, 2017 seçimlerinde AfD, muhafazakar seçmenlerden %14,5 oy aldı. Bu oyların bir kısmı, muhafazakar partilerin göçmenlik konusundaki belirsizliÄŸinden kaynaklanıyordu.
Kültürel Faktörler
Almanya’da aşırı saÄŸ Neo-Nazi parti ve grupların güç kazanmasında kültürel faktörlerin de rolü vardır. Bu faktörler arasında, Alman milliyetçiliÄŸi, militarist gelenek ve otoriterlik kültürü sayılabilir.
Alman milliyetçiliÄŸi, Almanya’nın tarihinde önemli bir rol oynamıştır. 19. yüzyılda, Alman milliyetçiliÄŸi, Almanya’nın birleÅŸmesini ve modern bir ulus-devlet olarak ortaya çıkmasını saÄŸlamıştır. Ancak, Alman milliyetçiliÄŸi, aynı zamanda ırkçılık ve yabancı düşmanlığı gibi aşırı saÄŸ ideolojilerin de geliÅŸmesine katkıda bulunmuÅŸtur.
Alman militarist geleneÄŸi, Almanya’nın tarihinde de önemli bir rol oynamıştır. Alman ordusu, 19. yüzyılda dünyanın en güçlü ordularından biri haline gelmiÅŸtir. Bu gelenek, Almanya’da askerlik ve disiplinin önemine dair bir bakış açısı yaratmıştır. Bu bakış açısı, aşırı saÄŸ ideolojilerin yayılması ve yaygınlaÅŸmasında önemli bir rol oynamıştır.
Alman otoriterlik kültürü, Almanya’da aşırı saÄŸ ideolojilerin yayılması ve yaygınlaÅŸmasında önemli bir rol oynamıştır. Bu kültür, Almanya’da hiyerarÅŸik bir düzenin ve güçlü bir lider figürünün önemine dair bir bakış açısı yaratmıştır. Bu bakış açısı, aşırı saÄŸ ideolojilerin yayılması ve yaygınlaÅŸmasında önemli bir rol oynamıştır.
Sonuç olarak Almanya’da aşırı saÄŸ Neo-Nazi partilerinin yükselmesinde medya, sosyal medya, ekonomik faktörler, siyasi sorunlar, kültürel ve tarihsel etmenlerin bir araya geldiÄŸi karmaşık bir tablo bulunmaktadır. Bu faktörlerin etkisi azaltılmak isteniyorsa, eÄŸitimden politikaya kadar geniÅŸ bir alanda önlemler alınmalıdır.
NHY/ Deniz Çınar