Antik Pers İmparatorluğu’nun törensel başkenti Persepolis, 2500 yıldır ayakta kalmayı başardı. Ancak şimdi, toprağın çökmesi ve yeraltı suyunun tükenmesi nedeniyle bu eşsiz dünya mirası sessiz bir tehlikeyle karşı karşıya. Uzmanlar “geri dönüşü olmayan bir hasar” uyarısında bulunuyor.
Toprağın Altında Büyüyen Tehlike
Antik Pers İmparatorluğu’nun başkenti Persepolis, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan en önemli arkeolojik alanlardan biri. M.Ö. 518’de 1. Darius tarafından kurulan bu görkemli kent, binlerce yıldır mermer sütunları, işlemeli basamakları ve tören alanlarıyla geçmişin görkemine tanıklık ediyor.
Fakat şimdi bu antik terasın altındaki toprak yavaş ama tehlikeli bir biçimde çöküyor. Persepolis’in bulunduğu Mervdeşt Ovası, akarsu tortularıyla oluşmuş zemin nedeniyle kırılgan bir jeolojik yapıya sahip. Araştırmacılar, ovada çatlakların büyüdüğünü ve zeminin milim milim çöktüğünü saptıyor.
Almanya’daki Leibniz Üniversitesi’nden Dr. Mahmud Hagşenaz, “Persepolis ve Nakş-ı Rüstem’in hemen yakınlarında çatlaklar var. Bu durumu toprağın farklı hızlarda batışına bağlayabiliriz” diyerek tehlikenin boyutuna dikkat çekiyor.
Nakş-ı Rüstem ve Çevresinde Alarm
Persepolis’in yalnızca 500 metre ötesindeki Nakş-ı Rüstem Nekropolü, kayalara oyulmuş kraliyet mezarlarıyla Fars uygarlığının başka bir anıtı. Ancak araştırmacılar burada da zemindeki eğim nedeniyle çatlakların derinleştiğini bildiriyor.
GFZ Helmholtz Jeobilimler Merkezi’nden Profesör Mehdi Motagh, radar teknolojisiyle yapılan ölçümlerde endişe verici bir tabloya ulaşıldığını belirtiyor:
“Bazı yerlerde şimdiden geri döndürülemez hasarlar tespit ettik. Bir çatlağın Kabe-i Zerdüşt yapısının içinden geçtiğini ve yapıya zarar verdiğini gördük.”
UNESCO, Persepolis’i 1979’da Dünya Mirası ilan etmişti. Ancak bu statü, kentin jeolojik çöküşe karşı savunmasızlığını durdurmaya yetmiyor.
Kuruyan Yeraltı Suları, Çöken Medeniyet
Uzmanlara göre çöküşün en temel nedeni, İran’ın on yıllardır süren aşırı yeraltı suyu kullanımı. Tarımda kullanılan su oranı %90’a ulaşmış durumda. Yeraltı su tabakaları boşaldıkça toprak sıkışıyor ve yüzey çöküyor.
Uluslararası Yeraltı Suyu Değerlendirme Merkezi’nden Andrew Pearson, “İran dünyanın yer altı suyunu en hızlı tüketen ülkelerden biri. Bu da hem ekosistemi hem kültürel mirası yok ediyor” diyor.
Toprak çöküşü sadece Persepolis’i değil; Pasargad, Yezd, İsfahan’daki tarihi camiler ve Trans-İran Demiryolu gibi diğer kültürel varlıkları da tehdit ediyor. Başkent Tahran’ın bazı bölgeleri her yıl 25 santimetre çöküyor.
Dünyada Başarı Örnekleri, İran’da Tıkanan Çabalar
Toprak çökmesi sadece İran’a özgü değil. Meksika, Endonezya ve ABD de benzer sorunlarla karşı karşıya. Ancak bu ülkeler su yönetimi politikalarıyla çöküşü yavaşlatmayı başardı. Bangkok örneğinde, yer altı suyu çıkarma kısıtlamaları sayesinde yıllık çöküş 120 milimetreden 10 milimetreye düştü.
İran ise benzer önlemler almakta zorlanıyor. Yedi yıl içinde 45 milyar metreküp su tasarrufu sözü verilmiş olsa da, uluslararası ambargolar, bürokratik engeller ve yatırım eksikliği bu süreci yavaşlatıyor.
UNESCO yetkilileri, İran’ın sürdürülebilir su yönetimi planlarını uygulaması gerektiğini vurgularken, uzmanlar jeoloji, mühendislik ve kültürel miras koruma çalışmalarının bir arada yürütülmesinin zorunluluğuna dikkat çekiyor.
Zamana Karşı Yarış
Persepolis’in çöküşü milim milim ilerliyor ama geri dönüşü olmayan bir dönüm noktasına yaklaşıyor. Eğer önlem alınmazsa, yalnızca İran’ın değil, insanlık tarihinin de en önemli uygarlık tanıklarından biri yok olma riskiyle karşı karşıya.
UNESCO uzmanları, İran’ın su yönetimini değiştirmesi gerektiğini söylüyor:
“Çöküş başladığında onu durduramazsınız. Sadece yavaşlatabilirsiniz. Persepolis için hala bir şans var ama zaman daralıyor.”
- NHY / BBC World, UNESCO World Heritage Centre