Yeni Nesil Çeteler ve Türkiye’de Suç Kültürünün Dönüşümü

Türkiye’de organize suç yapıları, son yıllarda gençlerin yoğun katılımıyla birlikte önemli bir değişim geçiriyor. İstanbul’un özellikle Beyoğlu, Kağıthane ve Bahçelievler gibi kalabalık bölgelerinde ortaya çıkan yeni nesil çeteler, geleneksel mafya yapılanmalarından farklı bir profil çiziyor. Bu gruplar, Türkiye sınırlarını aşarak Yunanistan, İtalya ve Gürcistan gibi ülkelerde de etkinlik gösteren yapılar haline gelmiş durumda.

Bu çetelerin dikkat çeken en büyük özelliklerinden biri, üyelerinin büyük çoğunluğunun Z kuşağı gençlerinden oluşması. 16-25 yaş aralığındaki bireyler arasında popülerleşen bu gruplar, geleneksel suç örgütlerinden farklı olarak, daha kontrolsüz ve şiddet odaklı bir hiyerarşi kurmuş durumda. Çete üyeleri, hızlı para kazanma, güç gösterisi ve sosyal medyada sergileme gibi motivasyonlarla hareket ediyor.

Rap Müzik ve Suç Kültürü

Yeni nesil çetelerin popülerleşmesinde en önemli faktörlerden biri, rap müzik ile olan yakın ilişkileri. Özellikle “drill” ve “gangsta rap” türleri, gençler arasında geniş bir dinleyici kitlesine ulaşırken, bu müzik türleri suç, güç ve getto yaşamı gibi temaları yüceltiyor. Heijan, Organize, Keskin ve Cashflow gibi sanatçılar, şarkı sözleri aracılığıyla çete kültürünü geniş kitlelere yayarken, gençlerin bu yaşantıya olan ilgisini artırıyor.

Rap müziğin yanı sıra televizyon dizileri de çetelerin kültürel referans noktalarından biri haline geldi. Türkiye’de uzun süredir popüler olan suç ve mafya dizileri, yeni nesil çetelerin estetik ve ideolojik zeminini oluşturuyor. Özellikle Kurtlar Vadisi ve Çukur gibi dizilerden alınan replikler ve raconlar, bu çete üyeleri arasında sıkça kullanılıyor. Ancak, geleneksel mafya yapılarında görülen ahlaki duruşun aksine, bu yeni nesil çeteler uyuşturucu ticareti, haraç ve şiddet gibi suçlarla kendilerini tanımlıyor.

Futbol tribünleri de yeni nesil çetelerin güç kazandığı alanlar arasında yer alıyor. Barış Boyun gibi çete liderleri, Kasımpaşa tribün lideri Ustahüseyin’in öldürülmesi gibi olaylarla adlarını duyururken, Fenerbahçe tribünlerinde de GFB lideri Sefa Kalya’nın ölümünün ardından çete çatışmaları yaşandı. Tribünler, çeteler için sadece bir güç gösterisi alanı değil, aynı zamanda suç dünyasında statü kazanma amacıyla kullanılan bir araç haline geldi.

TikTok ve Suç Estetiği

Bu yeni nesil çetelerin bir diğer önemli propaganda aracı ise sosyal medya platformu TikTok oldu. Çete üyeleri, TikTok üzerinden kısa videolar paylaşarak lüks yaşamı, pahalı arabaları ve şiddet içeren görüntüleri milyonlarca kişiye ulaştırıyor. Bu videolar, çete üyelerinin hem kendi içlerinde hem de toplumda popülerlik kazanmalarını sağlıyor. Sosyal medyanın bu hızla tüketilen doğası, suç estetiğinin yayılmasını kolaylaştırıyor.

Yoksulluk ve Suçun Bağlantısı

Yeni nesil çetelerin ortaya çıkışında toplumsal eşitsizlikler ve yoksulluk da önemli bir rol oynuyor. Necmi Erdoğan’ın “Yoksulluk Halleri” kitabında belirttiği gibi, yoksulluk sadece maddi eksiklik değil, aynı zamanda sosyal dışlanma ve çaresizlikle de bağlantılıdır. Bu çete üyeleri, genellikle toplumun en alt katmanlarından gelerek suç dünyasında kendilerine bir çıkış yolu bulmaya çalışıyor. Suç yapıları, toplumsal düzenin dışına itilmiş gençlerin öfke ve umutsuzluğundan besleniyor.

Yeni nesil çeteler, rap müzik, televizyon dizileri, tribün kültürü ve TikTok gibi alt kültürlerin bir karışımı olarak ortaya çıkıyor. Ancak bu çetelerin varlığı, sadece kültürel faktörlerle açıklanamaz; yoksulluk, dışlanma ve toplumsal eşitsizlikler bu yapıların büyümesinde temel unsurlar olarak öne çıkıyor.

Bu haberin orijinal versiyonu Vesaire’de yayımlanmıştır. Ender Şiar Argın’ın bu kapsamlı analizine Vesaire üzerinden ulaşabilirsiniz.