Yolu Umre’den geçenler – Arzu Torun

Kenan toprakları… Semavi dinlerin hepsinde kutsallık atfedilen topraklar… Ä°nsanlık tarihinin bu kadim coÄŸrafyası yine kan gölüne dönerken, büyük bir insanlık trajedisinin ortasında bebeklerin yaÅŸamı çalınırken, ölü çocukların ahı üzerimizdeyken, açıkçası baÅŸkaca gündemleri pek takip edemedim. Zaten hala Tiktok hesabı olmayan azınlık içindeyim. Sosyal medyayı haber ve gündem takibi için kullandığımdan, sosyal medyanın farklı kulvarlarına açılmamayı tercih ediyorum.

Son aylarda açıldığım tek mecra #GündemiBirDeBizdenDinleyin haber-yorum programını yaptığım youtube. Ä°zleyici kitlem 50 ila 100 civarı sayılır. Gerçi bazı programlarımın izleyici oranı yükselebiliyor. Sosyal medyada gündem yorumladığım kendi yağında kavrulan bir youtube kanalım var. Ehh bu halde sosyal medya fenomeni olacak deÄŸilim. Sosyal medya kitlesinin ilgi göstereceÄŸi bir yaÅŸama da sahip deÄŸilim. Yolum Umre ya da Dubai’den de geçmedi hiç. Paris’te geçen sürgün yaÅŸamımda yolum ya bir yürüyüşe ya da bir konferansa, toplantıya düşer. Velhasıl böylesi bir yaÅŸam kendi tercihim olduÄŸu için gayet memnunum.

Neyse asıl mevzuya geleyim. Cüneyt Özdemir’in “Enercii” belgeselini izledim bugün. Dilan Polat ve ailesi çokça tartışılıyor. Dedim ya,  bu haberleri çok takip edemedim. Canlı yayında altın tozlu kahve içerken çekilen videosu dolaşıyordu sosyal medyada, ilk o zaman adını duydum. Açıkçası “vay arkadaÅŸ ne çok para varmış kadında” diye bir serzeniÅŸten önce bu altın tozlu kahve yeni moda mı, midelerine dokunmuyor mu diye düşünmeden edemedim. Bugün, “Enercii” belgeselini izlerken hayat hikayesini biraz öğrenmiÅŸ oldum. Dilan Polat’ın çocukluÄŸunun üzerine karabasan gibi çöken trajedi üzücü elbet. Bu trajedi bugünde birçok kadının hayatını elinden alıyor. Bu trajedinin adı kadın cinayetleri!

Konumuz Dilan Polat’ın trajik hayat öyküsü deÄŸil. Ki insanların yaralarını deÅŸmekten uzak durmayı tercih etmek gerek.

Konumuz, siyasal islam rejiminde “Yeni Türkiye”nin yeni zenginleri… Umre yolunda bal kabağının mercedes’e dönüştüğü bir masal bu. Kefenle çıkılan yolda, mücahitlerin müteahhitleÅŸtiÄŸi bir masal bu. Ellerindeki din masalının büyüsüyle dokundukları her ÅŸeyi altına çeviren siyasal islamın büyük servetin üzerine konmasının hikayesi bu… Bu kulvarda hazineye ulaÅŸan Ali Baba ve Kırk Haramiler masalı… Yüce Rab, “Açıl susam açıl” demiÅŸ, yeÅŸil kuÅŸağın altın nesline.

Küçük bir evi villaya çeviren, evin içini, eÅŸyaları, altından, gümüşten, elmastan kaplayan bir din büyüsü… Siyasal islamın yaratmak istediÄŸi altın nesil, hakikaten altınlar içinde yüzüyor… Ä°nanılmaz bir servet! Servetin el deÄŸiÅŸimi… Bir anda büyük bir servete nail olanlar, bu ışıltılı masal dünyasında sosyal medya fenomenine dönüşüyor. Bu fenomenlerin kimileri, yüce tanrının onlara bu lütufu vererek, bu büyük servetlerle onları sınadığını beyan ediyor. Allah’ın hikmeti konmuÅŸ baÅŸlarına, elhamdülillah!

Lakin ne hikmetse bu Yüce Rab, yoksullara yüzünü dönmüyor, dünyadaki adaletsizliklerle pek ilgilenmiyor.  Zaten semavi dinlerin tanrılarının adalet anlayışı bir garip. Yehova’nın vadedilmiÅŸ toprakları, kenanlılara savaÅŸ, gözyaşı ve ölümden baÅŸka bir ÅŸey vermiyor tarih sahnesinde. Ä°srailliler, Sina Çölü’nden göç ederken baÅŸlarına birçok bela gelir, Tevrat yazılarına göre. Yehova’nın seçilmiÅŸ çocuÄŸu Musa, Sina Çölü’ndeki kargaÅŸanın ortasında tanrısına seslenir : “Ya Rab! Kuluna neden kötü davrandın? Seni hoÅŸnut etmeyen ne yaptım ki, bu halkın yükünü bana yüklüyorsun? Bütün bu halka ben mi gebe kaldım? Onları ben mi doÄŸurdum? Öyleyse neden emzikteki çocuÄŸu taşıyan dadı gibi, atalarına ant içerek söz verdiÄŸin ülkeye onları kucağımda taşımamı istiyorsun?”*

Yehova’nın döneminde henüz yurttaÅŸlık bildirgesi yayınlanmadığı için bütün yük Musa’nın omuzlarındadır. Yehova’nın peygamber olarak seçtiÄŸi Musa, zorlu mücadelelerle halkını kurtarmaya çalışır.

