Öğretimin Temel ilkeleri

Öğretim, eğitimin okul içindeki bölümünü kapsayan kısmıdır. Diğer bir ifadeyle öğretim, eğitimin okullarda planlı, programlı ve profesyonel kişiler tarafından verilen bölümüdür.

Öğretimde hedefler daima olumlu yöndedir. Olumsuz bir davranışı kazandırmak hiçbir zaman öğretimin hedefleri arasında yer almaz. Öğretim, Üniversitede öğreteceği konunun ve pedagojinin akademik eğitimini alan profesyonel kişiler olan öğretmenler tarafından verilir.

Öğretim belli ilkeler çerçevesinde gerçekleştirilir. Bu ilkeler aynı zamanda öğretimin Anayasası gibidir. Bu ilkeler iyi öğretmen olmanın ilkeleri olarak ta kabul edilir.

Bunlar;
Basitten karmaşığa ilkesi: Öğretilecek bilgiler, en temel basit bilgilerden üst düzey zor bilgilere doğru sıralanmalıdır. Çünkü basitler, karmaşıkların temelini oluşturur.

Kolaydan zora ilkesi: Öğretilecek bilgiler, öğrenilmesi en kolay olandan öğrenilmesi zor olana doğru sıralanmalıdır. Eğer tersi olursa, öğrenci zor bilgiye karşı kaygı, özgüven eksikliği ve öğrenmeye karşı direnç yaşayabilir.

Açıklık ilkesi (Ayanilik): Öğrencilere kazandırılacak özellikler ve bu amaçla düzenlenecek etkinlikler, öğrenci açısından net, kolay ve anlaşılır bir dil ve düzende gerçekleştirilmelidir.

Ekonomiklik ilkesi: Az miktarda enerji ve materyal ile en kısa sürede, en fazla sayıda amaca ulaşmayı ifade eder.

Somuttan soyuta ilkesi: Öğretilecek bilgiler en somut (elle tutulur, gözle görülür) olandan en soyut (düşünce ve hayal gücüne bağlı) olana doğru sıralanmalıdır.

Bilinenden bilinmeyene ilkesi: Öğretilecek her yeni bilgi, önceden öğrenilenler ile bağlantı kurularak öğretilmelidir. Bu, anlamlı öğrenmenin temelini oluşturur.

Günümüzden geçmişe ve geleceğe ilkesi: Öğretilecek bilgiler, zamansal olarak günümüz koşulları hatırlatıldıktan sonra, geçmişe dönülüp bugünün koşullarına nasıl gelindiği ve gelecekte nasıl olabileceğine doğru sıralanmalıdır.

Çocuğa Göre Öğretim İlkesi (Öğrenciye görelik): Eğitim-öğretim sürecinde, öğrencinin özellikleri dikkate alınmalıdır. Buna göre süreç, öğrencilerin hazırbulunuşluk, ilgi, ihtiyaç, beklenti, yetenek, beceri, zekâ, yaş, olgunluk gibi bireysel özellikleri dikkate alınarak düzenlenmeli ve yürütülmelidir.

Yakından uzağa ilkesi: Öğretilecek bilgiler, öğrencinin en yakın çevresinden (aile, arkadaş, mahalle gibi) onun için uzak olanlara doğru (başka şehirler, ülkeler, yaşantılar gibi) sıralanmalıdır. Böylece öğrenci başka yaşamlar ve gerçekler ile kendi yaşantısını ilişkilendirebilir ve onlar hakkında fikirler üretebilir.

Hayatilik ilkesi (Yaşamsallık): Okul, yaşamın kendisi olmalıdır. Çünkü bilgi, öğrenci tarafından yaşamda kullanıldığı ölçüde anlamlıdır. Bu nedenle, öğrencilere yaşamları boyunca yararlanabilecekleri bilgi ve becerileri kazandırmak gerekir. Örneğin; öğrencilere diş fırçalama, tuvalet eğitimi gibi öz bakım becerileri kazandırmak ya da sosyal yaşam kurallarını öğretmek, onların yaşam boyunca kullanabilecekleri bilgileri kazanmalarını sağlar.

Güncellik ilkesi (Aktüalite): Öğrencilere o günlerde ihtiyaç duyabilecekleri popüler bilgilerin kazandırılmasını ve işlenen konuyla güncel yaşam arasında ilişki kurmalarının sağlanmasını içerir. Örneğin; biyoloji dersinde öğrencilere mikroplardan ve hastalıklardan korunma yolları anlatılırken kuş gribi salgınından bahsedilmesi, ders kış aylarında işleniyorsa nezlenin örnek olarak verilmesi gibi.

Yaparak-yaşayarak öğrenme ilkesi: Öğrencilerin yaşamlarının eğitim sürecine dâhil edilmesi yoluyla öğrenmenin gerçekleşmesidir. Etkinliklerde öğretmenin değil öğrencinin aktif ve merkezde olmasını kapsar. Öğrenci materyallerle ve uygulamalarla ne kadar çok ilişkide olursa, duyu organları o kadar çok uyarılmış olur. Bu da öğrenmede verimi ve kalıcılığı artırır. Projeler üretmek, materyaller hazırlamak, kompozisyon yazmak, sergiye yönelik ürünler oluşturmak gibi etkinlikler gerçekleştirilirse yaparak-yaşayarak öğrenme sağlanabilir.

Arslan ÖZDEMİR