Türkiye’de son yıllarda uyuşturucu ve organize suçlarda ciddi bir artış yaşanıyor. Jandarma Genel Komutanlığı’nın verilerine göre, jandarma’nın görev yaptığı bölgelerde 2021 yılının ilk 11 ayında uyuşturucu ve organize suçlarla ilgili 40 bin 356 olay meydana geldi. Bu olayların 25 bin 317’si uyuşturucuyla, 15 bin 39’u ise organize suçlarla ilgiliydi. Bu rakamlar, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17,5 oranında bir artışa işaret ediyor.
Uyuşturucu ve organize suçların artmasının nedenleri arasında Türkiye’nin coğrafi konumu, ekonomik kriz, sosyal sorunlar, yargı sisteminin zayıflığı ve siyasi iradenin eksikliği sayılabilir. Türkiye, hem uyuşturucu üretimi hem de kaçakçılığı açısından önemli bir transit ülke konumunda. Özellikle Afganistan’dan gelen eroin, Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılıyor. Aynı zamanda Türkiye, sentetik uyuşturucu üretiminde de önemli bir merkez haline geldi. Bu durum, hem uyuşturucu bağımlılığını hem de uyuşturucu ticaretiyle ilgili şiddet olaylarını artırıyor.
Ekonomik kriz de uyuşturucu ve organize suçların yaygınlaşmasında etkili bir faktör. Türkiye’de son yıllarda yaşanan enflasyon, işsizlik, gelir adaletsizliği ve yoksulluk, özellikle gençleri uyuşturucuya yönlendiriyor. Uyuşturucu kullanımı ve satışı, hem bir gelir kaynağı hem de bir kaçış yolu olarak görülüyor. Ayrıca ekonomik kriz, organize suç örgütlerinin de faaliyet alanını genişletiyor. Kredi kartı dolandırıcılığı, sahte para basımı, kara para aklama, insan ticareti gibi suçlar, ekonomik krizin getirdiği fırsatları değerlendiriyor.
Sosyal sorunlar da uyuşturucu ve organize suçların artmasına katkıda bulunuyor. Türkiye’de eğitim sisteminin yetersizliği, aile içi şiddet, çocuk istismarı, kadın cinayetleri, cinsel yönelim ve kimlik ayrımcılığı gibi sorunlar, toplumun psikolojik sağlığını bozuyor. Bu sorunlarla başa çıkamayan bireyler, uyuşturucuya veya suça sığınıyor. Sosyal destek mekanizmalarının zayıflığı da bu sorunları çözmeye yetmiyor.
Yargı sisteminin zayıflığı da uyuşturucu ve organize suçların önlenmesinde büyük bir engel teşkil ediyor. Türkiye’de son yıllarda yaşanan siyasi baskılar ve müdahaleler, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını zedeliyor. Uyuşturucu ve organize suçlarla mücadele eden savcı ve hakimlerin görevden alınması veya tutuklanması, bu alanda caydırıcı bir ceza politikası oluşturulmasını engelliyor. Ayrıca yargının etkinliği ve hızı da düşük. Uyuşturucu ve organize suç davalarının uzun sürmesi veya takipsiz kalması, adalet duygusunu zayıflatıyor.
Siyasi iradenin eksikliği de uyuşturucu ve organize suçların artmasında rol oynuyor. Türkiye’de iktidar partisi, bu konulara yeterli önem ve öncelik vermiyor. Uyuşturucu ve organize suçlarla mücadele için gerekli yasal düzenlemeler, stratejiler, eylem planları, kurumlar ve kaynaklar sağlanmıyor. Aksine, siyasi çıkarlar doğrultusunda bazı uyuşturucu ve organize suç örgütleriyle işbirliği yapılıyor veya göz yumuluyor. Bu durum, hem hukukun üstünlüğünü hem de toplumsal güveni zedeliyor.
- Gaia Görevi: 11 Yıllık Uzay Yolculuğunun Sonuçları - 15 Ocak 2025
- Diyarbakır Sur’da Yeni Halk Lokantası Açıldı - 14 Ocak 2025
- İzmir Barosu’ndan İstanbul Barosu’na Destek Mesajı - 14 Ocak 2025