Suriye’de son günlerde mezhepsel ve dini hassasiyetlerin hedef alındığı olaylar, ülke genelinde geniş çaplı gerilimlere yol açtı. Halep’te, Nusayrîliğin ikinci kurucusu olarak kabul edilen Ebu Abdullah Hasibi’nin türbesine saldırı düzenlendiği iddialarının ardından birçok şehirde protestolar başlarken, kısa bir süre önce Hristiyan azınlıkları hedef alan olaylar da bölgedeki gerginliği artırdı. Türbe saldırısı sonrası başlayan gösteriler nedeniyle Humus kentinde akşam 18.00 ile sabah 08.00 arasında sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Türbe Saldırısının Ardından Alevi Protestoları
Halep’te Ebu Abdullah Hasibi’nin türbesine zarar verildiği iddialarına ilişkin sosyal medyada yayılan videolar, başta Humus, Lazkiye, Tartus ve Hama gibi illerde büyük çaplı gösterilere yol açtı. Alevi grupların düzenlediği protestolarda “Aleviyye” ve “Ya Ali Ya Ali” sloganları yükselirken, Humus ve Tartus kentlerinde eylemciler ile güvenlik güçleri arasında çatışmalar yaşandı. Çatışmalarda ölü ve yaralıların olduğu bildirilse de, tarafların verdiği sayılar birbirini tutmuyor.
Hristiyan Toplumuyla Gerilim: Noel Ağacı Yakma Olayı
Türbe saldırısı olayından sadece birkaç gün önce, Suriye’nin bazı bölgelerinde Hristiyan azınlıkların Noel hazırlıklarına yönelik saldırılar da dikkat çekmişti. Tartus ve Lazkiye gibi Hristiyan nüfusun yoğun olduğu kentlerde Noel ağaçlarının yakılması ve kiliselerin hedef alınması, bölgedeki Hristiyan toplumunu derinden etkiledi. Bu olayların arkasında radikal grupların olduğu iddia edilirken, hükümet karşıtı bazı örgütlerin dini sembolleri provoke ederek gerilimi artırmaya çalıştığı öne sürülüyor.
Suriye’nin Kırılgan Sosyal Dokusu
Suriye’de yıllardır devam eden iç savaş, mezhepsel ve dini ayrılıkları daha da derinleştirirken, bu tür olaylar toplumdaki kırılganlıkları gözler önüne seriyor. Türbe saldırıları ve Noel ağaçlarının yakılması gibi olaylar, sadece birer münferit olay olarak değil, ülkenin genelindeki toplumsal uyumsuzluğun ve derinleşen ayrılıkların bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
Hükümetin ve Uluslararası Toplumun Tepkisi
Suriye hükümeti, türbe saldırısıyla ilgili bir soruşturma başlattığını duyursa da, olayın failleri hakkında herhangi bir bilgi paylaşmadı. Muhalefet ise bu tür olayların hükümet tarafından provokasyon amacıyla organize edildiğini iddia ediyor. Bazı bağımsız gözlemciler ise, mezhepsel korkuların, tarafların birbirine karşı güç mücadelesinde bir araç olarak kullanıldığına dikkat çekiyor.
Birleşmiş Milletler (BM) ve bazı uluslararası kuruluşlar, Suriye’deki bu tür mezhepsel ve dini şiddet olaylarının bölge istikrarına zarar verdiğini belirterek taraflara itidal çağrısında bulundu. Özellikle dini mekânlara yönelik saldırıların önlenmesi ve topluluklar arasında diyalog zemininin oluşturulması gerektiği vurgulandı.
Geleceğe Dair Endişeler
Suriye’de türbe saldırısı ve Noel hazırlıklarına yönelik saldırılar gibi olaylar, ülkenin savaş sonrası toparlanma sürecini daha da zorlaştırıyor. Uzmanlar, mezhepsel ve dini çatışmaların derinleşmesinin sadece Suriye içinde değil, bölgesel düzeyde de yıkıcı sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekiyor.
Birçok insan hakları örgütü ve bölge uzmanı, Suriye’nin mezhepsel barışını yeniden tesis edebilmesi için uluslararası aktörlerin daha fazla çaba göstermesi gerektiğini savunuyor. Aksi takdirde, bu tür olaylar, ülkenin sosyal dokusunu tamamen yok edecek bir çatışma döngüsünü tetikleyebilir.
- NHY / AA, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Al Jazeera, Reuters