Günümüz siyasetinde de kurtarıcı beklemenin kökenleri, dinlerin bu anlatılarından kaynaklanıyor olsa gerek.  Lakin Yehova’dan günümüze çok ÅŸey deÄŸiÅŸti. Ä°nsanlık, köleliÄŸe karşı büyük savaÅŸlar verdi. Ä°nsanın varoluÅŸ mücadelesinde yurttaÅŸlık bilinci edinildi çaÄŸların zamanın içindeki akışta.

Konuyu toparlayayım, Dilan Polat ve ailesi, ruh halleri, baÅŸlarına konan kara paranın talih kuÅŸu, ÅŸaÅŸaalı bir yaÅŸam… Ve bu masalda zenginliÄŸin yolunun Umre’den geçmesi… Ä°slam’ın tanrısı Allah’ın hikmeti…

Siyasal islam rejiminin yarattığı Türkiye’nin  yeni zenginlerinin, namazlı niyazlı, abdestli ve estetikli, Umre’li fakat dünya nimetlerinden sınırsızca yararlanan farklı yaÅŸamlarına tanıklık ediyoruz aslında. Laik ve seküler yaÅŸamı eleÅŸtirip, vatandaşın bir kadeh rakısıyla uÄŸraÅŸanların, bu masalda cennet ırmağından akan ÅŸarabı Allah’ın hikmetiyle kadeh kadeh tokuÅŸturduÄŸunu görüyoruz. Ahh Yüce Rab hamdolsun!

Türkiye’nin yeni zenginlerinin profilini görmek için, Dilan Polat vakası kapıyı araladı aslında. Bu arada Türkiye’nin yeni zenginlerinin fenomen olma hobilerini de öğrenmiÅŸ olduk. Bu masalda, benim asıl dikkatimi çeken, bunların TikTok’ta izlenme oranları. Bu yaÅŸamlara duyulan hayranlık… Bu hayranlığın gerçek yaÅŸamdaki karşılığı ise derin bir yoksulluk. Öyleyse neden bu fenomenlerin hayatına hayranlık duyuluyor? Bu hayranlığın altında yatan duygu nedir? Yüzde yüz civarındaki enflasyon oranında, insanın en temel ihtiyaçlarının karşılanmasından bile mahrum kalınırken, bir gün kara paranın talih kuÅŸunun kendi başına da konacağı beklentisi mi? Kısa yoldan zengin olma hayalleri mi? Öyle ya, basit bir yaÅŸamı olan Dilan- Engin Polat çifti bu zenginliÄŸe kavuÅŸtuysa, sevgili TikTok seyircisi vatandaÅŸlarımız niye bu zenginliÄŸe ulaÅŸmasın? Bu fenomenlerde kendine yakın bir ÅŸeyler buluyordur takipçileri. Kimisi Dilan Polat ve diÄŸer fenomenlerin yaÅŸamına bakarak hangi taktikleri izleyeceÄŸinin hesabını yaparken, kimisi ise imrenerek iç geçiriyordur.

Ahh canım kardeşim, gerçeğin içinden seslenmek isterim sana!

Bu derin yoksulluk ile derin zenginliÄŸin arasındaki uçurumda otururken seni kim kurtaracak canım kardeÅŸim? Kara paranın talih kuÅŸunu beklerken yalandan masallara kulaç atmak mı senin niyetin? Ne Musa’nın, ne Ä°sa’nın, ne Muhammed’in tanrısı ne de kara paranın yeryüzündeki tanrıları kurtarmayacak seni. Bana kızma canım kardeÅŸim ama uçurumun kenarında iken, bu derin yoksullukla ile mücadele etmek yerine, onların hayatını TikTok’tan seyrederek vakit geçiren sen de kabahatlisin.

Sakın “ben kimim ki” deme! Sen kim misin? Sen bir yurttaÅŸsın! EÅŸitlik için, özgürlük için, kardeşçe bir yaÅŸam için söyleyecek sözü olan bir yurttaÅŸsın! Yolu Umre’den geçenlere deÄŸil, tarih boyunca eÅŸitlik için, özgürlük için ve kardeşçe bir yaÅŸam için mücadele edenlere çevir yüzünü!