UAD, İsrail’in Gazze’de ‘soykırımı önlemek için’ tedbir almasına hükmetti

Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail’e karşı soykırım davasında ihtiyati tedbir kararını açıklaması, uluslararası toplumda büyük yankı uyandırdı. Bu karar, İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü saldırılara karşı hukuki bir mücadele yolu açtığı gibi, Filistin halkının haklı davasına da destek verdi.

UAD’nin kararı, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin İsrail aleyhine açtığı “soykırım” davasının bir parçası olarak geldi. Güney Afrika Cumhuriyeti, 2023 yılında İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) taşımış ve bu saldırıların soykırım suçu oluşturduğunu iddia etmişti. Ancak İsrail, UCM’nin kendisi üzerinde yargılama yetkisi olmadığını savunarak, davanın düşürülmesini talep etmişti. Bu talep, UAD tarafından reddedildi.

UAD’nin kararında, İsrail’in Gazze’de sivilleri hedef alan saldırılarının uluslararası hukuka aykırı olduğu ve insanlığa karşı suç teşkil ettiği belirtildi. Ayrıca, İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ablukanın da insan hakları ihlali olduğu vurgulandı. UAD, İsrail’i bu saldırı ve ablukayı derhal durdurmaya ve Gazze halkına insani yardım ulaştırmaya çağırdı. UAD aynı zamanda, UCM’nin soykırım davasını sürdürmesine izin verdi ve bu davanın sonucunu beklemeye karar verdi.

UAD’nin kararı, Filistin halkının ve onları destekleyen ülkelerin sevinçle karşıladığı bir gelişme oldu. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, kararı “tarihi bir zafer” olarak nitelendirerek, İsrail’in Gazze’de işlediği suçların cezasız kalmayacağını söyledi. Güney Afrika Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Naledi Pandor da, kararı “uluslararası adaletin bir zaferi” olarak değerlendirdi. Pandor, İsrail’in Gazze’deki saldırılarının Güney Afrika Cumhuriyeti’nin yaşadığı apartheid rejimini hatırlattığını ve bu nedenle bu davayı açtıklarını belirtti.

İsrail ise, UAD’nin kararını tanımadığını ve reddettiğini açıkladı. İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lior Haiat, UAD’nin kararının “siyasi motivasyonlu” olduğunu ve “İsrail’in meşru savunma hakkını inkar ettiğini” iddia etti. Haiat, UAD’nin Filistin tarafının “terör örgütleriyle işbirliği yaptığını” göz ardı ettiğini ve “İsrail’i tek taraflı olarak suçladığını” savundu. Haiat, İsrail’in UCM’deki davanın da düşürülmesi için çalışacağını söyledi.

UAD’nin kararı, uluslararası toplumda da farklı tepkilere neden oldu. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, kararı memnuniyetle karşıladığını ve taraflara ateşkes çağrısında bulunduğunu bildirdi. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise, kararı “endişe verici” bulduğunu ve İsrail’in kendini savunma hakkına saygı duyulması gerektiğini söyledi. Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de, kararı “dikkatle incelediklerini” ve “barışçıl bir çözüm için çalıştıklarını” ifade etti.

UAD’nin kararı, İsrail ile Filistin arasındaki çatışmaya yeni bir boyut kazandırdı. Bu karar, İsrail’in Gazze’deki saldırılarının uluslararası hukukta bir karşılığı olduğunu ve bu saldırılardan sorumlu tutulabileceğini gösterdi. Bu karar, aynı zamanda Filistin halkının uluslararası toplumdan destek gördüğünü ve haklı davalarının tanındığını ortaya koydu. Bu karar, İsrail ile Filistin arasında bir barış sürecinin başlaması için bir fırsat da olabilir. Ancak bunun için tarafların diyalog ve müzakereye açık olması ve şiddetten uzak durması gerekiyor.